Davacı vekili, dava dışı işçi ... vekili tarafından, Sağlık Bakanlığı aleyhine açılan işçi alacağı davasının yargılaması sonucunda davanın kabulüne karar verildiğini ve icra takibi yapıldığını ve dosya borcu M. Devlet Hastanesi tarafından 25/09/2014 tarihinde 11.348,39 TL olarak ödendiğini, işçi haklarındaki yasal sorumluluğun şirkete ait olduğunu ve anılan nedenle Bakanlığın ödemiş olduğu meblağın tamamını rücu hakkı bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla davalı alt işveren şirketlerin elamanı olarak çalışmış olan işçilere işçi alacağından dolayı Bakanlıkça ödenmek zorunda kalınan toplam 11.348,39 TL'nin ödeme tarihinden tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki genel temizlik hizmet alım sözleşmesinin eki niteliğinde olan iş emniyeti sağlık tedbirleri ve hizmet içi eğitim başlıklı 5.3 maddesinde "sosyal sigortalar mevzuatı her türlü işçi ve iş veren hakkındaki haklardan dolayı işçi alınması veya işçi haklarının ödenmesi, işçi çıkartılması gibi tüm sorumlulukların yükleniciye ait olduğu" hükmünün düzenlendiği, davalı şirket basiretli bir tacir olarak imzalamış olduğu sözleşme hükümlerine uymak durumunda olacağın, davacı Sağlık Bakanlığının işçilik haklarından dolayı yapmış olduğu ödemelerin tamamını davalıdan talep edebileceği, davalı şirketin imzalamış olduğu sözleşme hükümlerine uymak zorunda olduğu ve sözleşme ile işçilik haklarından kaynaklı ödemelerin sorumluluğunun son alt işveren davalıya ait olacağı gerekçesiyke davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir.
Bu durumda mahkemece yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile ödenen bedelin tamamından son işverenin sorumlu tululması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiş.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 12.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
KARARI YAZDIR