Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Görevi Kötüye Kullanmak
Hüküm : TCK'nın 257/2, 62/1, 51/3-7-8. maddeleri uyarınca mahkumiyet, erteleme
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
1- Suç tarihinde ... İcra Dairesinde İcra Müdür yardımcısı olan sanığın Bursa 17. İcra Müdürlüğünün 2013/9320 sayılı dosyasında alacaklı vekili durumunda olan katılan vekilinin 25.09.2014 tarihli haciz talebine işlem yapılması amacıyla kaşe ve imza atmasına rağmen yasal süre içinde bu talebin gereğini yapmadığı, bu nedenle borçlunun Ankara’daki adresine geç hacze gidildiği ve 15.10.2015 tarihinde yapılan hacizde borçlunun adreste bulunamadığı 01.10.2010 tarihinde adrese yeni bir firmanın taşındığı ve daha önce haczedilen 3 kalem taşınırdan bir adedinin yerinde bulunamadığının belirlendiği olayda her ne kadar sanığın eyleminin İcra İflas Kanununun 79. maddesinde belirtilen "İcra dairesi talepten nihayet üç gün içinde haczi yapar. Haczolunacak mallar başka yerde ise haciz yapılmasını malların bulunduğu yerin icra dairesine hemen yazar." hükmüne aykırılık teşkil etmekte ise de; 5237 sayılı TCK'nın 257. maddesinde belirtilen görevi kötüye kullanma suçunun oluşması için, görevin gereklerine aykırı davranış yanında objektif cezalandırma şartı olan ''kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunması" ya da "kişilere haksız bir menfaat sağlanması" şartlarından birinin de bulunması gerektiği ancak somut olayda son hacizden önce 04.08.2014 tarihli haciz tutanağında zaten mahallinde bulunmadığı belirtilen taş kırma makinesinin bulunmadığının belirlendiği, aynı tarihli haciz tutanağında katılanın alacağına yeter miktarda borçluya ait ... plakalı aracın haczedildiği gibi 15.10.2015 tarihli haciz tutanağında da daha önce haczedilen iki adet iş makinesinin halen yerinde olduğu ve değerinin 50.000 TL olduğunun anlaşılması karşısında belirtilen koşullardan hiçbirinin gerçekleşmediği gibi sanığın suç işleme kastı ile hareket ettiğine dair yeterli delilde bulunmadığı anlaşıldığından unsurları itibarıyla oluşmayan suçtan sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Kabule göre de;
a) Yüklenen suçu TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık hakkında, aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince, ayrıca hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Dosya içeriğine göre 25.09.2014 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 2014 olarak yazılması,
c) Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı Kanunun 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA 03.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
KAYNAK: (www.corpus.com.tr)