Taraflar arasında görülen davada;
Asıl davada davacılar, mirasbırakanları ...'in adına kayıtlı ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlarını oğlu olan davalıya satış göstermek suretiyle temlik ettiğini; yine ... parsel sayılı taşınmazını ise kadastro tespiti sırasında davalıya hibe etmek suretiyle adına tescilini sağladığını, saklı paylarına tecavüz edildiğini ileri sürerek tenkis isteğinde bulunmuşlar; yargılama sırasında ıslah dilekçesi ile dört adet taşınmaz yönünden işlemlerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapuların iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline olmazsa tenkise karar verilmesini istemişler; birleştirilen davada ise davacı ..., işlemlerin muvazaalı ve mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ileri sürerek tapuların iptali ile miras payı oranında adına tesciline olmazsa tenkise karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava açma süresinin dolduğunu, satışın gerçek olduğunu,murisin taşınmazlarına işlenen şerhlere konu borçlarını ödediğini, ayrıca murise baktığını ve tedavisi ile ilgilendiğini, murisin minnet duygusu ile hareket ettiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl ve birleştirilen davaların reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece, “Somut olaya gelince; tarafların murisin çocukları oldukları, mirasbırakanın ölümünden önce davalı ile birlikte oturduğu, davalının alım gücünün bulunmadığı, mirasbırakanın, çekişmeli taşınmazı satma ihtiyacı içerisinde olmadığı, malvarlığının önemli bölümünü teşkil eden kısmını davalı oğluna satmasında haklı ve makul bir nedeninin bulunmadığı, bunun yanında satış işleminde öngörülen satış bedellerinin gerçek değerinin çok altında bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir.Kaldı ki, parseller üzerinde bulunan şerhlere konu Tarım Kredi Kooperatif borçları alelade borçlardan olup davalı tarafından ödendiği bildirilen borçlar taşınmazların değerinden çok düşüktür. Belirlenen bu olgular yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakanın çekişmeli taşınmazları temlikteki gerçek amacının davacı kızlarını miras haklarından mahrum bırakarak taşınmazlarını tek erkek evladı olan davalıya intikal ettirmek olduğu sonucuna varılmaktadır. Hâl böyle olunca, satış akti ile davalıya temlik edilen ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar bakımından tapu iptal-tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 14.07.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacılar ... vd. vekili Avukat gelmedi, yokluğunda, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılarak ve özellikle mirasbırakan ...’e ait, ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2005/96 Esas - 2005/74 Karar sayılı vesaret ilamındaki paylar gözetilerek hüküm kurulmuş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 1.253.49 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 14/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARARI YAZDIR