Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili ile davalı banka arasında herhangi bir kredi ilişkisi olmadığını, söz konusu senedin dava dışı ...Yapı...A.Ş. ile müvekkili arasında 29/10/2010 tarihinde Büyükçekmece ... Noterliği'nde tanzim edilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 250.000,00 TL + KDV ile anlaştıklarını, ... Yapı...A.Ş.'nin söz konusu senedi tanzim edip ödemenin yapıldığını teyit ettiğini, ... Yapı...A.Ş.'nin ekonomik sıkıntı nedeniyle bitiremediğini, iflas erteleme davasının devamında FETÖ yapılanmasıyla TMSF'ye devredildiğini, satış vaadi sözleşmesi incelendiğinde tüm ödemelerin yapılmış olmasına rağmen tapuda devir ve tescil yapılmadığını, müvekkillerinin mağdur olduğunu, TKHK m. 6/A'ya göre sözleşmeden ayrı olarak kıymetli evrak niteliğinde senet düzenlenecekse bu senetlerin herbir taksit ödemesi için ayrı ayrı ve nama yazılı düzenlenebileceğini, aksi takdirde geçersiz olacağını, müvekkilinin söz konusu senedin ciro edildiğinden habersiz olduğunu, ayrıca senedin zamanaşımına uğradığını belirterek, senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığını, emre muharrer senet olarak düzenlendiğinden geçersizliğine, kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile takip yapılamayacağını, söz konusu senet nedeniyle borçlu olunmadığını tespitine teminat karşılığında vezneye yatan paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.İlk derece mahkemesince; 20/06/2018 tarihli ön inceleme tutanağında ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, ancak kararın gerekçesi yazılmadığı için dosyanın daha önce istinaf incelemesi için geldiğinde eksikliğin giderilmesi için mahkemesine geri çevrildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ... Yapı İnşaat...A.Ş. ile müvekkili arasında düzenlenen 29/10/2010 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 250.000.00 TL+KDV bedel ile taşınmaz satın aldığını, 29/11/2010 tarihli 50.000.00 TL bedelli senetin ... Yapı...A.Ş. tarafından ödemenin yapıldığının teyit edildiğini, TMSF'nin cevabi yazısında dava konusu senedin dayanağı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin halen tapu devrinin yapılamadığının anlaşıldığını, tüm ödemeler yapılmasına rağmen taşınmazın tapuda devir ve temlikli yapılmadığı gibi takibe konu senedin ...bankası A.Ş.'ye ciro edildiği ve banka tarafından müvekkili aleyhinde takip başlatıldığını, 2012 yılında satış bedelinin tamamının ödenmesine rağmen tapu devrinin gerçekleşmediğini, söz konusu senedin istenmesine rağmen iade edilmediğini ve akıbetini dahi öğrenemediklerini, müvekkili tarafından ödenen senedin davalıya ciro edildiğini öğrendiğini, 6502 sayılı Yasa'nın m. 6/a gereğince kıymetli evrak niteliğindeki senetlerin nama yazılı olarak düzenlenmesi gerektiğini, aksi takdirde geçersiz olacağının düzenlendiğini, oysaki dava konusu senetin emre yazılı olarak düzenlenerek geçersiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İstinaf talebine karşı davalının yazılı beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.Dava; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti talepli davada, teminat karşılığında icra veznesine yatan paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkindir.Taşınmaz bedeli olarak davacı tarafından verilen 30/05/2012 vadeli 50.000.00 TL'lik senet 6502 sayılı Yasa'nın 4/5 maddesi gereğince nama yazılı olması gerektiği halde bu şekilde düzenlenmediğinden geçersiz olduğu anlaşılmıştır. Dava dışı müteahhit ...rma tarafından dava konusu senet davalıya ciro edildiğinden davalı tarafından ise İstanbul .... İcra Müdürlüğü'nün .. esas sayılı dosyasıyla takibe konulmuş ve takibin de kesinleştiği anlaşılmıştır. 6502 sayılı Yasa'nın 4/5 maddesine göre şekil şartlarına uyulmadan düzenlenen senet nedeniyle icradan yapılacak tahsilat durumunda davacının ciddi zarara uğrayacağı göz önünde bulundurularak, İİK m. 72/3 gereğince icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilme şartları oluşmuşken mahkemesince red kararı verilmesi doğru olmamıştır. Davacı istinaf talebinde haklıdır.
Bu itibarla; istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1.İstinaf başvurusunun kabulüne, HMK m. 353/1-b-2 uyarınca mahkeme kararının kaldırılmasına,
2.İhtiyati tedbir talebinin kabulü ile İİK m.72/3 gereğince takdiren teminatsız olarak, icra veznesine yatan paranın davalı alacaklıya ödenmemesi için İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA,
Gereğinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
3.Davacının yatırmış olduğu 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4.İşin duruşmasız olarak incelenmesi nedeniyle AAÜT 2/2 hükmü uyarınca ücreti vekalet taktirine yer olmadığına,
5.Dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 07/03/2018 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KARARI YAZDIR