Taraflar arasındaki kullanım kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda, davanın reddi yolunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02.04.2001 gün ve 2001/1862-2523 sayılı bozma kararında özetle "Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığı, bir örneği dosyada yeralan orman tahdit haritasındaki orman sınır hattı ile, hükme dayanak yapılan bilirkişi krokisindeki aynı orman sınır hattının farklı olduğu, bu çelişkinin üzerinde durulmadığı, bir orman mühendisi ve bir fen elemanı bilirkişi vasıtasıyla yeniden yapılacak keşifte, orman tahdit haritası ve tapulama paftası sağlıklı biçimde zemine uygulanarak çekişmeli taşınmazın orman sınır hattına göre konumunun saptanması, bilirkişilere tahdit hattına irtibatlı müşterek imzalı kroki düzenlettirilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine ve dava konusu parselin tesbit gibi Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 15.06.1982 tarihinde ilan edilip dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen, bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; bozma sonrasında, orman kadastro ve 2/B madde uygulamasına ilişkin haritaların ve tutanakların uygulamasına dayalı orman yüksek mühendisi bilirkişi ve harita mühendisi bilirkişi raporlarında, orman sınır noktalarının orman kadastro ve 2/B haritalarındaki koordinatlarına göre, zeminde bulunamadığı, orman sınır noktalarının haritadaki koordinatlarına göre zeminde bulunması gereken yerlere göre tesbit edilen orman sınır hatlarına göre, aslında 2/B madde uygulamasına konu olamayacak yerlerin, 2/B madde uygulaması ile hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmış gibi görüldüğü, orman kadastro haritasındaki koordinatlarına göre orman sınır noktalarının bulunması gereken yerlerin, orman kadastro ve 2/B madde uygulamasına ilişkin tutanaklarda tarif edildiği yerlerle uyuşmadığı, Orman kadastro ve 2/B madde uygulamasına ilişkin tutanaklarda tarif edilen yön ve mesafelere göre ilgili orman sınır noktalarının, genel arazi kadastrosu sırasında orman kadastro tutanaklarında tarif edildiği gibi gerçeğe uygun olarak aplike edildiği ve bu aplikasyonun zeminde bulunan orman sınır noktaları ile uyuştuğu, taşınmazların aktüel durumlarına uygun olduğu, buna göre çekişmeli taşınmazın, 15.06.1983 tarihinde kesinleşen 1744 sayılı yasa ile değişik 6831 sayılı yasanın 2. Maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı bildirilmiştir.
Ne var ki; Mahkemece bozma sonrası yapılan keşifte yerel bilirkişi dinlenmemiş, orman kadastro ve 2. madde uygulamasına ilişkin tutanaklarda tarif edilen orman sınır noktalarının zeminde nasıl saptandığı, tutanaklarda bahsi geçen mevkii ve yerlerin nasıl belirlendiği raporlarda açıklanmamış, orman sınır noktalarının tutanaklarda tarif edilen yön ve mesafeleri, orman kadastro ve 2. madde uygulamasına ilişkin haritalardaki açı ve mesafelere uygun olduğu halde, Orman sınır noktalarının tahdit haritasındaki koordinatlarına göre zeminde bulunması gereken yerleriyle orman kadastro tutanaklarında tarif edilen yerlerinin çeliştiği bildirilmiş, bu çelişkinin giderilmesinde orman kadastro ve 2 madde uygulamasına ilişkin hava fotoğraflarından yararlanılmamış, Orman tahdit haritasındaki orman sınır noktalarının koordinatlarına uygun olarak zeminde bulunması gereken yerlere göre oluşturulacak orman sınır hatlarına göre 2 madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarıldığı anlaşılan yerin bitki örtüsü, hava fotoğraflarında ne şekilde görüldüğü, kullanıcı gerçek kişiler ile olan ilgisi üzerinde gereği gibi durulmamıştır.
Orman tahdidinin kesinleştiği yerlerde bir yerin orman olup olmadığı ve hukuki niteliği, orman tahdit tutanak ve haritalarının uygulanması ile belirlenir.
Mahkemece, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek Üç uzman orman yüksek mühendisi, bulunamadığı takdirde orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, tutanaklarda bahsi geçen sabit mevki ve yer adları konusunda yerel bilirkişi ifadelerinden yararlanılarak, 1941 orman tahdidi ve 1983 aplikasyon ve 1744 sayılı yasa ile değişik 2. Madde uygulamasına ilişkin tutanaklar ve haritalar ile arazi kadastro paftası, 6831 sayılı Orman Yasasına Göre Orman Kadastrosu Ve Aynı Yasanın 2/B madde Uygulanması Hakkındaki Yönetmelik ve bu yönetmeliğin 54 maddesi gereğince çıkarılan teknik izahatnamede tarif edilen yöntemle, çekişmeli taşınmazlara geniş çevresi ile birlikte sağlıklı biçimde uygulanmalı, zeminde bulunamayan orman sınır noktaları, bulunan diğer orman sınır noktalarından hareketle, tutanak ve haritalardaki açı ve mesafelere göre bir bir bulunup, zeminde işaretlenmeli, uygulamada haritaların yapımında kullanılan hava fotoğraflarından yararlanılmalı, çekişmeli taşınmazların 1941 tahdit hattına ve 1983 yılında kesinleşen 2. Madde uygulaması ile belirlenen hatta göre konumu duraksamaya meydan vermeyecek biçimde saptanmalı; çelişki halinde orman sınır noktalarının zemindeki ve genel arazi kadastro krokisinde yerine itibar edilemeyeceği, Orman kadastro ve 2. Madde uygulamasına ilişkin tutanaklarda yön ve mesafe olarak tarif edilen ve haritaların yapımında kullanılan hava fotoğraflarıyla desteklenen yerlerine itibar edilmesi gerektiği bilinmeli; bilirkişilere uygulamayı detaylı olarak gösteren ayrı renk ve kalemlerle işaretli, orman tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmeli, ve tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yetersiz inceleme ve bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Yönetime iadesine 28/03/2002 günü oybirliği ile karar verildi.
KARARI YAZDIR