Davacı iddiası; Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 18/05/2007 tarihinden bu zamana kadar çalışmakta iken iş akdinin 29/03/2016 tarihinde feshedildiğini, davalı işverenin müvekkilinin iş akdinin sonlandırılması için geçerli ve haklı bir nedeni bulunmadığını, söz konusu feshin taşeron işçilerinin kadroya alınacağına dair yasal düzenleme ardından, yerine başka işçi alarak kadrolu yapmak amacıyla kötü niyetli olarak yapıldığını, nitekim fesihden sonra işçi alımının yapıldığını, davalının yazılı fesih bildiriminde bulunmayıp, çalışma listelerinde müvekkili adına yer vermeyerek ve işyerine almayarak fesih yaptığını, müvekkilinin SGK kayıtlarından iş akdinin 29 Mart'ta feshedildiğinin öğrenildiğini, davalının feshin son çare olması ilkesini de uygun davranmadığını, arz ve izah olunan nedenlerle müvekkilinin iş akdinin sona erdirilmesi işleminin geçersizliğine ve işe iadesine, çalıştırılmadığı süre için 4 aylık ücret ve işe başlatılmaması halinde en az 8 aylık ücreti kadar iş güvencesi tazminatının ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunması; Davalı E. Maden vekili, davacının en son davanın ihbar edildiği diğer firmalarda çalıştığını, müvekkili ile herhangi bir işçi işveren ilişkisinin mevcut olmadığını, davacının işten ayrılış sebebinin işvereni olan şirket kayıtlarına göre tespit edilebileceğini, müvekkilinin bu davada sıfatının bulunmadığını, bu nedenle firmalarla müvekkili arasında imzalanan sözleşmelere "aynı elemanlarla çalışmaya devam edileceği" yönünden herhangi bir hüküm koyulmasının mümkün olmadığı gibi kurum olarak firmanın hangi çalışanlarla işin yerine getireleceğinin belirlenmesinin söz konusu olmadığını, müvekkilinin davacının çalıştığı işlerde asıl işveren değil ihale makamı statüsünde olduğunu, davacının çalıştığı işin bir bütün olarak anahtar teslimi ihale edildiğini, ihale edilen işlerde müvekkilin kendi kadrolu işçilerinin kesinlikle çalışmadığını, bu nedenle ihale makamı olan müvekkilinin davacı işçinin işvereninden olan ücret alacakları dışındaki diğer alacaklarından sorumlu olmadığını, davacının iddia ettiği gibi iş akdinin haklı olarak feshedilmediği hususunun, aralarında iş sözleşmesi bulunan işveren kayıtlarının esas alınarak belirleneceğini, davanın sadece davacının hizmet akdi ile bağlı olduğu işvereni aleyhine açılmasının gerektiğini, arz ve izah olunan sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf sebepleri; Davacının davalı E. Maden İşletmelerinin asıl işçisi olduğunu davacı ile tüm yüklenici firmalar arasında muvazaaya dayalı bir alt işverenlik ilişkisi kurulduğunu bu husus usulüne uygun oluşturulan bilirkişi heyetlerince keşif de yapılmak suretiyle denetime elverişli bir şekilde usulüne uygun raporlar alınmak suretiyle araştırılmadığını davalı şirkete bağlı B. biriminde 18/05/2007 - 29/03/2016 yılları arasında çalıştığını bu zaman diliminde, davalı E. Maden İşletmeleri, davalı E., Maden işletmeleri, esas işin aslında ayrılamaz bölümlerini çeşitli yüklenici firmalara kağıt üzerinde devrettiğini davalı E. Maden işletmelerine başvurarak işe alındığını girdiği tarihten itibaren aynı işi yapmaya devam ettiğini işverenin olduğu iddia edilen firmalarla hiç bir irtibatı olmadığını davacının emir ve talimatları davalı E. Maden işletmesinden almasının, tüm özlük haklarının bu davalı tarafından belirlenmesinin yanında, yüklenici firmaları da hiç bir biçimde bilmediğini , tanımadığını kendisini Ei Maden işletmelerinin işçisi olarak bildiğini her ihale sonrası hangi işçi ile çalışmaya devam edileceği, ihaleyi alan firma değil bizzat E. Maden İşletmeleri tarafından belirlendiğini iş akdinin taşeronda çalışan işçilerin kadroya geçirilmesine olanak sağlayan yasal düzenlemeden sonra bizzat E. Maden İşlemeleri tarafından yenilenmeyerek feshedildiğini "kadroya geçiş olacağı için E. Maden İşletmesi yöneticilerinin kendi yakınlarını işe almak istedikleri bu yüzden işçi çıkardıkları"dair yaygın bir söylenti olduğunu yöneticilerin yakınlarının kadroya geçirildiğini, triyaj (madeni elle ayıklama) işi olduğunu E. Maden İşlemelerinin Kestelek Bor işletme müdürlüğü tarafından çıkarılan madenlerde triyaj yani elle ayıklama işi olup, bu iş, madenciliğin, en temel ve uzmanlık gerektirmeyen asıl işlerinden biri olduğunu davalı E. Maden İşletmeleri ile, alt işveren olduğu iddia edilen şirket arasında asıl işte çalıştırılacak ve teknolojik bilgi ve eğitim gerektirmeyecek işler çalıştıracak işçilerin alımı için sözleşme yapıldığı, zaen işçilerin de başından beri E. Maden işlemelerinde davalı kurumun talimatları ile çalıştığını dahili dava yolu olmadığından davalı şirkete karşı açılan dava hakkında karar verilmemi,ş olması yerinde olmadığını davalı olarak gösterilmeyen A. Ltd Şti.'ne davanın teşmili için taraflarına süre verildiğini ve süresinde teşmil işlemi yapılmış buna rağmen yerel mahkeme kendi kararı ile yapılan teşmilin usule aykırı olduğuna karar verdiğini belirterek davalı E. Maden İşletmeleri ile A. Ltd.Şti arasındaki alt işverenlik ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğunun tespiti için işyerinde keşif yapılarak, tekrar tanık dinlenerek, ÇSGB İş teftiş Kurulu Başkanlığının ilgili raporları getirtildikten sonra; konusunda uzman bilirkişilerin seçimi ile yeniden rapor alınması ve davacının davalı E. Maden İşletmelerindeki işine iadesine karar verilmesini alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olmadığının tespiti halinde; kabul anlamına gelmemekle beraber; teşmil işleminin geçerli sayılarak bu kez davacının davalı şirkete işe iadesine ve işe iadenin sonuçlarından tarafların müştereken müteselsilen sorumlu olacağına karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf taleplerinin değerlendirilmesi ve gerekçe; 6100 Sayılı HMK'nın 355. Maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf sebepleriyle bağlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Dava geçersiz fesih nedeniyle açılan işe iade davasıdır.
İlk derece mahkemesince verilen ilk kararda" Feshin geçersizliğine ve davacının, davalı E. Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ndeki işine iadesine, davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminatın davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla davacının kıdemi ve fesih nedeni dikkate alınarak taktiren davacının beş aylık brüt ücreti tutarında belirlenmesine, davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok dört aya kadar ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin gerektiğine" dair karar verildiği anlaşılmıştır.
İş bu karar dairemizin 18/04/2019 tarih 2018/4059 Esas 2019/931 Karar sayılı ilamıyla "Somut olayda mahkemece gerekçeli kararda davacının davalı E. Maden İşletmeleri bünyesinde triaj işçisi olarak çalıştığı, davalılar arasındaki hizmet sözleşmesi incelendiğinde aralarında asıl işveren - alt işveren ilişkisi bulunduğu belirtilmektedir. Asıl işveren alt işveren ilişkisinin varlığı halinde muvazaadan bahsedilmesi mümkün değildir. Çünkü her iki durum birbiriyle çelişen niteliktedir. Mahkemece bu tespit yapıldıktan sonra asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu ve bu şekilde aralarındaki sözleşmenin muvazaalı olduğu değerlendirilmesine gidilmiştir." yerel mahkeme kararındaki gerekçenin kendi içinde ve hüküm fıkrasıyla çelişki oluşturması nedeniyle kaldırılmıştır.
Uyuşmazlık davalılar arasındaki hukuki ilişki de asıl-alt işveren ilişkisinin geçerli olup olmadığı ve feshin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davacı triyaj işçisi olarak çalıştığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece davaya A. İnşaat Akaryakıt Madencilik Tarım Otomotiv Mühendislik Şirketi'nin dahil edilmesinin kendi hukuklarını koruyacak açıklama ve ispat hakları açısından zorunludur.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nin 2017/36804 Esas - 2017/17889 Karar sayılı 14/09/2017 tarihli" aksine bir düşünce Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkına ve 6100 Sayılı Kanun'un 27. maddesinde öngörülen hukuki dinlenilme hakkına aykırılık teşkil eder. Buna göre, işe iade davalarına özgü olarak, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin söz konusu olduğu davalarda, davalı taraf yönünden bir çeşit şekli (usûlî) bakımdan mecburi dava arkadaşlığının mevcut olduğu kabul edilmelidir. Görüldüğü üzere, bu çözüm tarzı hem işçi hem de işveren yönünde hukuka uygun maddî ve usûlî bakımdan her iki tarafın haklarını korumasını sağlayan bir çözümdür."şeklindeki kararına uygun şekilde davaya dahil edilmesi isabetlidir. A. İnşaat Akaryakıt Madencilik Tarım Otomotiv Mühendislik Şirketine dahili davalı dilekçesi de eklenerek 14/12/2016 tarihinde usulüne uygun davetiyenin tebliğ edildiği görülmüştür.
Yerel mahkemenin dahili dava kurumu olmadığı gerekçesiyle dahili davalı hakkında karar verilmemesi hatalıdır.
Dosyada yazılı fesih bildirimi bulunmamaktadır.
Davacının 29/03/2016 tarihli sosyal güvenlik kurumuna verilen işten ayrılış bildirgesinde işten ayrılış nedeninin 18 numaralı kod ile '' işin sona ermesi '' olarak bildirildiği anlaşılmaktadır.
Aynı nitelikte D. Z. isimli çalışanın aynı işverenler aleyhine açtığı mahkemenin 2017/1279 Esas - 2018/770 Karar sayılı dava dosyasıyla ilgili dairemizce 04.12.2019 tarihli 2019/248 Esas - 2019/3457 Karar sayılı ilamında "...İstinaf aşamasında 15.11.2019 tarihinde davacı vekili İstanbul BAM 26. Hukuk Dairesi 2019/1985 Esas - 2019/2076 Karar sayılı 09.10.2019 tarihli ilamı dikkate alınarak karar verilmesini talep etmiştir. Söz konusu ilamda davacısının Asiye Menekşe isimli triyaj işinde çalışan ve aynı tarihte iş akdi feshedilen işçinin davalılar hakkında açtığı işe iade davasına ilişkin olduğu Bam Dairesince ilk verilen kararda muvazaa olgusunun araştırılması nedeniyle dosyanın idm mahkemesine iadesine karar verildiği ve mahkemece verilen karar üzerinde hizmet alımlarda muvazaa olgusunun kabul edilmeyerek feshin haksız ve geçersizliğine karar verilerek davacının işe iadesinin alt işverene yapıldığı ve işe iadenin mali sonuçlarından kurumun alt işverenle müteselsil sorumluluğuna kesin olarak karar verildiği görülmüştür. Yargı kararlarında istikrar hukuki öngörülebilirlik ilkesi ve istinaf mahkemelerin hem vakıa hem de hukuki denetim yapmaları nedeniyle söz konusu ilam emsal olarak nazara alınmıştır. Yerel mahkemece belirtilen dosyada yapılan keşif sonucu alınan 04/03/2019 tarihli raporda dosyaya celp edilen tip sözleşmeler, teknik sözleşmeler ve idari sözleşmelere göre davacının bildiriminin yapıldığı K. K. ve A. Şirketi ortaklığının, Ç.K. Şirketinin ve A. İnş. Akaryakıt San. Tic. Ltd. Şti nin davalı E. Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünde çıkarılan madenin elenmesi yıkanması, ayıklanması, küçük parçalara bölünmesi, taşınması, yüklenmesi, torbalara doldurulması, triyajının yapılması (cevherinin içinden pasa ayıklanması) vb işlerinin yapıldığının anlaşıldığı, idari ve teknik sözleşmelerden davalı yüklenicinin işin süresi boyunca kendi teçhizat ve makinelerini kullandığı, işi yüklenicinin işçileriyle asıl işverenin işyerinde gerçekleştirdiği, davalı asıl işverenin triyaj işini yapan kadrolu işçilerin bulunmadığı da göz önüne alındığında sözleşme konusu işin asıl işin yardımcısı işlerinden olduğu, yapılan işin işin gereği ve teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerden olduğu belirtilmiştir. Dosyadaki tüm bilgi ve belgeler, yapılan bilirkişi incelemesi bir arada değerlendirildiğinde; dosyaya sunulan davalı E. Maden İşletmesi ile diğer davalı A. İnşaat Şirketi arasında imzalana "B. Bor İşletme Müdürlüğü Kestelek Bor Mühendisliği Konsantratör tesisinde açık işletmenin üretim sahasından veya stoktan alınarak konsantratör tesisi silosuna dökülen tuvönan cevherlerin tesise beslenmesiyle, ön triaj, boyut küçültme ve sınıflandırmasıyla oluşan 25-100 MM tane boyutlu cevherin pasa ayıklanması (triaj) yapılarak 60.000 Ton (yaş ton) 25-100 MM konsantre ürünün TL/Ton birim fiyatla elde edilmesi işlerinin 84 kişi ile yapılması işine ilişkin tip sözleşme" başlıklı sözleşmede sözleşme konusunun; "B. Bor İşletme Müdürlüğü Kestelek Bor Mühendisliği Konsantratör tesisinde açık işletmenin üretim sahasından veya stoktan alınarak konsantratör tesisi silosuna dökülen tuvönan cevherlerin tesise beslenmesiyle, ön triaj, boyut küçültme ve sınıflandırmasıyla oluşan 25-100 MM tane boyutlu cevherin pasa ayıklanma (triaj) yapılarak 60.000 Ton (yaş ton) 25-100 MM konsantre ürünün TL/Ton birim fiyatla elde edilmesi işlerinin 84 kişi ile yapılaması işi" olarak belirtildiği, dosyaya sunulan tip sözleşmeler, teknik sözlemeler ve idari sözleşmelere göre davacının bildiriminin yapıldığı K. K. ve Acalar Ltd. Ortaklığı, Ç.K. Şirketi ve davacının en son çalışması kayıtlı görünen A. İnşaat Akaryakıt San. Tic. Ltd. Şirketi nin davalı E. Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünde çıkarılan madenin elenmesi, yıkanması, ayıklanması, küçük parçalara bölünmesi, taşınması, yüklenmesi, torbalara doldurulması, triyajının yapılaması (cevherin içinden pasa ayıklanması) vb işlerinin yapıldığı, idari ve teknik sözleşmelerde, davalı yüklenicinin işin süresi boyunca kendi teçhizat ve makinelerini kullandığı, işi yüklenicinin işçileriyle asıl işverenin işyerinde gerçekleştirdiği, davalı asıl işverenin triaj işini yapan kadrolu işçilerinin bulunmadığı, davacının da tanık anlatımlarından da anlaşıldığı üzere davalı işyerinde triaj elemanı olarak çalıştığı, sözleşme işinin yardımcı işlerden olduğu, yapılan işin niteliği gereği teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerden olduğu, davalı asıl işveren E. Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü ile diğer davalı alt işveren A. İnşaat Akaryakıt San. Tic. Ltd. Şirketi arasında 4857 Sayılı İş Yasası 2/6 maddesi uyarınca geçerli asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulduğu kanaatine varılmıştır. Davacı tanık anlatımlarında, birim şeflerinin 21 Mart tarihinde işletmede bakım olduğuna yönelik bir duyuru astığı ve bakım nedeniyle işe gelmemelerinin duyurulduğu, 29 Martta da tahminen 12-13 kişinin işten çıkartıldığı, davacının iş akdinin sona erdirildiği dönemde taşeron çalışanlara kadro verileceği yönünde duyumlar olduğu ve işletmeninde kendi tanıdıklarını kadroya alabilmeleri için diğer çalışanları işten çıkarttığı, davacı işten çıkartıldıktan sonra çalışmış olduğu bölüme davacı ile aynı işi yapan çalışanların alındığı belirtilmiştir. 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesine göre işveren, işçinin yeterliliğinden ve davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanarak iş sözleşmesini feshedebilir. 4857 Sayılı Kanun 19 maddesinde de, işverenin fesih bildiriminde fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirterek yazılı olarak yapması gerektiği ve hakkındaki iddialara karşı savunması alınmadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesinin o işçinin davranışı nedeni ile feshedilemeyeceği düzenlenmiştir. 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 19.maddesi gereğince aynı Kanun'un 18. Maddesi kapsamında kalan işçinin iş sözleşmesini geçerli sebeple feshetmek isteyen işveren, fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Yazılı fesih bildiriminin de, fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde içermesi zorunludur. Bu durum işçi açısından da, işverenin bildirdiği fesih nedeni ile bağlı olması, fesih nedeninin değiştirilememesi için bir teminattır. Söz konusu şekil şartı geçerlilik şartı olup resen nazara alınması gerekir. Davalı iş veren tarafından fesih sebebi açık ve kesin olarak bildirilerek yazılı fesih bildirimi yapılmamıştır. Bu yönü ile yapılan fesih geçersizdir. Kaldı ki, 4857 Sayılı İş kanunu 19.maddesi gereğince hakkındaki iddialara karşı savunması alınmadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesinin o işçinin davranışı veya verimiyle ilgili nedenlerle feshedilemeyeceği düzenlenmiştir. Bu hükümde işçinin savunmasının alınması, işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle iş sözleşmesinin feshi için bir şart olarak öngörülmüş ve salt işçinin savunmasının alınmamasının tek başına süreli feshin geçersizliği sonucunu doğuracağı ifade edilmiştir. Tüm dosya içeriği ile davalı işverenin yazılı feshi bildirimi yapmaması nedeni ile, geçerli feshin şekil şartlarını yerine getirmediği, bu yönü ile yapılan feshin geçersiz olduğu, davacının SGK ayrılış bildirgesinde 18 kod numarası ile ayrılış nedeni işin sona ermesi olarak bildirilmişse de, tek başına işin sona ermesi geçerli bir fesih nedeni olamayacağı gibi yazılı olarak yapılmamış olması nedeni ile de geçerli bir fesihten söz edilemeyeceği, dosya kapsamı ile ortada haklı ve geçerli bir fesih nedeni de bulunmadığı anlaşılmıştır. Dairemizce kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle yerel mahkeme kararı kaldırılarak ortada haklı ve geçerli bir fesih bulunmadığından davacının davasının kabulüne, davalı alt işveren tarafından yapılan feshin geçersizliğine, davacının alt işveren davalı A. İnşaat Akaryakıt Madencilik Tarım Otomotiv Mühendislik Şirketine işe iadesine ve işe iadenin mali sonuçlarından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına karar verilerek yeniden hüküm kurulmuştur." şeklinde hüküm kurulmuştur.
İş bu dava dosyasında yargı kararları arasındaki birlikteliği sağlamak amacıyla daire ilamımız ve içeriğinde bahsedilen İstanbul BAM 26. Hukuk Dairesi 2019/1985 Esas - 2019/2076 Karar sayılı 09.10.2019 tarihli ilamları emsal olarak kabul edilmiştir.
Söz konusu ilamlar nazara alınarak asıl işveren ve alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanmadığı,işe iade davalarında alt işverenin davaya dahil edilmesinin adil yargılanma hakkının gereği olduğu sabittir.
Davalı işverenin yazılı feshi bildirimi yapmaması nedeni ile, geçerli feshin şekil şartlarını yerine getirmediği, bu yönü ile yapılan feshin geçersiz olduğu, davacının SGK ayrılış bildirgesinde 18 kod numarası ile ayrılış nedeni işin sona ermesi olarak bildirilmişse de, tek başına işin sona ermesi geçerli bir fesih nedeni olamayacağı gibi yazılı olarak yapılmamış olması nedeni ile de geçerli bir fesihten söz edilemeyeceği, dosya kapsamı ile ortada haklı ve geçerli bir fesih nedeni de bulunmadığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca feshin geçersizliğine ve davacının alt işverendeki işine iadesine ve işe iadenin mali sonuçlarından davalıların müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi amacıyla 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca yerel mahkemenin kararının kaldırılarak yeniden aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
SONUÇ :
1-)Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Mustafakemalpaşa Asliye (İş) Mahkemesi'nin 2019/442 Esas - 2019/897 Karar sayılı ilamının 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-)Davanın KABULÜNE,
a-)Feshin geçersizliğine ve davacının davalı alt işveren A. İnşaat Akaryakıt Madencilik Tarım Otomotiv Mühendislik Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.'ndeki İŞE İADESİNE,
b-)Davacının yasal sürede başvurusuna rağmen işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde davalılarca müştereken ve müteselsilen ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren işçinin 4 aylık brüt ücreti olarak belirlenmesine,
c-)Davacının işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık brüt ücretin ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine,
3-)Karar tarihine göre alınması gerekli 54,40 TL karar ilam harçtan başlangıçta peşin yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile eksik 25,20 TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
4-)Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-)Davacı tarafça karşılanan 58,40 TL ilk harç ile 671,70 TL yargılama giderinin toplamı olan 730,10 TL'nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davalı taraflarca mahkeme safahatında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
7-)Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-)Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde iadesine,
9-)Kararın tebliği ve harç iade-tahsil işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İlk derece mahkemesi tarafından verilen karar tarihinde yürürlükte olan 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8/a maddesiyle 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 20/3. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere OY BİRLİĞİYLE karar verildi. 27/02/2020
KARARI YAZDIR