ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Trafik Kazası Sonucunda Oluşan Cismani Zarardan Kaynaklanan Manevi Tazminat İsteminde Kusur Sorumluluğu

05-12-2020 - 623

Trafik Kazası Sonucunda Oluşan Cismani Zarardan Kaynaklanan Manevi Tazminat İsteminde Kusur Sorumluluğu


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi
2016/10198
2019/3658
2019-03-27





Davacı vekili; 17/12/2009 günü davalılardan sürücü ... yönetimindeki diğer davalının işleteni olduğu kamyonet ile davacının sürücüsü olduğu aracın çarpışması sonucunda davacının yaralandığını belirterek 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren ticari faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ... ve ...; talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş bir miktar olduğunu, kusur ve maluliyet konusunda yeni bir rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile kaza tarihindeki tescil sahibi ...'nin devirden sonra araç üzerinde fiili hakimiyetinin kalmadığı ve bu devirden dolayı ekonomik yarar sağlamadığı gerekçesiyle davalı ... yönünden açılan davanın reddine; takdiren 8.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 17/12/2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz niteliğindeki avans faizi oranı ile birlikte davalı ...'dan tahsiline, fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle manevi tazminatın takdirinde BK'nın 47. maddesindeki (TBK 56.md) özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Dava, trafik kazası sonucunda oluşan cismani zarardan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d bendi "Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir" hükmünü içermektedir. Görüldüğü gibi Yasa'nın 20/d bendinde tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinin ancak noterler tarafından yapılacağı hükmüne yer verilmiştir. Ancak böyle bir satış ve devir işlemi araç üzerindeki mülkiyet hakkını devre elverişlidir. Bu devrin yöntemince aracın kayıtlı olduğu, tescil müdürlüğüne bildirilmemesi yüzünden aracın tescil kaydında bir değişiklik yapılmaması satışa konu aracın mülkiyetinin geçişini engellemez ise de, anılan yasa maddesinde belirtilen türden resmi bir satış ve devir işlemi yapılmaksızın, satış işlemine dayalı olarak işleten sıfatının ve araç üzerindeki mülkiyet hakkının devredildiğinin kabulü mümkün değildir.

Somut olaya bakıldığında; mahkemece, dava konusu aracın harici satış yoluyla kayıt maliki olan davalı ... tarafından kaza tarihinden önce ...'a devredildiği, aracı aldıktan sonra bütün masrafların ... tarafından karşılandığı, gelirinden ...'ye vermediğinin anlaşıldığı ve bu nedenle davalı ...'nin kaza ile ilgili sorumlu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç yukarıda yazılı yasal düzenleme ve dosya içeriğine uygun bulunmamaktadır.

Bu durumda mahkemece, kaza tarihinden önce aracın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesinde öngörülen biçimde devrini gerçekleştirmeyen kaza tarihinde kayden malik görülen araç sahibi ...'nin K.T.K. 3-85 maddeleri uyarınca, araç sürücüsünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olacağı gözetilerek sorumluluğunun bulunduğunun kabulü gerekirken, yazılı gerekçelerle davalı ... yününden davanın reddine karar verilmiş olması isabetli değildir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

KARARI YAZDIR


Aşağıdaki arama terimleri ile ilgili kararlara etiketlere tıklayarak ulaşabilirsiniz :
trafik kaza kusur sorumluluk tazminat
Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları