Yalova İli, Çınarcık ve Armutlu İlçeleri mevkiinde … Enerji Elektrik Üretim A.Ş. tarafından yapılması planlanan "Göktepe Rüzgar Enerji Santrali (110 MWm/110 MWe) 55 adet Türbin" projesine ilişkin olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü tarafından verilen … tarih ve … sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; davacının davadan feragat isteminin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : 1- Davalı tarafından, başlangıçta 55 türbin olarak planlanan projenin mevcut haliyle 32 türbin olarak kurulmasına karar verildiği, bu türbinlerin davacı şirketin maden sahasının tamamen dışında kurulacağı, dolayısıyla dava konusu işlemin iptali suretiyle kendi ruhsat sahasında Rüzgar Enerji Santrali kurulmasına engel olmaya çalışan davacının elde etmek istediği faydanın sağlanmış olduğu, diğer taraftan ... İdare Mahkemesinin dava konusu ÇED Olumlu kararının iptali yolundaki … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının gerekçeleri dikkate alınarak yeniden hazırlanan ÇED Raporunun Bakanlığın 2009/7 sayılı Genelgesi kapsamında 16.09.2020 tarihinde Bakanlığa sunulması üzerine yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, söz konusu proje hakkında 13.10.2020 tarih ve 6046 sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararının verilmiş olduğu, dolayısıyla bu davanın konusunu oluşturan …. tarih ve … sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararının ortadan kalktığı, davacının feragat istemin kabulüne karar verilerek …. İdare Mahkemesinin … tarihli kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
2- Davacı tarafından, müdahil firmanın 32 türbine göre EPDK' dan üretim lisansı aldığı, bu durumun kendilerine EPDK'nın 09.06.2020 tarihli yazısıyla bildirildiği, Mahkeme karar tarihinden öce EPDK nezdinde gerçekleşen lisansa konu türbin sayısının 32' ye düşürülmüş olması ve buna bağlı olarak ... sayılı "Göktepe RES Özel İzin Alanı"nın revizyonu sonrasında davacı şirketin ruhsat sahasına denk gelecek şekilde hiçbir Rüzgar Enerjisi Santrali ünitesinin kalmadığı, davacı şirketin dava açmaktaki meşru ve güncel menfaatinin Mahkemenin iptal kararından önce ortadan kalkmış olduğu, bu sebeple Mahkemeye feragat dilekçesi sunulduğu ancak feragat istemlerinin reddine karar verildiği, feragat beyanı doğrultusunda karar verilerek ... İdare Mahkemesinin … tarihli kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
3- Müdahil (davalı yanında) tarafından, müdahil firma tarafından 32 türbin için yeniden ÇED Olumlu kararı alındığı dolayısıyla davanın konusuz kaldığı, projenin davacının ruhsat sahaları ile hiç bir ilgisinin kalmadığı, davacının bu davada hukuki yararının kalmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : 1.Davacı tarafından, davalı idare ile davalı yanında müdahilin temyiz incelemesi yapılmasına ilişkin taleplerinin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.
2.Davalı tarafından savunma verilmemiştir.
3.Davalı yanında müdahil tarafından, Davanın devamında davacının menfaatinin ve kamu yararının bulunmadığı, feragat beyanı uyarınca karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Yalova İli, Çınarcık ve Armutlu İlçeleri mevkiinde … Enerji Elektrik Üretim A.Ş.tarafından yapılması planlanan "Göktepe Rüzgar Enerji Santrali (110 MWm/110 MWe) 55 adet Türbin" projesine ilişkin olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü tarafından … tarih ve … sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı verilmiştir.
Yalova İli, Çınarcık İlçesinde bulunan ve toplam 4.521,97 hektar büyüklüğündeki IV. grup maden ruhsatlarının sahibi olan ve söz konusu alanda madencilik faaliyetine esas rezerv geliştirme çalışmaları yapan davacı tarafından, ÇED Olumlu kararı verilen projenin gerçekleştirileceği alan ile maden ruhsat sahalarının çakışması nedeniyle ruhsat sahalarında madencilik faaliyeti gerçekleştirebilmesinin olanaksız hale geldiği, ruhsat sahası üzerinde madencilk yapma hakkının ihlal edildiği, halkın katılımı toplantısının usulüne uygun yapılmadığı, projenin çevresel etkilerinin yeterince değerlendirilmediği, projenin yer seçimi kriterlerinde belirsizlikler olduğu ileri sürülerek … tarih ve … sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararının iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesinde, idari davalarda feragat istemleri üzerine Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlamıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307. maddesinde; "(1) Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.", 309. maddesinde; "(1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (3) Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (4) Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.", 310. maddesinde; "(1) Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. (2) (Ek:22/7/2020-7251/29 md.) Feragat veya kabul, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul doğrultusunda ek karar verilir. (3) (Ek:22/7/2020-7251/29 md.) Feragat veya kabul, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı feragat veya kabul hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir.", 311. maddesinde; "(1) Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.", 312. maddesinde; (1) Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir." hükümlerine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan bilirkişi raporu ile dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirmesi sonucunda dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, davacının Mahkeme kayıtlarına 09.10.2020 tarihinde giren dilekçesinde, dava açıldıktan sonraki süreçte müdahil şirket tarafından EPDK'dan alınan üretim lisansına derç edilen türbin noktalarının davacının ruhsat sahalarının dışında kaldığı, ayrıca ruhsat sahaları üzerindeki Göktepe RES özel izin alanlarının da kaldırıldığı, dolayısıyla davayı sürdürmekte hukuki yarar ve menfaatinin kalmadığı belirtilerek davadan feragat beyanında bulunulduğu, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu ek kararı ile, 2577 sayılı Yasanın 31. maddesi, idari davalarda feragat istemleri üzerine, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağını hükme bağladığı, ancak anılan yollama hükmünün, idari davaların nitelikleri dikkate alınarak ve idari dava türleriyle bağdaştığı ölçüde uygulanabileceği, idari dava türlerinden olan iptal davalarının; menfaati ihlal eden, somut, subjektif nitelikteki idari işlemlere veya düzenleyici idari işlemlere karşı açılabildiği, bireysel menfaat ihlaline dayanan iptal davalarında davacının herhangi bir kısıtlama olmaksızın davasından feragat edebileceğinde duraksama bulunmadığı, bununla birlikte, çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren idari işlemlere karşı açılan iptal davalarında feragat isteminin kamu yararı ölçütü kullanılarak karara bağlanması gerektiği, dava konusu alanda madencilik faaliyetinde bulunacak olan davacı tarafından, Mahkemenin 14.07.2020 tarihli işlemin iptaline yönelik esas kararından sonra 09.10.2020 havale tarihli dilekçe ile davadan feragat edildiği bildirilmiş ise de; çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren idari işlemlere karşı açılan iptal davalarında feragat isteminin kamu yararı ölçütü kullanılarak karara bağlanması gerektiği, kamu yararını yakından ilgilendiren çevreyle ilgili dava konusu işlemin iptali istemiyle açılan davadan feragat edilmesinin kabul edilemeyeceği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davacının davadan feragat isteminin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, iptal davalarının objektif niteliği dikkate alındığında, bu davalarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun feragate ilişkin hükümlerinin nasıl yorumlanması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Hak arama hürriyeti, dava açma hakkı nasıl evrensel temel hak ve hürriyetlerdense, bu hakkın kullanılması, kullanılmaması veya önce kullanıp sonra vazgeçilmesi de kişinin doğal temel haklarındandır. İptal davaları da tam yargı davaları gibi kişinin üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği nitelikteki haklarındandır.
Buna göre, bu hakkın kullanımı tek taraflı irade beyanı ile yapılıp tamamlandığına, ayrıca mahkemenin veya davalının kabulüne de gerek bulunmadığına göre, feragat beyanından sonra davaya bakmakta olan mahkemece bu beyanın sadece gerçekten feragat anlamında olduğu ve kanunen belirlenen şekilde yapılıp yapılmadığının saptanmasıyla yetinilmesi ve bu saptamadan sonra feragat nedeniyle uyuşmazlığın sona erdiğine ilişkin hüküm kurulması zorunludur.
Nitekim, yukarıda metinlerine yer verilen hükümlerde, feragat ve kabulün karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığı, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı, hiçbir yoruma ihtiyaç bırakmayacak açıklıkta ifade edilmiştir.
Öte yandan, iptal davalarının objektif dava türü olması, bir kişinin açtığı iptal davasından feragat etme hakkını ortadan kaldıran bir özellik değildir. Çünkü o işlemden etkilenen herkesin dava açabilmesi mümkün olup, başkalarının açmadığı davalar nedeniyle dava açan kişinin doğal ve yasal bir hakkının yorum yoluyla hukuken elinden alınma olanağı bulunmamaktadır. Aksi halde objektif nitelikteki iptal davası açıldıktan sonra feragat hakkının tanınmaması, mahkemelere adeta kamu savcılığı görevi verilmesi sonucunu doğurur. Oysaki Anayasa'da ve yasalarımızda mahkemelere böyle bir görev verilmemiştir.
Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurlunun 19.02.2020 günlü, E:2019/3471, K:2020/404 sayılı ve 27.02.2020 günlü, E:209/2396, K:2020/526 sayılı kararları da bu yöndedir.
Bu durumda, davadan feragatin idari yargıda görülen bütün davalarda uygulanabilmesinin mümkün olması, bu hakkın yorum yoluyla kısıtlanma olanağının bulunmaması, davacının yasal şekle ve esasa uygun olarak davasından feragat etmiş olması karşısında, davacının davadan feragat isteminin reddi yolundaki temyize konu Mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …., K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
2. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca FERAGAT NEDENİYLE DAVA HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3. Aşağıda dökümü yapılan, davalı idare tarafından yapılan …-TL yargılama gideri ile davalı idare yanında müdahil tarafından yapılan …-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ve davalı idare yanında müdahile verilmesine, diğer yargılama giderlerinin ise davacı üzerinde bırakılmasına, varsa posta avansından artan tutarın istemi halinde taraflara iadesine,
4. Kullanılmayan …-TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davalı yanında müdahile iadesine,
5.Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, duruşmalı işler için belirlenen … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
6. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 18/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinin hiçbirisi bulunmayan Mahkeme kararının onanması gerektiği oyuyla aksi yöndeki karara katılmıyoruz.
KARARI YAZDIR