-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu araçların karıştığı kazada, .... Sigorta A.Ş. tarafından sigortalanan araçta yolcu olarak bulunan davacıların eşi/ annesi ....'nin öldüğünü, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığını ve manevi zarara uğradıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı ... şirketleri sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla 300,00 TL. maddi ve 170.000,00 TL. manevi tazminatın kaza (sigortacılar için dava) tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 29.03.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 58.497,18 TL'ye yükseltmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 19.474,52 TL, ... için 6.835,76 TL. ve Kader için 32.186,90 TL. maddi tazminatın, sigorta şirketleri için dava ve diğer davalılar için kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline; davacılar için 10.000,00'er TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta şirketleri dışındaki davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davacılar desteğinin asgari ücretin üzerinde gelir elde ettiğinin, davalıları bağlayacak güç ve vasıfta delillerle ispat edilemediği gözetildiğinde, uzman bilirkişi tarafından, tazminat hesaplanmasında asgari ücretin esas alınmış ve bu raporun mahkemece benimsenmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınlarının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, dava konusu kaza sonucu davacılar yakınının ölümünden duyulan üzüntü nedeniyle, ölenin eşi/ çocuğu olan davacılar için toplam 170.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarlarda manevi tazminata karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK'nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece; meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların eşi/ annesi olan yakınlarının ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacıların ölene olan yakınlıkları nedeniyle duyacakları elemin derinliği, davacıların yakını ....'nin kazanın oluşumunda hiçbir kusurunun bulunmayışı gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacılar için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu araçlar, kullanım amacı yolcu ve yük nakli olan ticari araçlar (kamyon ve ticari taksi) olup, davalıların ticari faaliyetlerinin icrası sırasında kaza yaptıkları dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı taraf da bu sebeple, hükmedilecek tazminatlar yönünden temerrüt faizi olarak ticari faize karar verilmesini talep etmiş olup, ticari temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken, yasal faize hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; duruşmada vekille temsil olunmayan davacılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 15/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARARI YAZDIR