Davacı tarafından, davalı aleyhine 10.6.1998 gününde verilen dilekçe ile beyanlar hanesine şerh verilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.11.1999 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Karar: Davacı, 16 parsel sayılı taşınmazdan pay satın aldığını, özel parselasyon sonucu kendisine verilen yere ev yaptığını, ancak; imar uygulaması sonucu, evinin bulunduğu yerin 13 parsel numarası ile Hazine adına tescil edildiğin ileri sürerek, tapunun beyanlar hanesine, taşınmaz üzerindeki evin kendisine ait olduğunun yazılmasını istemiştir.
Dava, tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verilmesi isteğine ilişkindir.
Tapu Sicil Tüzüğü 60 vd. maddelerinde tapu kaydının beyanlar hanesine hangi hususların işaret edileceği gösterilmiştir. Anılan maddelere göre, teferruat, kanunen tesis edilen daimi geçit hakkı, Medeni Kanuna göre artık tesisi mümkün olmayan ayni haklar (Tatbikat Kanunu 39. maddesi), kamu hukukundan kaynaklanan mülkiyet kayıtlamaları, inşaatta işe başlama tarihine ilişkin beyan, eşyaya bağlı ayni haklar, Kat Mülkiyeti Kanunu ve Kadastro Kanununda öngörülen haller beyanlar hanesinde gösterilebilecektir.
Ayrıca, Medeni Kanunun 919. maddesinde de beyanlar hanesine yazılacak şahsi haklar, sözleşmeden kaynaklanan şufa, vefa, iştira ile kira ve isticar hakları olarak düzenlenmiştir.
Somut olayda, dava konusu 13 parsel sayılı taşınmaz imar uygulaması ile oluşmuştur. İmar Kanununu 18/9 maddesi Düzenleme sırasında plan ve mevzuata göre muhafazasında mahzur bulunmayan bir yapı, ancak bir imar parseli içinde bırakılabilir. Tamamının veya bir kısmının plan ve mevzuat hükümlerine göre muhafazası mümkün görülmeyen yapılar ise, birden fazla imar parseline de rastlayabilir. Hisseli bir veya birkaç parsel üzerinde kalan yapıların bedelleri, ilgili parsel maliklerince yapı sahiplerine ödenmedikçe ve aralarında başka bir anlaşma temin edilmedikçe veya şüyuu giderilmedikçe, bu yapıların eski sahipleri tarafından kullanılmasına devam olunur hükmünü içermektedir. Gerek anılan maddede gerekse maddenin uygulanmasına ilişkin yönetmelikte bir veya birkaç parsel üzerinde bırakılan binanın kime ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesi hususunda bir hüküm bulunmamaktadır.
Davacının binası 10 ve 13 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bırakılmıştır. Daha sonra yeniden yapılan düzenleme ile 13 parsel sayılı taşınmaz 23 parsel numarası almıştır. Bu parsel davacı kullanımındadır. 18. madde uyarınca da binanın bedeli ödeninceye kadar kullanım hakkı vardır. 18. madde imar uygulaması ile başkasına ait taşınmaz üzerinde binası bulunun kişiye binayı kullanma hakkı tanımış, mülkiyetin beyanlar hanesinde gösterilmesi hususunu düzenlememiştir.
Mahkemece, davacının imar parseli üzerindeki binası nedeniyle bulunun şahsi hakkının yukarda açıklanan beyanlar hanesinde gösterilecek hususlardan olmadığı ve ayrıca İmar Kanununa göre de böyle bir şerh olanağının bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı nedenlerle kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 24.05.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
KARARI YAZDIR