1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı, davalı .... ve davalı ... İnşaat A.Ş nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı; iş akdinin davalı işverence haksız nedenle feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davalılar ... İnşaat A.Ş. ve ... İnş.San.Tic.A.Ş yönünden davanın kısmen kabulüne, davalı ... yönünden ise davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında dava konusu alacaklardan davalı ... nin sorumlu olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 2/6 son cümlesi uyarınca asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumludur. 4857 sayılı İş Kanunu ile asıl işverenin, bu Kanundan, iş sözleşmesinden ve alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden sorumlu tutulması şeklindeki düzenleme, asıl işverenin sorumluluğunun genişletilmesi olarak değerlendirilmelidir. Bu durumda, ihbar, kıdem, kötüniyet ve işe iade sonucu işe başlatmama tazminatları ile ücret, fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatili, yıllık izin, ikramiye, pirim, yemek yardımı, yol yardımı gibi tüm işçilik haklarından birlikte sorumluluk esastır.
Somut olayda davacı, ... İli ... İlçesindeki ... Hidroelektrik Barajı santralinde çalışmış olduğunu ve bu barajın sahibinin ... olduğunu sözleşme ile baraj yapım işinin davalı ... İnş.A.Ş – ... İnş.San.Tic.A.Ş Adi Ortaklığına verildiğini bu itibarla ... nin asıl işveren diğer davalı şirketlerin ise alt işveren olarak işçilik alacaklarından sorumlu olduklarını , ..., taraf ehliyetlerinin olmadığını, diğer davalıların ... nin baraj inşaat işlerinin anahtar teslim olarak ihale ettiği yükleniciler olduğunu alt işveren olmadıklarını, diğer davalılar ile aralarında asıl – alt işveren ilişkisinin bulunmadığını bildirmiştir. Mahkemece davanın en başından davalı ... ile diğer davalılar arasındaki ilişki kesin olarak belirlenmemiş ve davalı ... yönünden asıl işveren sıfatının bulunmadığı, ihale makamı olduğu gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir. Öncelikle, ... Enerji A.Ş ile diğer davalılar arasındaki ihale sözleşmeleri getirtilmeli ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle davalı ... ile diğer davalı şirketler arasında asıl-alt işveren ilişkisinden bahsedilip bahsedilemeyeceği, veya davalı ... nin yalnızca ihale makamı sıfatı taşıyıp taşımadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde tespit edilerek karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsiz olup bozma nedenidir.
3- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda, dosya içerisinde davacı tarafından imzalanmış ve işverence her türlü barınma ve yemek konularında imkan tanınmasına rağmen ...e geliş gidişinde servisi kendi rızası ile kullanacağına ilişkin beyanını içeren taahhütname bulunmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu taahhütname dikkate alınarak imza tarihinden sonraki dönem için serviste geçen süreler fazla çalışmadan sayılmadan hesaplama yapılmış, ikinci seçenekte ise tüm hizmet süresi yönünden serviste geçen süreler dahil edilerek fazla çalışma hesabı yapılmıştır. Mahkemece, taahhütnamenin imza tarihinden öncesi dönem için de yani davacının tüm hizmet süresi yönünden serviste geçen sürelerin dahil edilmediği şekilde fazla çalışmanın hesap edilip hüküm altına alınması gerekirken sabah işveren tarafından sosyal yardım olarak sağlanan ve 4857 sayılı Yasanın 66/b bendine göre çalışma süresinden sayılmasına yasal imkan bulunmayan serviste geçen süreleri de kapsayan fazla çalışma hesabına ilişkin her iki seçenekten ilk seçeneğin hükme esas alınması isabetsizdir.
4- Davacının hafta tatili alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı hafta tatillerinde çalışmasına rağmen ücretinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise davacının çalışmış olduğu hafta tatili günlerinin karşılığının izin olarak kullandırıldığını ya da ücretinin ödendiğini savunmuştur.
Dosyaya "Pazar izinlerime mahsuben" açıklamalı izin talep formları sunulmuş olup bu formlardan davalı işyerinde hafta tatili izinlerinin toplu kullandırıldığı anlaşılmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporu içeriği ve hesaplama şeklinden söz konusu izin talep formlarının dikkate alınmadığı görülmüş, mahkemece de bu hesaplama şekli esas alınarak hafta tatili alacağı hüküm altına alınmıştır.
Oysa sunulan izin talep formlarında belirtilen tarihler itibariyle kullanıldığı sabit olan hafta tatili izinleri olduğu anlaşıldığından en azından ilgili tarihlere ilişkin 1 günlük hafta tatilini kullandığı gözetilerek, söz konusu tarihlerde kullanılan hafta tatili izinlerinin hesaplama dışı bırakılarak sonucuna göre varsa bakiye hafta tatili ücret alacağı hesaplanması gerekirken bundan zuhul ile mevcut şekilde hesaplama yapılması yanlıştır.
O halde tarafların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmadır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı, davalı ... İnş. A.Ş. davalı ... İnş. A.Ş.'ne iadesine, 26.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARARI YAZDIR