İSTEMİN ÖZETİ :
Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesinde veri hazırlama ve kontrol işletmeni olup Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şişli Şubesi eş başkanlığı görevini yürüten davacının, sendika yetkilisi sıfatıyla verdiği demeçlerin 11/02/2019 tarihli bir gazete haberinde yayınlanması üzerine açılan soruşturma neticesinde idarece sübuta erdiği ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin 1. fıkrasının B-(m) alt bendinde düzenlenen "Yetkili olmadığı halde basma, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kuramlarına bilgi veya demeç vermek" disiplin suçu kapsamında olduğu değerlendirilen eylemi "Kınama" cezasıyla tecziyesine ilişkin 13/05/2019 tarih ve 1761 sayılı disiplin amirliği işleminin iptali istemiyle açtığı davanın reddi yolundaki İstanbul 2. idare Mahkemesinin 31/10/2019 tarih ve E:2019/1521, K:2019/2162 sayılı kararının, davacı tarafından: hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren İstanbul Bölge idare Mahkemesi İkinci idare Dava Dairesince, dava dosyasındaki bilgi ve belgeler incelenerek işin gereği görüşüldü:
Dava; Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi'nde veri hazırlama ve kontrol işletmeni olup Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şişli Şubesi eş başkanlığı görevini yürüten davacının, sendika yetkilisi sıfatıyla verdiği demeçlerin 11/02/2019 tarihli bir gazete haberinde yayınlanması üzerine açılan soruşturma neticesinde idarece sübuta erdiği ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin 1. fıkrasının B-(m) alt bendinde düzenlenen " Yetkili olmadığı halde basma, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç vermek' disiplin suçu kapsamında olduğu değerlendirilen eylemi "Kınama" cezasıyla tecziyesine ilişkin 13/05/2019 tarih ve 1761 sayılı disiplin amirliği işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
İlk derece Mahkemesince; "...Davacının 11.02.2019 tarihinde Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Şişli Şubesi Eş Başkanı sıfatı ile yaptığı basın açıklamasında, Türkiye’de diş hekimi ve hastane sayısının yetersiz olduğu, halkın sağlık hizmetlerine ulaşmada büyük sıkıntılar yaşadığı, diş hastalıklarıyla ilgili merkezi randevu sistemiyle alman randevularda boş yer bulunmadığı için randevu alınamadığı, hekim sayısının az olduğu ve randevuların en yakın on beş gün sonrasına verildiği, bu süreçte enfeksiyon kapan dişin kurtarılabilecekken enfeksiyonun ilerlediği veya dişin çekilmesinin gerektiği yönünde beyanlarda bulunduğu... basın açıklaması içeriğinde sendika üyesi olan kişilerin sosyal ve özlük hakları ile ilgili bilgilendirme yapılmadığı gibi, açıklamanın sendika üyelerinin sorunlarını yansıtmaya yönelik de olmadığı, sağlık hizmetinin işleyişinin geneline dair değerlendirme ve açıklamaların yetkisi kapsamında olmadığı anlaşılmış olup, sendikanın, açıklamalara dair yakınması olup olmadığının da davacının aynı zamanda devlet memuru sıfatı taşıması karşısında bir anlam ifade etmediği, konusu itibariyle sendikaI faaliyet kapsamında değerlendirilmeyecek beyanlar için yetki ve izin alınmaksızın yapılan basın açıklaması nedeniyle davacının kınama cezası ile tecziyesine dair dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Disiplin Cezalarının Çeşitleri İle Ceza Uygulanacak Fiil ve Haller" başlıklı 125. maddesinin 1. fıkrasının (B) bendinde, Kınama Cezası: "Memura, görevinde ve davranışlarında kusurlu olduğunun yazı ile bildirilmesi" şeklinde tanımlanmış, anılan bendin (m) alt bendinde yer alan "Yetkili olmadığı halde basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç vermek' disiplin suçu kapsamındaki eylemlerin, bu cezayı gerektirdiği belirtilmiştir.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun 19. maddesinde: "Sendika ve konfederasyonlar kuruluş amaçları doğrultusunda toplumsa! cinsiyet eşitliğini gözeterek aşağıdaki faaliyetlerde bulunabilirler:
a) Genel olarak kamu personelinin hak ve ödevleri, çalışma koşulları, yükümlülükleri, iş güvenlikleri ile sağlık koşullarının geliştirilmesi konularında görüş bildirmek ve toplu sözleşmenin uygulanmasını izlemek üzere yapılacak çalışmalara temsilciler göndermek..." düzenlemesine yer verilmiş, izleyen 20. maddesinde yer alan; "Bu Kanuna göre kurulan sendika ve konfederasyonların yönetim ve işleyişleri Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerine ve demokratik esaslara aykırı olamaz. Sendika ve konfederasyonlar kamu makamlarından maddi yardım kabul edemez, siyasi partilerden maddi yardım alamaz ve onlara maddi yardımda bulunamazlar. Sendika ve konfederasyonlar siyasi partilerin kuruluşu içinde yer alamazlar: siyasi partilerin ad. amblem, rumuz veya işaretlerini kullanamazlar. Sendika ve konfederasyonlar ticaretle uğraşamazlar." hükmü ile, sendikalara getirilen yasaklar sınırlı sayı/sayma yoluyla belirlenmiştir.
Yukarıda alıntısı yer alan sendikalara ilişkin düzenlemelere göre: yasa koyucunun, temsilci sıfatıyla sendika adına görüş açıklama yetkisi verdiği sendika idarecilerinin, kanunla yasaklanan haller dışında, spesifik olarak idari bir birime özel bilgilere değinmeksizin. sendikanın faaliyet alanında yürütülen kamu hizmetlerine ilişkin genel uygulamalar hakkında basın aracılığıyla görüşlerini açıklayabileceği, Anayasal güvence altındaki ifade özgürlüğü kapsamında kamu görevlisi olsun olmasın herkesin yorum yapabileceği genel hususlardaki bu görüşlerin, yetkisi ve izni olmaksızın basına demeç verme şeklinde nitelendirilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Somut olayda ise. davacının bir gazeteye sendika temsilcisi sıfatıyla verdiği demeçte özetle; Türkiye’de yürütülen diş sağlığı hizmetleri hakkında diş hastanesi ve diş hekimi sayısının azlığından ve ülke genelinde merkezi randevu sistemine geçilmesinin, randevularda boş sıra bulunmadığı için 15 gün sonraya randevu verilmesine yol açarak halkın sağlık hizmetlerine ulaşma süresinin uzatıp, bu hizmetlerden faydalanmasını zorlaştırdığından söz ettiği, herhangi bir idari birime özel bilgiler içermeksizin değinilen bu hususların ise. sendikanın faaliyet gösterdiği sağlık alanında geçilen genel bir uygulama (Randevu sistemi) ile ülke genelindeki diş hastanesi ve diş hekimi sayısının az olmasının halkın diş sağlığı hizmetlerine ulaşma süresi ile bu hizmetlerden yararlanmasında yol açması muhtemel sorunlardan ibaret olduğu açıktır.
Dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve açıklamalar ile birlikte değerlendirildiğinde: temsilcisi olduğu sendikanın faaliyet gösterdiği diş sağlığı hizmetleriyle ilgili diş hastanesi ve personel sayısının azlığı ve sağlık alanında geçilen merkezi randevu sisteminin yol açması muhtemel sorundan ibaret genel nitelikli açıklamaların, herhangi bir idari birime ilişkin özel bilgiler içermeyip, Anayasal güvence altındaki düşünce ve fikir hürriyeti kapsamında herkesin dile getirebileceği hususlara ilişkin olmasından dolayı ilgili yasal düzenlemede belirtilen disiplin suçunu oluşturmayacağı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda: gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere uyuşmazlığa yol açan disiplin cezasında hukuka uygunluk; davanın reddi yolundaki istinaf konusu kararda ise isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; istinaf talebinin kabulü ile İstanbul 2. İdare Mahkemesi'nin 31/10/2019 tarih ve E:2019/1521, K:2019/2162 sayılı kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 348,70-TL yargılama gideri ile hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.040,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, posta avansından varsa artan kısmın mahkemesince ilgilisine iadesine, kararın taraflara tebliği için dosyanın ait olduğu mahkemeye gönderilmesine. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45/6. ve 46. maddeleri uyarınca temyizi kabil olmamak üzere kesin olarak, 29.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARARI YAZDIR