DAVA : Davacı vekili, müvekkili şirketin 03/10/2010 yılında kurulduğunu, şirketin 04/07/2012 yılında TTSG'de yayınlanmak suretiyle 27/06/2012 tarihinde adresini İstiklal mahallesi ... Koop. Altı No:.../... .../... adresinden ... Mah. ... Sok. No:... .../... adresine taşıdığını, şirketin bir süredir aktif olarak faaliyet göstermemesi sebebi ile, ortaklardan ... ortaklıktan çıkmak istediğini, şirket hisselerini diğer ortak olan ....'e devri için işlem yapılmak üzere toplanıldığında, şirkete ait karar defterinin kayıp olduğunun anlaşıldığını, şirketin karar defterinin taşınma sırasında kaybolmuş olabileceği ancak şirketin aktif olarak faaliyet göstermemesi sebebi ile bu zamana kadar bu durumun fark edilmediği, şirket karar defteri olmaksızın şirketin tasfiyesi ile pay devri mümkün olmadığını beyan ederek talebin kabulü ile karar defteri hakkında zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının bir tacirden beklenen şekilde tutmak ve saklamakla yükümlü olduğu karar defterlerini korumadığı, taşınırken özen yükümlülüğünü yerine getirmediği ve kusurlu olduğundan davanın reddine karar verilmiştir
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, kararın hukuka aykırı olduğumu, müvekkilinin kusurlu olup basiretli tacir sıfatıyla hareket edilmediği hususunda eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, aksi takdirde şirketle ilgili hiç bir işlem yapılamadığını, defterin kaybolmuş olmasının tek başına özen yükümlülüğüne aykırılık gösterildiğine delalet etmediğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
07.2022 tarihinde yürürlüğe giren 7417 sayılı Kanun ile değişik 6102 sayılı TTK'nın 82/7. maddesine göre; bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgelerin; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa; tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren, otuz gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Maddede düzenlenen otuz günlük süre hak düşürücü süredir. Ne var ki, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nın 82/7. maddesi uyarınca onbeş günlük dava açma süresi yürürlükte olup, 7417 sayılı kanun ile getirilen 30 günlük dava açma süresi, aynı kanunun 65/f maddesi gereğince kanunun yayımı tarihi olan 05.07.2022 tarihinde yürürlüğe girdiğinden, eldeki davada 15 günlük dava açma süresinin uygulanması yerindedir.
Somut olayda, davacı müvekkilinin zayi belgesi istediklerini defterinin taşınması sırasında kaybolmuş olabileceğini, aktif olarak faaliyet gösterilmemesi sebebiyle durumun fark edilmediği ileri sürerek zayi belgesi isteminde bulunmuştur.Davacı taraf tacir olup TTK hükümleri uyarınca işlerini yapmakta ve belgelerini saklamakta gerekli dikkat ve özeni göstermeli ve basiretli davranmalıdır. Kaybolma nedeni olarak herhangi bir neden ileri sürülmediği gibi basiretli bir tacir gibi davranarak ilgili belgelerin saklanmasında özensiz davranıldığı dolayısıyla davacının zayi iddiasının inandırıcı bulunmadığının kabulü gerekmiştir. Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunmuştur.
Dosya üzerinde yapılan incelemede istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 615,40 TL peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK'nın 362/1-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere 18.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.