MAHKEMESİ: İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2018/368 Esas - 2018/442
TARİHİ: 04/05/2018
DAVA: Ortaklar kurulu kararının iptali
Taraflar arasındaki dava dışı şirketin ortaklar kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edeni davacı ile davalının dava dışı ... Tekstil İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi'nin ortağı olduklarını, davalının davacı yerine imza atarak ortaklar kurulu kararı almak suretiyle şirketteki ortaklık payının yeniden düzenlendiğini, söz konusu 20/06/2012 tarihli karardaki müvekkiline atfen atılan imzanın davacıya ait olmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle tarafların ortağı olduğu adı yazılı şirketin 20/06/2012 tarihli, 20417 yevmiye nolu ve 28/6/2012 tasdik tarihli kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 04/05/2018 tarihli, 2018/368 Esas - 2018/442 Karar sayılı kararında, "...Somut olayda; dava taraflarının ortak olduğu şirketin 20/06/2012 tarihli ortaklar kurulu kararının iptali istemine ilişkin olduğundan, husumetin şirkete karşı yöneltilmesi gerekirken, davalı ortağa yöneltildiği anlaşılmaktadır. Davalı ortağın iş bu davada taraf sıfatı bulunmadığı anlaşıldığından ve bu husus ileri sürülmese de mahkememizce kendiliğinden dikkate alınması gerekeceği..." gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu karara davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Mahkemece sahte işlemin tarafı olan kişinin davalı şahıs olduğu hususu dikkate alınmadığını, maddi olayın nitelendirilmesinde hataya düşüldüğünü, şirket paylarının değiştirilmesi yönünde yapılan işlemlerin sahte imza kullanılarak davalı tarafından yapıldığını, davalının yaptığı sahte işlemlerle kendi lehine pay oranını usule aykırı olarak yükseltip müvekkiline ait pay oranını ise azalttığını, bu nedenle işlemlerin tarafının davalı hissedar olduğunu, hisse paylarının düzeltilmesi talebinde verilecek karardan etkilenecek olan kişinin de yine davalı olduğunu, bu nedenle davalının pasif husumet yokluğundan söz edilmesinin mümkün olmadığını, Şirket ile birlikte sahte işlemi gerçekleştiren kişinin zorunlu dava arkadaşlığı bulunabileceği ve bu durumda şirketin davaya dahil edilmesi yönünde davacıya süre verilmesi gerekeceğinin değerlendirilmediğini, Tarafların hissedar olduğu ... Tekstil İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketinin iki ortaklı bir şirket olup, davanın tarafları dışında şirket ortağı bulunmadığını, Davanın açıldığı tarih itibariyle şirket yetkilisinin davacı olup, aynı zamanda davanın şirkete yöneltilmesi durumunda, şirketi de davacının temsil edeceği, bu durumun dava edilen konunun asıl etkilenen kişisi olan diğer ortak konumunda olan davalının hiçbir şekilde savunma hakkını kullanamayacağı anlamına geleceğini, bu nedenle davalının pasif husumeti mevcut olduğu, şirketin ayrı tüzel kişiliği olduğu ve açılan davanın şirket tüzel kişiliğini de etkileyeceği düşünülmesi durumunda, soyut kavramların somut durumlar önüne geçemeyeceğinden ancak tüzel kişilik ile birlikte eylemi yapan ve davanın sonucundan etkilenecek olan hissedar ile birlikte zorunlu dava arkadaşlığı oluşturabileceğini, bu durumda da davacıya süre verilerek eksikliklerin giderilmesi gerektiğini belirterek, Yukarıda açıklanan nedenlerle istinaf taleplerinin kabulü ile İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/368 E., 2018/442 K. Sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile kaldırılmasına, davanın kabulüne, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacı ile davalının ortağı olduğu limited şirketin 20.06.2012 tarihli ortaklar kurulu kararının iptali ile, karar öncesindeki pay oranına göre hisselerin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, karar karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355 maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Olayları anlatmak davanın taraflarına, hukuki nitelendirme yapmak ise mahkemeye aittir. Dava, hukuki niteliği itibariyle şirket genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların şirket tüzel kişiliğine karşı açılması gerekir. (Yargıtay 11.HD.20.11.2017, E:6123 K:8867.sayılı kararı, dairemizin 2017/152 E 2017/148 K 10.04.2017 Tarihli kararı). Dava şirket tüzel kişiliğine değil, şirket ortağına yöneltilmiştir. Şirket, davada taraf gösterilmemiştir. Davada tek bir taraf vardır, o da dava dilekçesinde ve ilk derece mahkemesinin karar başlığında davalı olarak gösterilen ... 'dır. Bu şahsın pasif husumet ehliyeti (davalı sıfatı) yoktur. Bu nedenle davanın pasif husumet ehliyeti (davalı sıfatı) bulunmadığından reddine karar verilmesi isabetli olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde değildir. Bu sebeple, HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekilince yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK'nın 3531.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 10/06/2020 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK'nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.
kaynak: (www.corpus.com.tr)
KARARI YAZDIR