1- Sahte fatura kullanma suçundan verilen hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesi:
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, gerekçeli kararda gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma neticelerine uygun şekilde olaşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz nedenlerinin reddine; ancak:
Sanık hakkında sahte fatura kullanma suçundan, 213 sayılı VUK'nin 359/b maddesi uyarınca hükmolunan hapis cezasından, zincirleme suç hükümleri uyarınca artırım yapılması sırasında, uygulanan kanun maddesinin TCK'nin 43/1. maddesi yerine 43/2. maddesi olarak yanlış gösterilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. Maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. Maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun anılan Kanunun 322. Maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasının 8.bendinden "43/2" ibaresinin çıkartılarak, yerine "43/1" ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Defter ve belgeleri gizleme suçundan verilen hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesi:
a) 213 sayılı Kanun'un 139. maddesine göre vergi incelemesinin işyerinde yapılması gerektiği, ticari faaliyetine devam ettiği anlaşılan sanığa vergi denetmeni tarafından defter ve belgelerini ibraz etmesi için çıkarılan tebligatın, 20.10.2009 tarihinde sanığın iş yeri adresinde, işçisi Ayhan Kırbıyık imzasına tebliğ edildiğinin anlaşılması karşısında; hesapların dairede incelenmesine imkan veren 213 sayılı Kanun'un 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin incelemeyi yapan vergi denetmeninden sorulması, iş yeri dışında inceleme yapılması gerektiğine ilişkin bir tespit varsa buna ilişkin belgenin dosyaya ibrazının istenmesi, aksi takdirde yapılan tebligatın hukuki geçerliliği bulunmadığından sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,
b) Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
02.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
KARARI YAZDIR