Davacı iddiası; Davacı vekili 06.07.2017 kayıt tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilniin 19.09.2016 - 03.07.2017 tarihleri arasında davalı iş yerinde çalıştığını, müvekkilinin iş akdinin davalı tarafından haksız ve geçersiz olarak feshedildiğini, davalı şirketin müvekkilini 03.07.2017 - 05.07.2017 tarihleri arasında fabrika bünyesinde yemekhanede beklettiğini ve iş vermediğini beyanla feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, 4 aylık boşta geçen süre ücreti ile 8 aylık işe başlatmama tazminatının ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı savunması; Davalı vekili 28.08.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin HMK 119. Maddesi kapsamında yok hükmünde sayılmasını, davacının iş akdinin 19.07.2017 tarihinde devamsızlık nedeniyle feshedildiğini ancak davanın 06.07.2017 tarihinde açıldığını, davacının çalışmaya devam ettiği tarihte davanın açıldığını, davacının 07.07.2017 ve devam eden günlerde amirlerine bilgi vermeksizin ve izin almaksızın iş yerine gelmediğini ve iş görme borcunu da ifa etmediğini, işe davet ihtarnamesinin 14.07.2017 tarihinde tebliğ edildiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; Davacının yaklaşık dokuz aylık çalışması neticesi, kardeşinin yanında çalışmak üzere iş yerinden ayrıldığını ve yasal haklarından mahrum kalacağından bu nedenle önce 21.06.2017 tarihli matbu yazıyla sonrasında eylemli fesih iddiasıyla işbu davayı açtığını işe davete icabet etmemesi nedeniyle, talebinin samimi ve iyi niyetli olmadığını yasanın iş güvencesi hükümlerinin bu tarz davranışları korumadığını işverenin 07-19 Temmuz tarihli devamsızlık tutanaklarına geçerlik tanındığını kabul ederek davacının iş akdinin 4857 Sayılı İş Kanunu 25/II-g bendine göre haklı nedenle feshedildiğine karar vermiştir.
Davacı istinaf Sebepleri: Davalı işveren tarafından belirsiz süreli iş akdi haksız ve geçersiz olarak 03.07.2017 tarihinde fiili olarak çalışması engellenmek suretiyle feshedildiğini davalı şirketin müvekkilini 03.07.2017 ve 05.07.2017 tarihleri arasında fabrika bünyesinde bulunmasına rağmen yemekhanede beklettiğini ve müvekkiline iş vermediğini davalı iş yerinin müvekkilinin iş akdini gerekçe göstermeksizin ve müvekkilinin savunmasını dahi almaksızın haksız ve usulsüz olarak feshettiğini bunun üzerine 06/07/2017 tarihinde dava açıldığını müvekkilinin 30.06.2017 tarihinde B. B. sendikasına üyeliği onaylanınca seni çıkartalım ancak sendika üyeliğine son ver şeklinde talepte bulunduklarını müvekkillinin kabul etmeyince 03.07.2017 ve 05.07.2017 tarihleri arasında müvekkilinin fabrika bünyesinde bulunmasına rağmen yemekhanede bekletildiğini ve müvekkiline iş verilmediğini üretim departmana girişi yasaklandığını bunun üzerine müvekkillinin dava açmak zorunda kaldığını davalı taraf her ne kadar 12.07.2017 tarihinde 29486 yevmiye numaralı ihtarname ile müvekkillini işe davet ettiğini, beyan etmişse de bu ihtarnamenin sadece konu olarak işe davet ihtarı olup içerik olarak işe davet ile ilgisi olmayan bir ihtarname olduğunu zira anılan ihtarname okunduğunda sanki işverence bir fesih yokmuş da müvekkillinin mazeretsiz olarak işe gitmiyormuş ve buna ilişkin savunma ve belge istenen bir ihtar olduğunu davalı yanca yapılan feshe ilişkin bir beyan ve işe davet içeriği taşımadığı için ve zaten müvekkilli tarafından devamsızlık tarihinden önce 06.07.2017 tarihinde dava açıldığı için iş bu ihtara cevap verilmediğini insan kaynakları departmanı müdürü Ö. Bey 05333132566 numaralı telefondan 11 temmuz 2017 salı günü saat 09:52 ‘de müvekkilline ‘merhaba A.'den Ö. çıkış işlemleri için cuma gelmedin' ararsın şeklinde mesaj atıldığını bu mesajdan kolaylıkla görüleceği üzere iş akdi işveren tarafından zaten ihtarın çekildiği 12/07/2017 tarihinden önce 03/07/2017 tarihinde müvekkilline iş vermeyerek fiilen sona erdirildiğini tanık M. T. mahkeme huzurunda ki ifadesinde "davacıya birkaç gün görev yazılmadığını fark ettik aynı dönemde davacı yemek bölümünde oturuyordu, iş listesinde de de ismi yoktu, ustabaşımız davacının polyester bölümünde yalnızca tuvaleti kullanmasına izin veriyordu, döküm bölümüne girmesi yasaktı, ben davacının ayrıldığı döneme kadar bir yetersizliğini görmedim" şeklinde tanık F. S. Ö. ise ifadesinde "ancak davacıya görev yazılmamaya başlandı, kendisini üst katlarda çay molalarında bu alanda gördük" dediğini davalı işverenin müvekkilinin iş akdini gerekçe göstermeksizin ve müvekkilinin savunmasını dahi almaksızın haksız ve usulsüz olarak feshettiğini belirterek istinaf dilekçesinin kabulüyle yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde; 06.07.2017 tarihinde; davacının iş akdi henüz feshedilmemişken işbu davayı açtığını 07.07.2017 ve devamı günlerde davacı taraf amirlerinin izni ve bilgisi olmaksızın işyerine gelmediğini 12.07.2017 tarihinde; Bursa 10. Noterliği'nin 29486 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı tarafın işe davet edildiğini ve işbu ihtarname 14.07.2017 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiğini davacı taraf; işe gelmediği gibi mazeretini de belgelendirmediğini 19.07.207 tarihinde Bursa 10. Noterliği'nin 30451 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı tarafın iş akdi haklı ve geçerli nedenle feshedildiğini gerek dava dilekçesinde gerekse anlatımlarının da olduğu dosya kapsamında sendika üyeliğine ilişkin hiçbir iddia ve beyan bulunmadığını hatta davacı tarafın dava dilekçesinde; müvekkili tarafından feshe sebep olarak gösterilebilecek olası ihtimaller kapsamında değerlendirme yaparken dahi sendika üyeliğine değinmediğini işbu aşamada iddianın genişletilmesine muvafakatleri bulunmadığını gerek eylemli feshe gerekse performans sebebiyle yapılan feshe ilişkin ispata yarar hiçbir delil, bilgi ve belge bulunmadığını belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf taleplerinin değerlendirilmesi ve gerekçe; 6100 Sayılı HMK'nın 355. Maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf sebepleriyle bağlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacının iş sözleşmesinin ne şekilde sona erdiği taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
İş aktinin sona erdiği tarihte davalı işyerinde çalışmakta olan davacı tanıklarının beyanlarına göre; 03-05.07.2017 tarihlerinde davacıya iş verilmediği yemekhane bölümünde oturtulduğu iş listesinde adının olmadığı ustabaşı tarafından polyester bölümünde yalnızca tuvaleti kullanmasına izin verildiği döküm bölümüne girmesinin yasaklandığı ve davacının buna rağmen işe geldiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesi gerekçesinde davacı iddialarına, davacı tanığı M.'nın beyanları dışında destekler mahiyette somut ve yazılı delile rastlanmadığı için değer verilmemiş ise de davacı tanığı F. Sultan Öztürk'ün beyanlarının dikkate alınmadığı görülmektedir. Adı geçen tanık " davacı ile amirlerimiz arasında ne yaşandığını bilmiyorum ancak davacıya görev yazılmamaya başlandı, kendisine üst katta yemekhanede ve çay molalarında bu alanda görürdük, kendisinin içeri alınmadığını söylerdi" şeklinde beyan verdiği gibi " bir sonraki günün yapılacak işin planı önceki günün akşamında listeler halinde asılır, davacının bir sonraki gün için görevlendirilmediğini bu listelerden görürdük, buna rağmen ertesi gün davacının işe geldiğini de gördük ancak işe alınmadığını da gördük" demiştir. Davacı iddiaları her iki davacı tanığınca doğrulanmıştır. Her iki tanık davacının işe gelmemesi ile ilgili tutanaklardan da haberdar olmadıklarını ifade etmişlerdir.
Davalı tanıkları savunma doğrultusunda beyanda bulunmuşlar ise de halen davalı işyerinde çalışan, işvene bağlılıkları devam eden kişiler olduklarından salt davalı tanık beyanlarıyla sonuca gidilmesi mümkün değildir. Diğer taraftan davalı tanığı A. Ö. ustabaşı olup, davacı tanık beyanlarından, davacının yaşadığı süreçte etkinliği olan bir kişidir. İşe ve aldığı ücrete ihtiyacı olmayan bir işçinin, iki gün boyunca çalışmaya hazır şekilde işyeri yemek hanesinde beklemesi de olağan çalışma hayatına uygun değildir. İş planı önceki günün akşamı listeler halinde asıldığı, işçinin bir sonraki gün iş verilip verilmediğini gördüğü bir durumda iki gün süreyle fiilen iş verilmeyen, iş listelerinde de ismine yer verilmeyen bir işçinin, iş aktinin işverence eylemli şekilde feshedildiğinin kabulü anlamına gelmektedir. İşverenin bu davranışı ile işçi dışlanmakta, diğer çalışanlarca sorgulanmakta ve ötekileştirilmektedir. İşverenin bu uygulamasından sonra işçinin işe devam etmemesinin sonuca etkisi bulunmamaktadır. İş hukukunun işçiyi koruma ilkesi ve hakkaniyette bunu gerektirmektedir. Bu nedenle işverence yapıldığı kabul edilen feshin haklı ve geçerli olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüyle feshin geçersizliğine davacının işe iadesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Yargıtayın yıllık ücretli izinle ilgili 53. maddedeki kıdem sürelerini dikkate alarak 6 ay ile 5 yıl arasında kıdemi olan işçi için 4, 5 yıl ile 15 yıl arasında kıdemi olan işçi için 5, 15 yıldan fazla kıdemi olan işçi için 6 aylık ücreti tutarında işe başlatmama tazminatın belirlenmesini öngörmekte, fesih sebebine göre bu miktarlarda azami sınır 8 aya kadar da çıkmaktadır. Davacının kıdem süresi ve fesih sebebine göre işe başlatmama tazminatı 4 ay olarak belirlenmiştir.
Bu itibarla; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle 6100 Sayılı HMK nun 353/1-b-2 gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
SONUÇ :
A-)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; HMK'nın 353/1-b.2 maddesi gereğince Bursa 9. İş Mahkemesi'nin 2017/322 Esas - 2019/160 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA,
1-)Davanın KABULÜ ile;
2-)Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE;
3-)Davacının yasal sürede başvurusuna rağmen işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde davalı tarafından ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren işçinin 4 aylık brüt ücreti olarak belirlenmesine,
4-)Davacının işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık brüt ücretin ve diğer haklarının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine,
5-)Karar tarihine göre alınması gerekli 54,40 TL karar ilam harçtan başlangıçta peşin yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-)Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça karşılanan 62,80 TL başvuru ve peşin harcın, 123,10 TL istinaf başvuru harcının ve 227,50 TL yargılama giderinin toplamı olan 413,40 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
9-)Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde iadesine,
10-Kararın tebliğ işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere, OY BİRLİĞİ ile karar verildi.13/02/2020
KARARI YAZDIR