GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin toplu SMS hizmeti sunan bir iletişim şirketi olduğunu, davalı şirketin de müvekkilinden toplu SMS hizmeti satın aldığını, davalının verilen hizmet karşılığında düzenledikleri faturaya itiraz etmeyerek defterlerine işlemesine rağmen 11.254,98 TL borcunu ödemediğini, bunun üzerine asıl alacak ve işlemiş faizin tahsili için davalı aleyhine İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece; taraflar arasında toplu SMS hizmeti verilmesine ilişkin 27/08/2014 tarihli yazılı sözleşme kapsamında ticari ilişki kurulduğu, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 11.254,98 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerini hazır etmediği, ancak davalının vergi dairesinden celp edilen BA kayıtlarına göre davacı tarafından düzenlenen takibe dayanak 26/02/2016 tarihli ... numaralı 11.215,74 TL tutarındaki faturanın davalı tarafından KDV bildirimine konu edildiği, dolayısı ile iş görme ediminin yerine getirilmediği savunmasını ispat yükünün davalı tarafa geçtiği ancak bunu ispat edecek herhangi bir delil sunmadığı, bu nedenle davacının davalıdan söz konusu fatura tutarında alacaklı olduğu, davacının davalıdan fatura tarihi olan 29/02/2016'den 30 gün sonrasına tekabül eden 30/03/2016 tarihinden takip tarihi olan 09/06/2016 tarihine kadar 71 günlük faizi talep edebileceği, asıl alacağın bakiye kısmına yönelik talebin ise reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 11.215,74 TL asıl alacak ve 196,35 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.412,09 TL alacak yönünden davalının takibe itirazının iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, kabul edilen alacak likit ve takibe itiraz haksız bulunduğundan 2.282,50 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar yasal süresi içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; bilirkişi raporunda davacı tarafın ticari defterlerinin 2016 yılı kapanış onayı bulunmadığının tespit edildiğini, davacının ticari defter ve kayıtları delil vasfına haiz olmayıp usulsüz olduğundan davanın ispat edilemediğini, usulsüz ticari defter ve kayıtlara dayanılarak, davacının edimlerini yerine getirerek alacaklı olduğu sonucuna varılmasının hukuka aykırı olduğunu, ticari defter ve kayıtlar usulüne uygun olsa dahi, yerleşik Yargıtay içtihatları da göz önüne alındığında, yeterli delil sayılmadığı, davacının hizmeti yerine getirdiğini veya sözleşmesel ilişkiyi ispat ederek edimlerini yerine getirdiğini ispat etmesi gerektiğini, ayrıca icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin de haksız olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, İİK 67. maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır. Dosya kapsamından; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 11.254,98 TL fatura bedeli, 287,00 TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 11.541,98 TL alacağın tahsili için İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun süresi içerisinde yapmış olduğu itiraz üzerine takibin durduğu, davalının takibe itiraz dilekçesinin davacıya tebliğ edilmediği, itirazın iptali ve takibin devamı için bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalının 11.215,74 TL tutarındaki faturayı BA formu ile beyan ettiği, bu nedenle bu fatura konusu hizmeti aldığının kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekili hükmü istinaf etmiştir. İstinaf konusu edilen uyuşmazlık, 26/02/2016 tarihli ... numaralı ve 11.215,74 TL tutarındaki fatura nedeniyle davacının davalıdan muaccel bir alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarı ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmesinin koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır. İlk derece mahkemesinde alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda; davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, davacının ticari defterlerinin 2016 yılı kapanış onayı bulunmadığından diğer belgelerin durumuna göre delil vasfını taşıyabileceğini, diğer dönemlerin ise açılış-kapanış onaylarının süresinde yapıldığı, bu sebeple delil vasfını taşıdığı, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibarıyla 11.254,98 TL alacaklı göründüğü, davalının 2016 yılına ait BA formlarında, 26/02/2016 tarihli ... numaralı ve 11.215,74 TL tutarındaki fatura konusu hizmeti aldığını beyan ettiği belirtilmiştir. Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili HMK ‘nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.(Yargıtay15.HD'nin 2017/1445 Esas, 2018/1438 Karar sayılı kararı) Somut olayda, davalı davaya cevap vermeyerek akdi ilişkiyi ve takip dayanağı faturalarına konu hizmeti kabul etmemiş ise de, BA formunda 26/02/2016 tarihli ... numaralı ve 11.215,74 TL tutarındaki mal ve hizmet alımını beyan etmiştir. Bu durumda davalının BA formunda belirtilen tutar kadar davacıdan mal ve hizmet aldığının karine olarak kabulü gerekir. Davalı taraf, akdi ilişkinin bulunmadığını ya da aldığı mal ya da hizmetin bedelini ödediğini ispata yarar delil de sunmamıştır. Bu nedenle mahkemece, davacının 11.215,74 TL tutarındaki alacağının bulunduğunu kabul etmesi yerindedir. Diğer taraftan fatura ile belirlenmiş alacak likit olduğundan, davacı lehine icra tazminatına hükmedilmesinde de de isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM;
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/683 Esas, 2020/29 Karar ve 21/01/2020 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-/b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 427,60 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 195,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 232,60 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde BIRAKILMASINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/01/2024