Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle, temyiz kapsamı ve nedenlerine göre davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Dava, sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının bakiye maddi tazminat alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 74.003,87 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamının incelenmesinde, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, taraflar arasında, aynı iş kazasına dayalı olarak karara bağlanan ... 18. İş Mahkemesi'nin 26/12/2013 tarih, 2006/415 Esas, 2013/982 Karar sayılı kararı ile talep konusu alacağın belirlenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Kanun'un 107. maddesinde belirsiz alacak ve tespit davası düzenlenmiştir. Buna göre, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
Kategorik olarak, belirli bir tür davanın veya belirli kişilerin açtığı davaların baştan belirlenebilir veya belirsiz alacak davası olduğundan söz edilemez ise de, anılan maddenin gerekçesinde alacağın belirli veya belirlenebilir nitelikte olması durumunda, belirsiz alacak davası açılamayacağı açıkça belirtilmiştir.
Bu açıklamalardan olarak, şartları bulunmadığı halde dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirildiği durumlarda, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı kabul edilmelidir. Zira, alacağın belirlenebilmesi mümkün iken, böyle bir davanın açılmasına Kanun izin vermemiştir.
Somut olayda, ... 18. İş Mahkemesi'nin 26/12/2013 tarih, 2006/415 Esas, 2013/982 Karar kararı ile davacının alacağı tam olarak belirlenmiş olduğundan, önceki kararda hüküm altına alınmayan bakiye maddi tazminat alacağı için açılan iş bu davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesinde hukuki yarar bulunmadığından, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:
Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 10.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.