MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirkette 04/04/2005 tarihinden itibaren ... Uzmanı olarak çalıştığını, iş akdinin noter aracılığı ile 03/02/2015 tarihinde gönderilen fesih bildirimi yazısı ile 09/02/2016 tarihinde 25/II maddesi gereğince feshedildiğini, davacının davalı işyerinde işini başarılı bir şekilde yürüttüğünü, performanslarında takdir gördüğünü, davalı şirkette çalışmaya başlamadan önce mevcut işyeri ile ilgisi olmayan bir suçtan dolayı davacı hakkında açılan ceza davalarının tamamen bir talihsizlik sonucunda idare etmiş olduğu işyerinde yapılan işlerden müteselsil sorumlu olmasından kaynaklandığını, davalı işverenlikçe feshe son çare olma ilkesine uyulmadığını iddia ederek; davalı işverenlikçe yapılan feshin geçersizliğinin tespitine, davanın kabulüne, davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davalı şirket bünyesinde 04/04/2005 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, iş akdinin doğruluk ve bağlılık kurallarına aykırı davranışları nedeniyle İş Kanunun 25/II maddesi uyarınca haklı nedenle 02/02/2015 tarihinde sona erdirildiğini, davacının fesih bildirimini almaktan ve imzalamaktan imtina ettiğinden 03/02/2016 tarihinde noter aracılığı ile davacıya fesih bildirimi yazısının gönderildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davalı işverenlik tarafından davacının iş akdinin İş Kanunun 25/II bendine uyarınca haklı nedenle feshedildiği savunulmuşsa da; davacının davalı işyeri ile alakası olmayan 11 yıl önceki bir olayla ilgili aldığı mahkumiyet kararının şaşkınlığı ile gözaltına alınmasını paylaşmaması insani bir refleks olup, işverenden bilgi saklama veya yanıltma olarak kabul edilmesinin orantılı olmadığı bu durumu fesih yapmanın iş hukukunun temel ilkeleri ve iş güvencesi ile bağdaşmadığı, davacının davalı işverenle ilgisi olmayan bir suçtan tutukluluğunun İş Kanununun 25/II maddeye göre aynı yasa 17. Maddesinde belirtilen süreyi aşmadığı hukukun temel ilkeleri ve hakkaniyet kurallarına göre toplumsal barış için hükümlü çalıştırmanın belli oranlarda zorunlu tutulmasına rağmen bu durumu davacı aleyhine yorumlayıp iş akdini feshetmenin geçerli ve yasal bir nedeninin davalı tarafça ispatı sağlanamadığından feshin haksız ve geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan geçerli fesih nedenleri, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinde belirtilen haklı neden ağırlığında olmamakla birlikte, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.
Dosya içeriğine göre; davacının hizmet akdinin başlamasından önce gerçekleşen suç teşkil eden eylemleri nedeniyle verilen mahkumiyet kararının infazı için 3 gün süreyle cezaevinde kaldığı, mahkumiyete konu eylemleri iş akdinden önce de olsa iş yerinin faaliyet alanı ile ilgili olması, davacının çalıştığı süre boyunca davalı işverenliğe bu durumu bildirmemesinin güvensizliğe ve işyerinde olumsuzluklara yol açtığı, iş ilişkisinin devam ettirilmesinin davalı işveren açısından beklenemez hal aldığı sabittir. Feshin davacının davranışlarından kaynaklanan geçerli nedene dayandığı anlaşıldığından, davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Fesih geçerli nedene dayandığından davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4. Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 200 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 1.980,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak oybirliği ile 27.11.2017 tarihinde karar verildi.