İSTEMİN KONUSU : İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. Vergi Dava Dairesinin 15/12/2017 tarih ve E:2017/4419, K:2017/4960 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına tescilli 22/02/2016 tarihli 30109 ve 30254, 24/02/2016 tarihli 31887 ve 31906 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannameleri muhteviyatı eşyanın kıymetinin, referans kıymete göre ihtirazi kayıtla beyan edilerek ödenen gümrük ve katma değer vergilerinin, eşyaya ait faturada gösterilen kıymete göre hesaplanan tutardan fazlasının yasal faiziyle iade edilmesi istemiyle yapılan itirazın zımnen reddine dair işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarların yasal faiziyle iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İstanbul 14. Vergi Mahkemesinin 18/05/2017 tarih ve E:2016/1109, K:2017/1138 sayılı kararıyla; Gümrükler Genel Müdürlüğü'nün 04/05/2009 gün ve 9645 sayılı yazısında bildirilen referans kıymet dikkate alınarak tahakkuk işlemi yapılmışsa da, eşyanın beyan edilen kıymetinde noksanlık bulunduğuna ilişkin idarece yapılmış herhangi bir tespit bulunmadığı yani kıymet ve kıymeti etkileyen diğer hususlar yönünden davalı idarece yapılmış bir tespitten bahsedilemeyeceğinden salt referans kıymet uygulaması sebebiyle, yükümlüsünün beyan ettiği satış bedeli kabul edilmeyerek, yükseltilmiş kıymet üzerinden vergi tahakkuk ettirilmesinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, fazladan ödenen vergilerin davanın açıldığı tarihten itibaren yasal faiziyle iadesine ve birleştirilen her bir dosya için ayrı vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstanbul 5. Vergi Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 61. maddesi uyarınca davacının beyanının bağlayıcı olduğu, davacı tarafından serbest irade ile beyanda bulunulduğu, bu nedenle Gümrük Kanunu'nun 211. maddesi uyarınca yanlışlıkla ya da fuzulen alınan bir verginin söz konusu olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ZİYNET ÇETİN'İN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu işlemin, ihtirazi kayıtla beyan edilerek ödenen gümrük ve katma değer vergilerinin ihtirazi kayda konu kısmının yasal faiziyle iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali ile ödenen tutarın yasal faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrasının onanması; usul ekonomisi uyarınca davacı adına tesis edilen aynı işlemde yer alan unsurlara ilişkin kendi esasına kayıtlı dosyaların birleştirilmesi suretiyle yargılama yapılması ve yargılama sonucunda birleştirilen, ancak seri dava niteliğinde olmayan işbu davada, haklı çıkan davacı vekili lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden mahkeme kararının vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına 2016 yılında tescilli 4 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın kıymetinin, referans kıymete göre ihtirazi kayıtla beyan edilerek ödenen gümrük ve katma değer vergilerinin eşyaya ait faturada gösterilen kıymete göre hesaplanan tutardan fazlasının geri verilmesi istemiyle İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğüne 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 242. maddesi hükmü çerçevesinde ayrı ayrı itiraz başvurusu yapılmıştır.
Davalı İdare, bu itirazlara iade istemlerinin 4458 sayılı Kanunun 211. maddesine göre geri verme kaldırma formu kullanılarak Gümrük İdaresine yapılması gerektiğini bildiren tek bir yazıyla cevap vermiştir.
Davacı tarafından, bu yazı itirazın reddine yönelik kesin bir cevap sayılmayarak, idarenin kesin cevabını vermesi gereken 30 günlük sürenin dolması beklenmiş, buna müteakip 2577 sayılı Kanunda öngörülen dava açma süresi içinde itirazın zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile fazladan ödenen tutarların yasal faiziyle iadesi istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.
Yargılama sonucunda; dava konusu işlemin, ihtirazi kayıtla beyan edilerek ödenen gümrük ve katma değer vergilerinin ihtirazi kayda konu kısmının yasal faiziyle iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali ile ödenen tutarın yasal faiziyle iadesi ile birlikte birleştirilen her bir dava dosyası için ayrı vekalet ücretine hükmedilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 5911 sayılı Kanunla değişik şekliyle 242. maddesinde, yükümlülerin kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri, cezalar ve idari kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir üst makama, üst makam yoksa aynı makama verecekleri bir dilekçe ile itiraz edebilecekleri; idareye intikal eden itirazların otuz gün içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edileceği; itiraz dilekçesinin süresi içerisinde yanlış makama verilmesi halinde, itirazın süresinde yapılmış sayılacağı ve idarece yetkili makama ulaştırılacağı; itirazın reddi kararlarına karşı işlemin yapıldığı yerdeki idari yargı mercilerine başvurulabileceği; 61. maddesinin 3. fıkrasında da, gümrük idaresince tescil edilmiş olan beyannamenin, ait olduğu eşyanın vergileri ve para cezalarından dolayı taahhüt niteliğinde beyan sahibini bağlayacağı ve gümrük vergileri tahakkukuna esas tutulacağı hükümlerine yer verilmiştir.
Anılan hükümler uyarınca; yükümlülerce kendilerine tebliğ edilmek suretiyle ödenen vergilere ilişkin itiraz yoluna başvurulabilmesi için, İdarece yapılmış bir ek tahakkuk işleminin veya ihtirazi kayıtla verilen beyannameye dayalı tahakkukun bulunması gerekmektedir. İhtirazi kayıt, uygulamada, beyanın bağlayıcılığını etkisiz kılmak ve hak arama yollarına başvuru hakkını saklı tutmak amacıyla beyannameye konulan ve beyanın serbest irade ürünü olmadığını gösteren açıklama olarak nitelendirilmektedir.
4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 232. maddesinde, konusu ve yükümlüsünün aynı olması, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık bulunması şartıyla; birden fazla işleme veya beyannameye ilişkin gümrük vergileri ve para cezalarına tek tahakkuk ve ceza kararının düzenlenebileceği belirtilmiştir.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Aynı dilekçe ile dava açılabilecek haller başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı, ancak aralarında maddi ve hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile dava açılabileceği hükme bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 30. maddesinde, hakimin yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu, 57. maddesinde, davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması, ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri, davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması hallerinde birden çok kişinin ihtiyari dava arkadaşı olarak birlikte dava açabilecekleri gibi, aleyhlerine de birlikte dava açılabileceği,166. maddesinde, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davaların, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceği hükümlerine yer verilmiştir.
Diğer taraftan, mahkeme kararının verildiği tarihte geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 8. maddesinde, bir davanın takibi sırasında karşılık dava açılması, başka bir davanın bu davayla birleştirilmesi veya davaların ayrılması durumunda, her dava için ayrı ücrete hükmolunacağı, 21. maddesinde ise, ihtiyari dava arkadaşlığının bir türü olan seri davaların ister ayrı dava konusu yapılsın, ister bir davada birleştirilsin her biri için ayrı ayrı tam avukatlık ücretine hükmedileceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi kararının, dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan, dava konusu işlemin, ihtirazi kayıtla beyan edilerek ödenen gümrük ve katma değer vergilerinin ihtirazi kayda konu kısmının yasal faiziyle iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali ile ödenen tutarın yasal faiziyle iadeye ilişkin hüküm fıkrası aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmamıştır.
Temyize konu kararını vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasına gelince;
Yukarıda yer alan yasal düzenlemeler birlikte incelendiğinde; konusu ve yükümlüsü aynı olan, aralarında maddi ve hukuki yönden bağlılık bulunan birden fazla işlem için idarelerce tek kararın alınabileceği ve aralarında bağlılık veya sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı tek dilekçe ile dava açılabileceği, ihtiyari dava arkadaşlığının, birden çok kişinin birlikte dava açmaları veya aleyhlerine birlikte dava açılması hallerinde söz konusu olabildiği ve ihtiyari dava arkadaşlığının mevcut olması halinde ise, seri davadan bahsedilebileceği, aynı düzey ve sıfattaki farklı mahkemelerde açılmış davaların birleştirilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Olayda ise, 4 ayrı serbest dolaşım giriş beyannamesi ile ilgili yapılan itirazlara idarece aralarında maddi ve hukuki yönden bağlılık bulunan tek işlem tesis edildiğinin anlaşılması karşısında, davacı tarafından, beyannamelerden kaynaklanan ve aynı maddi olay nedeniyle tesis edildiği anlaşılan işleme karşı, işlemde yer alan beyannamelerin ayrılması suretiyle birden fazla davaya konu edilmesi, ortada ayrı ayrı incelemesini gerektiren maddi ya da hukuki bir nedenin bulunmadığı da gözetildiğinde, davaların etkin ve hızlı şekilde çözümlenmesine ilişkin kurala, diğer bir deyişle, usul ekonomisine uygun değildir. Bu bakımdan, Mahkemece, davacı adına tesis edilen aynı işlemde yer alan unsurlara ilişkin kendi esasına kayıtlı dosyaların birleştirilmesi suretiyle yargılama yapılması yargılama sonucunda birleştirilen, ancak seri dava niteliğinde olmayan işbu davada, haklı çıkan davacı lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken birleştirilen her dava dosyası için ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde ve bu hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusunun reddedilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen de kabulüne,
2. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 5. Vergi Dava Dairesinin 15/12/2017 tarih ve E:2017/4419, K:2017/4960 sayılı kararının, mahkeme kararının iptale ve ödenen tutarın yasal faiziyle iadeye ilişkin hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair hüküm fıkrasının ONANMASINA, yukarıda özetlenen gerekçeyle vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının ise BOZULMASINA,
3. Vekalet ücreti yönünden yeniden bir karar vermek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 12.03.2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
kaynak: (www.corpus.com.tr)