ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Ve Manevi Tazminat İsteminde Bilirkişi Raporu

05-12-2020 - 1229

Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Ve Manevi Tazminat İsteminde Bilirkişi Raporu


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi
2016/9706
2019/3858
2019-04-01





Davacılar vekili, 11.03.2014 tarihinde, müvekkillerinin murisi idaresindeki araca davalıların sürücü, işleten ve trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu ...'ın vefat ettiğini belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00'er TL maddi ve 50.000,00'er TL manevi (sigorta şirketi maddi tazminattan sorumlu) tazminatın kaza tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsilini talep etmiş, .... için maddi tazminat talebini 101.625,14 TL olarak ıslah etmiştir.

Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı ... yönünden maddi tazminat davasının reddine, Muharrem için 108,29 TL ve .... için 81.300,11 TL'nin kaza tarihi olan 11/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak adı geçen davacılara ödenmesine, (davalı ... yönünden faizin dava tarihinden itibaren yürütülmesine ve poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına), davacılar için ayrı ayrı 30.000,00'er TL manevi tazminatın davalılardan Adil

Kaplan ve ...'dan kaza tarihi olan 11/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalılar Mehmet ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

1-6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2016 tarihinden itibaren 2.190,00 TL'ye çıkartılmıştır. Mahkemece davacı ... için 108,29 TL maddi tazminata hükmedildiğinden, davalılar Mehmet ve ... yönünden adı geçen davacı hakkındaki maddi tazminat ile ilgili verilen hüküm kesin niteliktedir.

Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalılar Mehmet ve ... vekilinin davacı ... hakkındaki temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

3- Kaza sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında, müteveffanın tali, davalı sürücünün asli kusurlu olduğu belirtilmiştir. Antalya 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/213E.-2040483K. sayılı dosyasında Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesince verilen 19/08/2014 tarihli raporda davalı-sanığın asli kusurlu, müteveffanın ise kusursuz olduğunun belirtildiği, bu rapor esas alınarak verilen kararın deracattan geçerek 30.11.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece trafik bilirkişisi ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmış, bu raporlarda da davalı sürücünün % 75, müteveffanın % 25 oranında kusurlu oldukları belirlenmiştir. Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 20.08.2015 tarihli raporunda; davalı sürücü Mehmet'in ilk geçiş hakkını anayol üzerinden gelmekte olan müteveffaya vermemek nedeniyle %75, müteveffanın ise, kask takmaması, hızını düşürmemesi, davalı idaresindeki aracı fark ettiğinde ikazda bulunmaması nedenleriyle % 25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş, Mahkemece bu rapor hükme esas alınmıştır.

Mahkemece hükme esas alınan rapor ile .... Asliye Ceza Mahkemesi’nce alınan bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporları arasındaki kusur dağılımına ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru değildir. Somut olayda, davaya konu kazadaki tarafların kusur oranlarının belirlenmesi bakımından alınan ve mahkemece de benimsenen 20.08.2015 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; müteveffanın, kask takmaması, hızını düşürmemesi, davalı idaresindeki aracı fark ettiğinde ikazda bulunmaması nedenleriyle % 25 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü Mehmet'in ise ilk geçiş hakkını anayol üzerinden gelmekte olan müteveffaya vermemek nedeniyle % 75 kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.

6098 sayılı Borçlar Yasasının, "Tazminatın belirlenmesi" üst başlıklı 51/1 maddesi ile (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 43.maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır.

Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasasının 52. maddesinde (Borçlar Kanunu 44. md.) öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. "Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı" yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır.

Davacıların desteğinin meydana gelen kaza esnasında kask takmadığı, mahkeme tarafından bu nedenle tazminat miktarından % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığı anlaşılmaktadır. Desteğin motosiklette nizamlara aykırı ve kendi can emniyetini tehlikeye atacak şekilde koruyucu önlemler almaksızın yolculuk yapması sürüş kusurlarından değildir. Dava konusu somut olayda da, hakim tarafından isabetli olarak tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilmiştir. Oysa mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda desteğin kusur oranı belirlenirken kask takmamasının da kusur nedenleri arasında gösterildiği anlaşılmakla, müterafik kusura ilişkin hususun kusur raporunda irdelenmesi hatalıdır.

Bu halde mahkemece, öncelikle ceza dosyası da celbedilmek suretiyle, yukarıda yazılı açıklamalar dikkate alınarak, ...trafik kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyetinden kusur durumuna ilişkin çelişki giderici, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

4-Bozma sebep ve şekline göre davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin manevi tazminata yönelik sair temyiz sebeplerinin incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar Mehmet ve ... vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ....ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz irtirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar ve davalılar Mehmet ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılar Mehmet ve ...'a geri verilmesine 01/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi. 

KARARI YAZDIR


Aşağıdaki arama terimleri ile ilgili kararlara etiketlere tıklayarak ulaşabilirsiniz :
trafik kaza bilirkişi rapor maddi manevi tazminat
Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları