Mahkemece Dairemiz bozmasından sonra yeniden esasa kaydedilen davada, verilen kesin süreye rağmen gider avansı yatırılmadığı gerekçesi ile "Davanın usulden reddine," karar verilmiş,
Karar müşteki vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgeler incelendiğinde;
Müşteki tarafından sanıklar hakkında İİK'nın 338. maddesi uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmaları için şikayette bulunulduğu ve İİK'nın 89/4. maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesinin talep edildiği,
Yapılan yargılama sonunda verilen 23.06.2020 tarihli kararın Dairemizin 21.06.2022 gün ve 2021/10438 E.-2022/7522 K. sayılı ilamı ile bozulduğu,
Bozma üzerine dava dosyasının Yargıtay bozma kararı yerine istinaf kararından söz edilerek yeniden esasa kaydedildiği,
Bozma ilamı yerine, istinaf kararının taraflara tebliğine karar verildiği,
Suç üstü ödeneğinden masraf alınamaması üzerine Müşteki ...'e "Dosyada gider avansı bulunmadığından işlem yapılamadığı belirtilerek, 600,00 TL gider avansının tebliğden itibaren bir haftalık kesin süre içende "dosyamıza" yatırılması, aksi halde davanın usulden reddine karar verileceği hususu ihtar olunur." şeklinde bir muhtıra gönderildiği,
Muhtıranın bozma ilamı ve tensip zaptı ile birlikte ...'e 21.11.2023 tarihinde tebliğ edildiği,
Bozma ilamı ve duruşma gününün sanıklara ve müdafiilerine tebliğ edildiği,
Sanıklar müdafiinin mesleki mazeret bildirdiği, dilekçesinde bozmaya uyulmasını mahkemenin taktirine bıraktığı,
Şikayetçi vekilinin bozma ilamının gereğinin yerine getirilmesini talep ettiği,
Mahkemece, davanın usulden reddine karar verildiği görülmüştür.
İstinaf ve Yargıtay aşamasından sonra davada, İİK'nın 89/4. maddesine dayalı tazminat davasının yürütülmesi gerekmektedir.
İİK'nın 89/4. maddesine dayalı tazminat davasının genel hükümlere göre, başka bir deyişle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na göre yürütüleceği, İİK'nın 89/4. maddesinin amir hükmü gereğidir.
Kararı bozulan mahkemenin bozma sonrası yapacağı işlemler 6100 sayılı HMK'nın 373. maddesinde emredici şekilde belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK'nın 373. maddesindeki usulün dayanağı tarafların Anayasal hukuki dinlenilme hakkının sağlanmasıdır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince bozma üzerine dosya yeniden esasa kaydedilmiş, bozma kararı taraflara (müşteki vekilinin çekilme dilekçesi müştekiye tebliğ edilmediğinden vekillik görevi devam ettiği halde vekil yerine asile yapılsa da yeni vekil duruşmaya katılmıştır. ) tebliğ edilmiş,
Duruşmaya müşteki vekili gelmiş, sanıklar müdafii mesleki mazeret bildirerek, dilekçesinde bozmaya uyulmasını mahkemenin taktirine bıraktığı,
Mahkemece bozma ilamının hazır tarafa okunmadığı,
Bozmaya uyulup, uyulmamasına ilişkin bir ara kararı alınmadan, davanın usulden reddine karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece bozmaya uyulup, uyulmayacağına ilişkin bir karar verilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Yapılacak iş bozmaya uyulup, uyulmayacağına ilişkin ara kararı oluşturarak, bozma kararına uyulmasına karar verilmesi halinde bozma gereğini yerine getirmektir.
Kabule göre de;
Mahkemenin usulden ret kararına gerekçe yaptığı, gider avansının yatırılmasına ilişkin muhtıra usule aykırıdır.
Gider avansının tamamlatılması işlemi, bozma kararına uyulması halinde yapılacak bir işlemdir.
Tarafa verilecek kesin sürenin hukuki sonuç doğurabilmesi, yasaya uygun olmasına bağlıdır.
Gider ve delil avansı HMK'nın 120/2 ve 3. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddeye göre gider avansının tamamlatılması için ilgili tarafa verilecek süre İKİ HAFTA'dır.
Mahkemenin düzenlediği muhtıradaki süre BİR HAFTA olup, HMK'nın 120/2. maddesine aykırıdır.
Ayrıca muhtırada gider avansının yatırılacağı yer Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun onlarca içtihadında (26.06.1968 gün ve 1968/9-483 E.-476 K.; 01.10.1969 gün ve 1969/2-417 E.-719 K.; 19.02.1997 gün ve 1996/2-897 E.-1997/86 K.; 13.04.2005 gün ve 2005/12-237 E.-248 K.; 30.11.2005 gün ve 2005/5-634 E.-680 K.; 09.05.2007 gün ve 2007/12-178 E.-249 K.; 22.07.2009 gün ve 2009/18-348 E.- 398 K. ve 2014/9-1743 E. 2017/372 K. sayılı ilamlarında) açıkça vurgulandığı üzere "mahkeme veznesi" olarak belirtilmesi gerekirken "...dosyamıza.." şeklinde belirtilmiştir ki, bu husus dahi kesin süreyi bertaraf etmektedir.
Yasaya uygun verilmeyen kesin sürenin hukuki sonuç doğurmayacağı gerçeği karşısında mahkemenin davayı gider avansı yatırılmadığı gerekçesi ile usulden reddine karar vermeside kabule göre ayrıca hatalıdır.
SONUÇ :
Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca re'sen BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
KARARI YAZDIR