Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.04.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat E... Ö.. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilenler vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan babaları R... E...'den kalan taşınmazların kardeşleri olan Nazif tarafından kadastro tespiti sırasında mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak kendisi ve davalı oğlu Fahri adına tescil ettirerek, sonrasında Nazif adına kayıtlı taşınmazların da davalı Fahri'ye temlik edildiğini ileri sürerek, payları oranında tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuşlardır.
Davalı, muris Rıfat'ın taşınmazlarının mirasçılar arasında taksim edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden toplanan delillerden; çekişme konusu 112 ada 82, 86 ve 115 ada 28 ve 156 parsel sayılı taşınmazların senetsizden zilyetliğe dayalı olarak davalı F.. E.., 112 ada 65, 62, 115 ada 13, 118 ada 44 ve 37 parsel sayılı taşınmazların ise dava dışı N... E...adına aynı şekilde kadastroca tespit ve tescil edildikleri, sonrasında N..E... adına kayıtlı olan taşınmazların 29.09.2009 tarihinde davalı Fahri'ye satış suretiyle temlik edildikleri anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, tapuda kayıtlı olmayan taşınmazlar taşınır mal niteliğindedir. Tapusuz taşınmazlarda zilyetlikten ibaret olan hakkın devri suretiyle yapılan elden bağışlama sözleşmeleri hiçbir biçim koşuluna tâbi değildir. Bu nedenle gizlenerek yapılan bağışlama niteliğindeki tasarruf geçerlidir. Bu tür temlikler bakımından 01.04.1974 günlü ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri yoktur.
Somut olayda, çekişmeli taşınmazların kadastroca senetsizden tespit ve tescil edildiği sabittir.
Hâl böyle olunca, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı olduğu üzere kısmen kabulüne karar verilmiş olması isabetsizdir.
Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, 21.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARARI YAZDIR