Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın bir kısım davacılar yönünden açılmamış sayılmasına, bir kısım davacılar yönünden hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesinin 5. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte ... ... 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/383 E. - 2017/286 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın bir kısım davacılar açısından açılmamış sayılmasına, bir kısım davacılar açısından ise hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince HMK'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere kararın dayandığı gerekçeye göre davacılar ..., ..., ... ve ...’ın davacı vekilinin bu kişiler açısından davayı takip etmeyeceğini beyan etmesi ve süresi içerisinde davayı yenilememesi nedeniyle davasının açılmamış sayılmasına; ... ... mirasçıları dışındaki davacıların davasının ise kamulaştırma noter tebligatlarının usulüne uygun olarak tapu malikleri davacıların murislerine yapıldığından bahisle hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
Tapu maliki ... ... mirasçıları bakımından; noter kanalıyla çıkartılan kamulaştırma tebligatı “alıcının abisi ...’a yirmi yedi haziran dokuz yüz atmış dokuzda tebliğ edildi.” ibaresi ile tapu maliki ...’in abisi ... imzasına 27.06.1969’ da tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Kamulaştırma Kanununun 25.maddesi uyarınca hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi, mal sahibi açısından, usulüne uygun olarak yapılan tebligatla başlar.
Her ne kadar muris ... ...’a abisi adına tebliğ edilmişse de kural olarak tebligat, tebliğ yapılacak şahsa yapılır. Tebliğ yapılacak şahsın bilinen adresinde bulunmadığı durumlarda tebligatın ne şekilde yapılacağı Tebligat Kanununda açıkça düzenlenmiştir. Tebligat Kanunu 16. maddesinde kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere yapılır. Buna göre kendisine tebliğ yapılacak kişinin evde bulunmama sebebi ile tebligatı alan kişinin muhatap ile aynı çatı altında oturduğunun tebliğ mazbatasında belirtilmesi gereklidir. Bu itibarla, adı geçen murise yapılan tebligatta muhatabın adreste bulunmama sebepleri gösterilmemiş olup, yapılan tebligat geçersizdir.
Bu durumda; muris ... ... adına çıkartılan noter tebligatının yasa hükümlerine uygun olmadığı, bedelin de adı geçen murisin mirasçıları olan davacılar tarafından alındığı ispatlanamadığı anlaşıldığından, dava konusu parsele ilişkin muris ... ...’ın mirasçılarının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde adı geçen davacılar bakımından da davanın reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmünün açıklanan nedenlerle HMK'nun 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 04/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.