ÖZET:
MAHKEMESİ : İstanbul 30. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01.12.2020 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili Avukat ... ile karşı taraf adına vekili Avukat... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 2002 ilâ 2015 yılları arasında davalı işverenin yurtdışı projelerinde boyacı ustası olarak 4,50 $/saat ücretle çalıştığı, dönem içerisinde günde 3 öğün yemek barınma-ısınma-aydınlatma gibi imkanların davalı işverenlik tarafından karşılandığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak sonlandırıldığını fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100,00 $ kıdem tazminatı, 100,00 $ ihbar tazminatı ve 100,00 $ yıllık izin ücretinin kıdem ve ihbar tazminatına Amerikan Dolarına uygulanan en yüksek mevduat faiziyle yıllık izin alacağına dava tarihinden itibaren yasal faiz ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının, 13/08/2003-02/09/2015 tarihleri arasında aralıklı olarak çalıştığını, en son 4,50 $/saat ücret aldığını, aralıklı çalışma söz konusu olduğunda, davacının bütün bu dönem için kıdem tazminatı talep edebilmesi için, iş sözleşmesinin her fesih dönemine ilişkin olarak bu fesih sebebiyle kıdem tazminatın hak kazandığın ispat etmesi gerektiğini, İş sözleşmesinin en son davacının da yazılı rızası ile iş bitimi sebebiyle sona erdirildiğini ve davacının ibraname verdiğini, sözleşmenin fesih tutanağının da deliller arasında olduğunu, davacının 2011 yılından önceki izinlerinin zamanaşımına uğradığını, yıllık izinlerini kullandığını, kullanmak istemediği izinler için izin ücretinin ödendiğini, savunarak davanın reddini talep etmiştir
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, davalı taraf temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçe:
Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın kanuni gerektirici sebeplerine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Kıdem tazminatında tavanı kamu düzenini ilgilendirmekte ise de, kıdem tazminatının Türk parasıyla ödenmesi gerektiği yönünde bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.
O halde yabancı para üzerinden ücret alan işçiler yönünden talep olması halinde kıdem tazminatının yabancı para cinsinden hesaplanmasına yasal bir engel yoktur.
Fesih tarihi itibarıyla kıdem tazminatı tavanının kontrolü bakımından iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki Türk Lirası üzerinden bir yıllık tutar belirlenmeli, tavanı aşması durumunda tavan üzerinden hesaplama yapılarak yeniden aynı kur hesabıyla yabancı paraya dönüşümü sağlanmalıdır. Dairemizin emsal kararları da bu yöndedir. (Yargıtay 9. H.D. 13.9.2005 gün 2005/3574 E, 2005/29669 K).
Somut olayda, davacı işçiye ücretinin Amerikan Doları üzerinden ödendiği gözetildiğinde dava konusu kıdem tazminatının Amerikan Doları olarak hesaplanmasında isabetsizlik olmasa da davacı işçinin aldığı kabul edilen 1.346,20 Amerikan Doları giydirilmiş ücretin fesih tarihindeki kura göre kıdem tazminatı tavanını aştığı anlaşılmış olup yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda kıdem tazminatı tavanının fesih tarihindeki kura göre belirlenecek Amerikan Doları karşılığı üzerinden kıdem tazminatı hesaplanması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Yabancı para borcuna hangi faizin uygulanacağı 3095 sayılı yasanın 4/a - (Ek madde: 14/11/1990 - 3678/30 md.) maddesinde düzenlenmiş olup, burada “ Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.” kuralına yer verilmiştir.
Somut olayda, uyuşmazlık konusu alacakların yabancı parayla tahsili talep edildiğinden söz konusu alacaklara 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca, "Devlet bankalarınca USD üzerinden açılmış bir yıllık vadeli mevduata uygulanan en yüksek faize" hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsiz olmuştur.
Mahkemece hükme esas alınan hesap raporuna göre dava konusu kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin brüt ücret üzerinden hesaplandığı gözetilmeksizin anılan alacaklar yönünden “net” oldukları belirtilerek hüküm kurulması da isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan ilk derece mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.