ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Geçit Hakkı Kurulurken Dikkat Edilmesi Gerekenler - Yargılama Giderinin Davacı Üzerinde Bırakılması Gerektiği

06-06-2021 - 460

Geçit Hakkı Kurulurken Dikkat Edilmesi Gerekenler - Yargılama Giderinin Davacı Üzerinde Bırakılması Gerektiği


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi
2020/3749
2021/753
2021-02-09





"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.11.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25.02.2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, 107 ada 51 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu bu parselde kendisine ait ev bulunduğunu, evine gitmek için davalıların taşınmazlarını kullanmak zorunda kaldığını, kadastro krokisinde evinin güneyinde patika bir yol gözükse de bu yolun hem çok eğimli hem de dar olmasından dolayı evine gidip gelmesi için uygun olmadığını, evine araba ile ulaşabileceği şekilde maliki bulunduğu 107 ada 51 parsel ile en yakın yol arasında uygun görülecek güzergahtan geçit tesisini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın temyizi üzerine Dairemizin 15.05.2019 tarihli, 2016/12502 Esas, 2019/4442 Karar sayılı bozma ilamı ile; “... davalılardan ...’in 04.06.2016 tarihli dilekçe ile hakimin reddini talep ettiği görülmüştür. Hukuk Muhakemeleri Kanununun hakimin reddini düzenleyen ilgili maddeleri dikkate alındığında, reddi istenen hakim gecikmesinde zarar umulan iş ve davalar dışında ret hakkında kesin karar verilinceye kadar o davaya bakamaz, aksi hareket mutlak bir temyiz sebebi olup, hükmün yalnız bu nedenle bozulmasını gerektirir (HGK 6.12.1972, 2/208-1326). Yine aynı nedenle, acele işlemler dışında yapılan diğer mahkeme işlemleri geçersizdir. Reddi istenen hakimin HMK m. 38/5 uyarınca öncelikle hakimin reddi talebi hakkında karar vermesi gerekir. Mahkemece, 04.06.2016 tarihli hakimin reddi talebini içeren dilekçeye ilişkin olarak Kanunun öngördüğü usulü uygulamayıp esasa ilişkin yargılamaya devam etmesi doğru görülmemiş ” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davalı ... vekili ve davacı vekili temyiz etmişlerdir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “Mutlak geçit ihtiyacı” veya “Geçit yoksunluğu”, ikincisine de “Nispi geçit ihtiyacı” ya da “Geçit yetersizliği” denilmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır
Somut olaya gelince; mahkemece, davacının kullandığı taşınmazın yola cephesinin bulunduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmişse de; bilirkişi raporlarında davacının sınırdaş olduğu yolun eğimi nedeniyle kullanıma elverişli olmadığı belirtildiğinden, yeniden taşınmaz başında yol konusunda uzman inşaat mühendisi refakatinde keşif yapılmak suretiyle fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi de gözetilerek yapılacak imalatlar ile taşınmazın sınırında bulunan yola çıkışın mümkün olup olmayacağı tespit edilmeli; yola çıkışın mümkün olmadığının anlaşılması durumunda ise uygun güzergahın tespiti ile hükmün kurulması gerekmektedir. Belirtilen hususlar değerlendirilmeden, uzmanlığı olmayan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmeyip hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.02.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

KARARI YAZDIR


Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları