Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı-üçüncü kişi vekili 24/01/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle;müvekillerine ait Deniz Evleri Mah. Atatürk Bulvarı No:156 Atakum/Samsun adresinde 19/12/2016 tarihinde Samsun 9.İcra Müdürlüğünün 2015/1221 Talimat sayılı dosyasından haciz yapıldığını, haczedilen malların müvekkil şirkete ait olduğunu, istihkak iddia ettiklerini, faturaları şirket adına olan menkul mallar Franchising sözleşmesi ile uluslararası bir markanın satışını yapan iş yerinde haczedildiğini, kira sözleşmesi, faturalar ve iş yeri açma ruhsatının müvekkil şirkete ait olduğunu belirterek Müvekkilleri şirkete ait olan menkullerdeki haczin kaldırılmasına, davalı alacaklının %15 tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-alacaklı vekili 15/02/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini, borçlunun haciz mahallinde hazır bulunması, çalışan dahi olmadığını iddia ettiği iş yerinde emir verir bir tarzda çalışıyor iken görülmesi, borçlu ile davacının aynı ticari kolda faaliyet göstermesi, davacı tarafın sunmuş olduğu belgelerdeki tarihlerin borcun doğum tarihinden sonraki bir tarihleri içermesi ve izah edilen nedenlerin hepsi değerlendirildiğinde muvazaalı işlemlerin yapıldığı ortaya çıkacağını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : İlk derece mahkemesince,Davanın kabulüne,
Dava konusu mahcuzlar üzerine İnegöl 2. İcra Müd. 2015/7947 E. sayılı doyasından yazılan talimata binaen Samsun 9.İcra Müdürlüğünün 2015/1221 Talimat sayılı dosyasından 19.12.2016 tarihinde konulan hacizlerin kaldırılmasına,
Tazminat hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
" karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece mahkemesi kararına karşı, hem davacı üçüncü kişi vekilince hem de davalı alacaklı vekilince yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunulmuş, gerekli istinaf harçları yatırılmıştır.
Davacı üçüncü kişi vekili istinaf dilekçesinde; Alacaklı tarafın, kötü niyetli olduğu dosya kapsamı ile sabit bulunduğu halde müvekkili lehine tazminata hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir.
Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; Haciz mahallinde, borçlu Ö. E.'ın hazır bulunduğunu ve fiili olarak çalışarak emir ve direktifler verdiğinin görüldüğünü, borçlu ile üçüncü kişi şirketin ticari faaliyet alanlarının da aynı olduğunu, borçlu, üçüncü kişi şirketin çalışanı olduğunu belirtmesine rağmen, davacı tarafın dahi borçlu Ö. E.'ın çalışanları olmadığını açıkça belirttiğini, İnegöl ilçesinden Samsun iline hacze gidilmesine rağmen borçlunun haciz mahallinde hazır bulunmasının hayatın olağan akışına da uymadığını, davacı üçüncü kişi tarafından sunulan belgelerin borcun doğumundan sonra düzenlendiğini, borçlu ile üçüncü kişi şirket arasında muvazaalı işlemler bulunduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Dava, üçüncü kişinin İİK. 'nun 96 ve 97. Maddelerine göre açmış olduğu istihkak davasıdır.
A-)DAVACI 3. KİŞİNİN İSTİNAF BAŞVURUSU BAĞLAMINDA YAPILAN İNCELEMEDE; İstinafa getirilen uyuşmazlık ve inceleme konusu karar üçüncü kişi açısından hükmedilmeyen tazminat tutarına ilişkin olup; ihtilafa konu alacak hak veya malın değeri 7.800 TL'dir.
Karar tarihi itibariyle 6763 Sayılı Kanunla değiştirilen İİK'nun 363/1. maddesinde öngörülen kesinlik sınırının aynı Kanunun Ek-1 maddesinin 1. fıkrası uyarınca; 01.01.2019 tarihinden itibaren artırılan miktar dikkate alındığında, uyuşmazlık konusu değerin 10.280 TL'yi geçmediği, böylelikle mahkeme kararının istinaf kabiliyetinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
İİK'nun 365. maddesine göre istinaf yoluna başvurma yasal süre geçtikten sonra yapılır veya istinaf yoluna başvurulması mümkün olmayan bir karara veya vazgeçme nedeniyle itiraz ya da şikayetin reddine veyahut süresi geçmiş bir şikayete ilişkin olursa Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili hükümleri gereğince talep icra mahkemesince reddedilir.
Bölge Adliye Mahkemesi, İİK'nun 365/1 maddesi kapsamına girdiği halde icra mahkemesince talebin reddine karar verilmemiş ise; başvuruyu geri çevirmeyip doğrudan kesin karara bağlar.
Bu durumda; Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi istenilen kararın bu maddede belirtilen istinaf yoluna başvurulabilecek kararlardan olmadığı (davacı üçüncü kişi açısından) miktar yönünden kesin nitelikte bulunduğu görülmekle davacı tarafın istinaf başvurusunun İİK'nun 363/1, 365/son ve HMK'nun 352/1-b maddeleri uyarınca reddine oybirliği ile karar verilmiştir.
B-)DAVALI ALACAKLI TARAFIN İSTİNAF BAŞVURUSU BAĞLAMINDA YAPILAN İNCELEMEDE;
İİK. 'nun 97/a maddesinde; "Bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü şahısların taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde addolunur. Birlikte oturulan yerlerdeki mallardan mahiyetleri itibariyle kadın, erkek ve çocuklara aidiyetleri açıkça anlaşılanlar veya örf ve adet, sanat, meslek veya meşgale icabı olanlar bunların farz olunur. Bu karinenin aksini ispat külfeti iddia eden kişiye düşer.
İstihkak davacısı malı ne suretle iktisap ettiğini ve borçlunun elinde bulunmasını gerektiren hukuki ve fiili sebep ve hadiseleri göstermek ve bunları ispat etmekle mükelleftir." şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Somut olayda, davaya konu haciz işlemi esnasında üçüncü kişi şirket yetkilisi veya ortağı hazır olmayıp, bizzat borçlu hazırdır. Mahcuzlar yediemin olarak borçluya teslim edilmiştir.
Borçlu, kafe işletmeciliği ile iştigal etmekte olup, haciz yapılan iş yeri de kafe niteliğindedir. üçüncü kişi şirkette işçi olarak çalıştığına dair herhangi bir yasal belge bulunmayan ve ikamet adresi Bursa ilinde olan borçlunun Samsun ilinde gerçekleştirilen menkul haczi esnasında hazır bulunması, hayatın olağan akışına uygun değildir.
Üçüncü kişi şirketin haciz adresinde, şube olarak ticari faaliyete başlaması da borcun doğumundan sonraki bir tarihtir.
Özellikle borcun doğumundan sonra düzenlenen fatura, vergi kaydı ve kira sözleşmesi gibi belgeler ispat gücü zayıf belgelerdendir.
Bu itibarla, borçlu ile üçüncü kişi arasında organik bağ bulunmakta olup, yasal mülkiyet karinesi borçlu, dolayısı ile alacaklı yararınadır. Yasal karinenin aksi davacı üçüncü kişi tarafından somut ve inandırıcı deliller ile ispat edilememiştir.
Dolayısıyla ilk derece mahkemesince, yukarıda izaha çalışılan nedenlerle istihkak davasının reddine, davalı alacaklı tarafın talebi, takibin de tedbiren durdurulmasına karar verilmiş olması karşısında, İİK. 'nun 97/13. Maddesi uyarınca davalı alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı ve oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi hukuka aykırı olduğundan; davalı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nun 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden, istihkak davasının reddine,yasal şartları oluştuğundan, mahcuzların değerinin %20'si oranında (10.400 TL ) tazminatın davacı üçüncü kişiden alınarak davalı alacaklıya verilmesine, oybirliği ile karar verilmiştir.
SONUÇ : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,
A-)Davacı tarafın istinaf başvurusunun İİK'nun 363/1, 365/son ve HMK'nun 352/1-b maddeleri uyarınca REDDİNE,
B-)Davalı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, HMK'nun 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden,
1-) İstihkak davasının REDDİNE,
2-)Yasal şartları oluştuğundan, mahcuzların değerinin %20'si oranında (10.400 TL ) tazminatın davacı üçüncü kişiden alınarak davalı alacaklıya VERİLMESİNE,
İlk Derece Mahkemesi Yargılaması Yönünden;
3-)Alınması gereken 54,40 TL maktu harcın mahsubu ile bakiye 833,63 TL. harcın talep halinde ve ilk derece mahkemesince davacı tarafa iadesine,
4-)Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı-alacaklı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürülükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince 7.560 TL nispi vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı-alacaklı tarafa verilmesine,
6-)HMK'nun 121. maddesi gereği davacı yanca yatırılan delil avansından arta kalan miktarın davacıya iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden ;
7-)Alınması gereken 54,40 TL maktu istinaf harcının mahsubu ile bakiye 834 TL. nisbi harcın talep halinde ilk derece mahkemesince davacı tarafa iadesine,
8-)Davacı tarafça sarf edilen istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-)Davalı-alacaklı tarafça yapılan 121,30 TL başvurma harcı gideri istinaf giderinin davacı taraftan alınarak davalı-alacaklıya verilmesine,
10-Davalı-alacaklı tarafça yatırılan 888 TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde ilk derece mahkemesince davalı-alacaklıya iadesine,
11-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından, davalı-alacaklı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
12-HMK.'nun 359/3 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
13-Dosyadaki gider avansından artan kısmın ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine,
Dair yapılan inceleme sonunda KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/02/2020
KARARI YAZDIR