MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı ... vekili, davalının banka hesaplarında tarafların evlilik birliği içinde yaptıkları birikimlerden kaynaklı paralar bulunduğunu, ayrıca bu birikimler ile davalının ... ilçesinde adına kayıtlı taşınmazlar bulunmasının muhtemel olduğunu ileri sürerek davalının ... Bankası ... Şubesindeki hesabında bulunan 400.000 TL’nin yarısı 200.000 TL’nin ve diğer banka hesaplarındaki paraların yarısının davalıdan tahsiline, davalı adına ... ilçesinde kayıtlı olması muhtemel taşınmazların ½ payının davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, 22.01.2010 tarihli yargılama oturumunda taşınmazların ½ payına ilişkin taleplerini atiye terk ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı ..., davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının ev hanımı olduğu, davalının Almanya’da işçi olarak çalıştığı, ... Bankasından gelen müzekkere cevabına göre tasfiyesi istenen mevduatın 2002 yılından sonra banka hesabına yatırıldığı, edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olarak tasfiyeye gidilmesi gerektiği, paranın miktarının banka kayıtlarından belli olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 200.000 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir.
Eşler, 18.07.1986 tarihinde evlenmiş, 29.07.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 11.03.2010 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM mad. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasanın 10, TMK mad. 202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 s.lı TMK mad. 179).
Mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir.Şöyle ki; Mahkemece davalının iddia edilen banka hesaplarında boşanma dava tarihi itibarıyla veya öncesinde mevcut bir para bulunup bulunmadığı araştırılıp ilgili kayıtların temin edilmesi, paranın mevcut olduğunun tespiti halinde bu paranın hangi tarihte yatırıldığına ilişkin olarak hesapların ilk açılış tarihinden itibaren takiplerinin yapılması suretiyle bu hususun açıklığa kavuşturulması, gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli, ayrıntılı rapor alınmasından sonra iddia-savunma ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken anılan yönler gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla, HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.