Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İlk Derece Mahkemesince (... Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/50 Esas–2018/194 Karar) davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı idare ve davalı ... vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesinin 6. Hukuk Dairesince HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı idare ve davalı ... vekilleri tarafından verilen dilekçeler ile istenilmiş; davalı ... vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 09/02/2021 günü temyiz eden davalı vekili ve aleyhine temyiz olunan davalı ... vekilinin yüzlerine karşı; usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden temyiz eden davacı idare vekilinin yokluğunda duruşmaya başlanarak sözlü açıklamalar da dinlendikten ve dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı idare ve davalı ... vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı idare ve davalı ... vekillerince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/50 E. 2018/194 K. sayılı kararının incelenmesinde,
Bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1) ... ilçesi ... Mahallesi 328 ada 12 parsel sayılı taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu'nun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmaz ile bilirkişi kurulunca emsal olarak kabul edilen taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonunca belirlenen emlak vergisine esas m² değerleri karşılaştırıldığında, dava konusu taşınmazın emsalden daha değersiz olduğu anlaşılmasına rağmen, bilirkişi kurulunca emsalin dava konusu taşınmazdan daha değersiz olduğu kabul edilmiş ve hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda kıyasi emsal olarak kabul edilen taşınmaz imar parseli, dava konusu taşınmaz ise kadastro parseli olup, emsal karşılaştırması sonucu bulunan bedelden; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgenin imar uygulamasına alınması halinde kesilecek düzenleme ortaklık payı karşılığının düşülmesi gerekirken; emsal taşınmazın kadastro parseli kabul edilerek bedel tespit edildiği anlaşılmış olup, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2) Dava konusu taşınmaz üzerindeki zemin üzeri 3 katlı binaya ilişkin davacı idare tarafından düzenlenen kıymet takdir raporunda o tarih itibariyle 18 yaşındaki bina için Aşınma Payları Hakkındaki cetvele göre % 20 yıpranma payı düşülerek bedel tespit edildiği halde, kıymet takdir raporu ile dava tarihi arasında geçen iki yıllık süre içerisinde Aşınma payları hakkındaki cetvele göre 20 yaşındaki bina için yine % 20 oranında yıpranma payı düşülmekle yetinilmesi gerekirken, gerekçesi gösterilmeden ayrıca eksik imalat oranı düşülerek denetime elverişli olmayan rapora göre eksik bedele hükmedilmesi,
3) Dava konusu taşınmaz üzerindeki merdivenin idarece düzenlenen kıymet takdir raporunda kabul edildiği şekliyle Yapı Yaklaşık Birim Maliyet Çizelgesine göre 1. sınıf B, perde duvarın ise 2. sınıf A grubu yapılardan olduğu ve bu yapı sınıfına göre resmi birim fiyatları esas alınarak değer biçilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru olmadığı gibi;
4) Anayasa Mahkemesinin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas 2020/39 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7139 sayılı Kanunla Değişik 10. maddesinin 8. Fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak kamulaştırma bedeline dava tarihinden 4 ay sonrasından başlayarak karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi ve derhal ödenmesi gerektiğinden,
Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı idare ve davalı ... vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, davalı ...'dan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, temyiz eden davalı ... yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 3.050,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 09/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.