- K A R A R -
Davacı vekili, 18.12.2014 tarihinde, davalı ... şirketine sigortalı aracın karıştığı kaza sonucu, yolcu konumundaki davacının yaralandığını ve %12 oranında sakat kaldığını, davalı ... şirketince 7.162,00 TL olarak yapılan ödemenin yetersiz olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 40.500,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle tahsilini talep etmiş, talebini 43.344,23 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, yolcu konumundaki davacının, aracın trafik yönündeki kapısından araca binmeye çalışarak kendi kusuru ile kazaya sebebiyet verdiğini, müvekkili şirketin davacıyı %50 oranında kusurlu kabul ederek ödemede bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Hakem heyetince, davacı talebinin kabulü ile 43.344,23 TL tazminatının 05.10.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince bu karara davalı vekilince itiraz üzerine; itirazın reddine karar verilmiş, ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nce 03/06/2016 tarihli karar ile hakem kurulunca verilen kararın mahkemede saklanmasına, mahkeme esasının kapatılmasına karar verilmiş; itiraz hakem heyeti kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle, maddi tazminat talebine ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür.
Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır. Zira, kanunun emredici hükmü gereği yaptırılan zorunlu trafik sigortalarında sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir. KTK'nun 86/1. maddesi gereği ise, işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusursuzluğu oranında sorumluluğunun kalkacağı açıktır.
Somut olayda davalı, kazaya karışan ve davacının binmeye çalıştığı ... plakalı aracın zorunlu trafik sigorta şirketidir. Trafik kazası tespit tutanağında; “... plakalı hususi otonun ... No:38 önünde (yol ortasında) duraklama yaptığı esnada yolcu konumunda bulunan ... araca binmek için aracın sağ ön kapısını açtığı esnada aynı istikamette seyir halinde olan sürücü ...'ın idaresindeki kamyonu ile sağ tarafından geçiş yaptığı sırada aracının sol arka yan kasa kısımları ile diğer aracın sağ ön kapı kısmına sürtmesi neticesi kazanın meydana geldiği...davacının binmeye çalıştığı ... plakalı araç sürücüsü ...'ün “...araçlarını gidiş yönlerine göre yolun en sağ kenarında durdurmak, yolcuların iniş ve binişlerini sağ taraftan yaptırmamak ve yolcuların iniş ve binişlerini sağ taraftan yapmaması..” kuralını ihlal ettiği, diğer sürücü ...'ın kusurunun bulunmadığı, davacı ...'in ise, yolcu konumunda olduğu belirtilmiştir. Davacının ceza yargılaması hazırlık aşamasında; “...tuz çuvalını bagaja koyduğu, aracın sağ ön kapısını açarak bineceği esnada, aniden gelen kamyon ile kapı arasına kolunun sıkıştığı ...” şeklinde beyanda bulunduğu, diğer iki araç sürücü ifadelerinin de aynı mahiyette olduğu hususları gözetildiğinde, davacının kaza esnasında yolcu değil, yaya konumunda bulunduğu, dosya kapsamından davalı ... şirketinin diğer araç sürücüsü ... 'ın kusursuz kabul edilmesine itirazının bulunmadığı anlaşılmakta olup, hakem heyetince yaya konumunda bulunan davacının kusuruna ilişkin alınmış bir kusur raporu da bulunmamaktadır. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durumda hakem heyetince, davalının ancak sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunması halinde ve kusuru oranında 3. kişilerin zararlarından sorumlu tutulabileceği göz önünde bulundurularak; konusunda uzman bilirkişiden yukarıda yapılan açıklamalar gözetilerek kusur raporu alınması ve oluşacak sonuca göre davalının zarardan sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve hatalı gerekçeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 06.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
KARARI YAZDIR