Ancak,
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, 17.05.2015 tarihinde sabah vakti maktul ...'in çalışanı tanık ...ın sanık ...'in yanına gelerek sanığın maktule borçlu olduğundan bahisle ödeme yapmasını istediği, sanığın borçlu olmadığını söyleyerek bu talebi reddettiği, akşam 21.00 sularında poşete ve gazeteye sarılı bıçağını üzerinde bulunduran sanığın maktulü markette görmesi üzerine markete girdiği, sanığın maktule borçlu olmadığından bahisle hakaret ettiği, maktulün sanığa düzgün konuşmasını söylemesi üzerine sanığın yeniden maktule aynı şekilde hakaret etmesi üzerine sanık ile maktul arasında boğuşma ve kavga çıktığı, çıkan kavgada maktulün sanığın burnuna yumruk atarak sanığı basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladığı, sanığın da maktulü göğsünden, karnından ve sağ kolundan bıçaklayarak yaraladığı, göğsünde oluşan yaralanma nedeniyle maktulün hayatını kaybettiği anlaşılan olayda,
Suçta kullanılan aletin elverişliliği, hedef alınan vücut bölgesi ve darbe sayısı nazara alındığında Sanık ...'in maktul ...'e yönelik eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğunun anlaşılması karşısında, kasten öldürme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği halde suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde nitelikli kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de,
Sanık hakkında nitelikli kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan hüküm kurulurken, TCK'nin 86/1, 86/3-e maddeleri delaletiyle TCK'nin 87/4 maddesi gereğince mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği halde TCK'nin 86/1, 86/3-e ve 87/1-d maddeleri gereğince ceza tayin edildikten sonra TCK'nin 87/4 maddesi gereğince mahkumiyet kararı verilmesi,
Yasaya aykırı olup, sanık müdafii ile o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün CMUK'un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı itibariyle kazanılmış hak saklı kalmak üzere tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, hükmolunan ceza miktarı ve temyiz incelemesi dışında tutuklulukta geçen süre göz önüne alındığında sanık ... müdafiinin tahliye talebinin REDDİNE, 16/01/2020 gününde oybirliği ile karar verildi.
16/01/2020 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı...in huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık ...'ın müdafii Avukat ...'nun yokluğunda 23/01/2020 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.
kaynak: (www.corpus.com.tr)
KARARI YAZDIR