Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen vasiyetnamenin iptali davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; halaları olan mirasbırakan ...'ın 23/06/2016 tarihinde vefat ettiğini, mirasbırakanın 03/09/2009 tarihinde vasiyetname yaptığını, mirasbırakanın az işitmesi ve okuma yazması olmaması nedeniyle vasiyetnamenin kendisine okunmasının usule uygun yapılmadığını, vasiyetname yapıldığında murisin akli melekelerinin yerinde olmadığını ileri sürerek, vasiyetnamenin iptalini talep etmişlerdir.
Davalı; davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; adli tıp kurumu raporuna göre vasiyetname tanzim tarihi itibari ile mirasbırakanın fiil ehliyetinin bulunduğu, davacılar tarafından mirasbırakanın kulaklarının az duyduğu, okuma yazma bilmediği, vasiyetnamenin okur yazar olanlara göre düzenlendiği ileri sürülmüş ise de; buna ilişkin dosyaya herhangi bir delil, kayıt, belge sunulamadığı ya da tanık ile ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacılar tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; vasiyetnamenin TMK'nın 532 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere uygun olmasına göre ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davacıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
TMK'nın 535 inci maddesi; “Mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder.
Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, vasiyetname; noter tarafından, mirasbırakanın okur yazar olmadığı belirtilerek, okuyamayan veya yazamayanlara özgü vasiyetname şeklinde düzenlenmiştir. Ne var ki, vasiyetnamede tanıkların “mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını” tevsik eden beyanları yoktur. Bu beyanın yokluğu vasiyetnameyi geçersiz kılar.
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; TMK'nın 535 inci maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmeyen vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 01/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.