ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Kamu Alacağının Şirket Yönetim Kurulu Üyesinden Tahsil Edilebilme Şartları

17-03-2021 - 348

Kamu Alacağının Şirket Yönetim Kurulu Üyesinden Tahsil Edilebilme Şartları


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
İzmir Bölge İdare Mahkemesi 6. İdari Dava Dairesi
2018/2383
2019/1
2019-01-04





 

Davacının, Ş. Üniversitesinden tahsil edilemeyen amme alacaklarının tahsili amacıyla, İzmir Belkahve Vergi Dairesi Müdürlüğünce 6183 Sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesi uyarınca düzenlenen 30.880,00-TL tutarındaki 14.11.2017 tarih ve 20171114665090000008 Sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada; idari para cezasının asıl borçlu Ş. Üniversitesi Rektörlüğü'ne tebliğ edildiği, Üniversite tarafından yapılan itirazın ise İzmir 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından 2016/2045 D.İş sayılı kararı ile reddedilmesi sonrasında, kararın 17.11.2016 tarihinde kesinleştiği, anılan üniversitenin mal varlığının bedelsiz olarak kamuya geçirildiği ve ortada anılan üniversiteden tahsili kabil bir alacak kalmadığı, Fetullahçı Terör Örgütü ile mücadele kapsamında OHAL döneminde çıkarılan KHK gereğince kapatılan Ş. Üniversitesi'nin mütevelli heyet üyesi ve anılan üniversiteyi temsile yetkili olduğu anlaşılan davacı adına, kesinleşen ve söz konusu üniversiteden tahsil edilemeyeceği anlaşılan bir kısım kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda İzmir F353. İdare Mahkemesi Hakimliği'nce verilen 02/11/2018 tarih, E: 2018/626, K: 2018/1427 Sayılı kararın; kendisinin defter tutmakla ilgilenen mali müşavir olduğu, halen tutuklu bulunduğu, bu nedenle yasal olarak Ş. Üniversitesi Hastanesinin mütevelli heyetinde yasal olarak yer almasının mümkün olmadığı ileri sürülerek istinaf yoluyla kaldırılması istemidir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Kararın usul ve hukuka uygun olduğu belirtilerek istinaf başvurusunun reddi gerektiği savunulmaktadır.

Hüküm veren İzmir Bölge İdare Mahkemesi Altıncı İdare Dava Dairesince; dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler incelenerek gereği görüşüldü: KARAR : 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İstinaf" başlıklı 45. maddesinde, "2. İstinaf, temyizin şekil ve usullerine tabidir.

...

4. Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu hâlde bölge idare mahkemesi işin esası hakkında yeniden bir karar verir. İnceleme sırasında ihtiyaç duyulması hâlinde kararı veren mahkeme veya başka bir yer idare ya da vergi mahkemesi istinabe olunabilir. İstinabe olunan mahkeme gerekli işlemleri öncelikle ve ivedilikle yerine getirir.

...

6. Bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir. " kurallarına yer verilmiş; "Temyiz" başlıklı 46. maddesinde Bölge İdare Mahkemelerinin kararlarının tebliğini izleyen 30 gün içerisinde Danıştayda temyiz edilebileceği öngörüldükten sonra temyize tabi kararlarının hangileri olduğu sayma yoluyla sınırlanarak belirlenmiş, "temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinde,"1. Temyiz incelemesi sonunda Danıştay;

a- ) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar.

b- ) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar.

2. Temyiz incelemesi sonunda Danıştay;

a- ) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b- ) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c- ) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması,

sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozar.

3. Kararların kısmen onanması ve kısmen bozulması hâllerinde kesinleşen kısım Danıştay kararında belirtilir...." kuralına yer verilmiştir.

Dava, davacının, Ş. Üniversitesinden tahsil edilemeyen amme alacaklarının tahsili amacıyla, İzmir Belkahve Vergi Dairesi Müdürlüğünce 6183 Sayılı Kanun'un mükerrer 35). maddesi uyarınca düzenlenen 30.880,00-TL tutarındaki 14.11.2017 tarih ve 20171114665090000008 Sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılmıştır.

6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesinin 1. fıkrasında; "Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin malvarlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir." hükmüne yer verilmiş, 37. maddesinde, amme alacaklarının hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödeneceği, hususi kanunlarında ödeme zamanı tespit edilmemiş amme alacaklarının Maliye Bakanlığınca belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödeneceği ve bu ödeme müddetinin son gününün amme alacağının vadesi olduğu, 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, 58. maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde itirazda bulunabileceği hükme bağlanmıştır.

07.02.2018 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7091 Sayılı 670 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un "Devir işlemlerine ilişkin tedbirler" başlıklı 5. maddesinin birinci fıkrasında, 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının her türlü taşınır, taşınmaz, malvarlığı, alacak ve hakları ile belge ve evraklarının ( devralınan varlık ); her türlü tespit işlemini yapmaya, kapsamını belirlemeye, idare etmeye, avans dahil her türlü alacak, senet, çek ve diğer kıymetli evraka ilişkin olarak dava ve icra takibi ile diğer her türlü işlemi yapmaya, devralınan varlıklarla ilgili olup kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle tevsik edilen borç ve yükümlülükleri tespite ve hiçbir şekilde devralınan varlıkların değerini geçmemesi, ek mali külfet getirmemesi, asıl borçlu ve diğer keller hakkında kesin aciz vesikası bulunan haller hariç olmak üzere kefaletten doğmaması ve Fethullahçı Terör Örgütü ( FETÖ/PDY )'ne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olmayan kişilerle gerçek mal veya hizmet ilişkisine dayanması şartıyla bu varlıkların değerlendirilmesi suretiyle bunları uygun bir takvim dahilinde ödemeye,...devralınan varlıkların idaresi, değerlendirilmesi, elden çıkarılması için gerekli her türlü tedbiri almaya, gerektiğinde devralınan varlıkların tasyesi veya satışı amacıyla uygun görülen kamu kurum ve kuruluşlarına devretmeye, devir kapsamında olmadığı belirlenen varlıkları iadeye, kapatılanların gerçek kişiye ait olması halinde devralınacak varlıkların kapsamını belirlemeye, tereddütleri gidermeye, uygulamaları yönlendirmeye, bütün bu işlemleri yapmak amacıyla usul ve esasları belirlemeye, vakıar yönünden Vakıar Genel Müdürlüğü, diğerleri yönünden Maliye Bakanlığının yetkili olduğu, ikinci fıkrasında, bu madde kapsamında devralınan varlıklardan nakit ve diğer hazır değerlerin emanet, diğer varlıkların ise nazım hesaplarda izleneceği, nazım hesaplarda izlenen varlıklardan elden çıkarılanların tutarının emanet hesaplarına alınacağı, ödenmesine karar verilen borçların bu emanetlerden ödenerek kalan tutar bütçeye gelir kaydedileceği, ...dördüncü fıkrasında ise, birinci fıkra kapsamında tespite konu edilebilecek borç ve yükümlülüklere ilişkin olarak hak iddiasında bulunanlarca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altmış günlük hak düşürücü süre içerisinde ilgili idaresine kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle müracaat edileceği, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak kapatma işlemlerinde ise altmış günlük süre kapatma tarihinden itibaren başlayacağı, beşinci fıkrasında da, ( Değişik: 13/2/201 8-7098/EK MADDE 1 ) Borçların ödenmesinde, kamu idarelerine ödenmesi gereken vergi, resim, harç, fon kesintisi, pay gibi borçlar, çalışanların sigorta primleri, rehinli alacaklar, enerji, iletişim ve su kullanım borçları, çeşidine bakılmaksızın beşyüz Türk Lirasını geçmeyen borçlar ve diğerleri şeklinde sıralamanın esas alınacağı ... düzenlemesine yer verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; ödeme emrine konu edilen borcun asıl borçlusunun Ş. Üniversitesi; dava konusu para cezasının Çalışma ve İş Kurumu İzmir İl Müdürlüğünce İş Kurumu teftiş raporlarına istinaden kesilen idari para cezası olduğu, bu cezaya Ş. Üniversitesi tarafından yapılan itirazın Mahkeme tarafından reddedilerek kararın kesinleştiği, söz konusu Üniversitenin 667 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılarak malvarlığının hazineye devredildiği, yapılan devir dolayısı ile anılı Üniversitenin tüzel kişiliği kalmadığı gibi borçlarını karşılayacak malvarlığı da bulunmadığından bahisle Ş. Üniversitesinin mütevelli heyet üyesi olan davacı adına işbu davaya konu ödeme emrinin düzenlendiği, davacı tarafından anılan ödeme emrinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Olayda; dava konusu ödeme emrinin, asıl borçlu olan Ş. Üniversitesinin borçlarına binaen düzenlendiği, söz konusu Üniversite tarafından borçların ödenmemesi ve sonrasında 23/07/2016 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 667 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılarak malvarlığının hazineye devredilmesi üzerine 6183 Sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesi uyarınca mütevelli heyet üyesi olan davacıdan tahsili amacıyla davacı adına dava konusu ödeme emrinin düzenlenerek tebliğ edildiği anlaşılmıştır.

Bakılan uyuşmazlıkta, para cezasının borçlu Üniversiteye tebliğ edildiği, Üniversite tarafından yapılan itirazın ise İzmir 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından 2016/2045 D.İş Sayılı kararı ile reddedilmesi sonrasında, kararın 17.11.2016 tarihinde kesinleştiği, diğer taraftan 7091 Sayılı Kanun ile yapılan düzenlemede kapatılan kurum ve kuruluşların kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle tevsik edilen borç ve yükümlülüklerini tespite ve hiçbir şekilde devralınan varlıkların değerini geçmemek ( ... ) suretiyle bunları uygun bir takvim dahilinde ödemeye Maliye Bakanlığının yetkili kılındığı ve kapatılan kurum ve kuruluşların ödenecek borçları ile ilgili olarak öncelik sıralaması değiştirilerek kamu idarelerine ödenmesi gereken vergi, resim, harç, fon kesintisi, pay gibi borçlar ilk sıraya alındığı ve 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda belirli kılınan ilkelerin

7091 Sayılı Kanun ile getirilen düzenlemelerle de korunarak öncelikle asıl kamu alacaklarının malvarlığından tahsilinin öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Yukarıda yer verilen amir hükümler uyarınca, kanuni temsilci sıfatıyla ilgili kişilerin takip edilebilmesi için, kamu alacağının asıl borçlusundan kısmen veya tamamen tahsil imkanının bulunmadığının somut biçimde ortaya konulması gerekmekte iken; dava konusu ödeme emri ile tahsili istenilen amme alacağının kapatılan Ş. Üniversitesinin malvarlığının devredildiği Maliye Bakanlığından tahsil edilip edilemeyeceği hususu kesinleştirilmeksizin kanuni temsilci davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Öte yandan, davacının adli yardım talebinin kabul edilmesi sebebiyle dava açılış aşamasında tahsil edilemeyen 35,90 TL başvuru harcı, 35,90 TL karar harcı ve resmi puldan karşılanan 112,00 TL posta masrafı ile istinaf başvurusu sırasında alınmayan 98,10-TL istinaf yoluna başvuru harcının ve 56,00-TL istinaf posta masrafının haksız çıkan davalı idareden tahsili gerekmekte ise de, davalı idarenin genel bütçeye dahil idarelerden olması nedeniyle yargılama giderinin tahsiline yer bulunmamaktadır. Nitekim Danıştay 14. Dairesinin 15.12.2015 tarih ve 2014/561, K:2015/10166 Sayılı kararı da bu yöndedir.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; istinaf başvurusunun kabulüne, İzmir 3. İdare Mahkemesi Hakimliğince "davanın reddi" yolunda verilen 02/11/2018 tarih, E: 2018/626, K: 2018/1427 Sayılı kararın KALDIRILMASINA, dava konusu işlemin İPTALİNE, davanın adli yardım talepli olması nedeniyle dava açılış aşamasında tahsil edilemeyen 35,90 TL başvuru harcı, 35,90 TL karar harcı ve resmi puldan karşılanan 112,00 TL posta masrafı ile istinaf başvurusu sırasında alınmayan 98,10-TL istinaf yoluna başvuru harcı ve 56,00-TL istinaf posta masrafının haksız çıkan davalı idareden tahsili gerekmekte ise de; davalı idarenin genel bütçeye dahil idarelerden olması nedeniyle aşağıda dökümü yapılan ilk aşama yargılama giderleri ile istinaf yargılama giderlerinin tahsiline yer olmadığına, davacı tarafından yapılan 5,20-TL yargılama gideri ile karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.362,00-TL avukatlık ücretinin davalı idare tarafından davacıya verilmesine, 04.01.2019 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

 

KARARI YAZDIR


Aşağıdaki arama terimleri ile ilgili kararlara etiketlere tıklayarak ulaşabilirsiniz :
izmir bölge idare kamu alacağı yönetim kurulu üye tahsil şirket malvarlığı asıl borçlu
Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları