MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 01/04/2013 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/04/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının ve davalı ...'un aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; olay tarihinde davalı sürücü ...'un diğer davalı ... adına kayıtlı araç ile kontrolsüz bir şekilde kavşağa aniden girmesi neticesinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki motosiklete çarptığını, müvekkilinin ağır yaralandığını belirterek manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalı ... vekili, davaya konu olayda davacının aşırı hız yaptığını, davacının kullandığı motosikletin aniden müvekkilinin önüne çıktığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ...'a usulünce tebligat yapılmış, ancak cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 56. Maddesi hükmüne göre, hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda; olay tarihi, olayın gelişimi, davacının trafik kazası neticesinde maruz kaldığı kemik kırığının derecesi, maluliyet durumu ve yukarıdaki ilkeler nazara alındığında davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarı azdır. Daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
Davalı ...'un diğer temyiz itirazlarına gelince;
Karar gününde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13. maddesinde tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücretinin, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceği, ancak hükmedilen ücretin kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceği hükmü yer almakta olup, aynı Tarifenin 10. maddesinde ise manevi tazminat davalarında avukatlık ücretinin, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceği, davanın kısmen reddi durumunda ise, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücretin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği belirtilmiştir.
Şu durumda, davalı ... davasını vekil ile takip ettirdiğine ve davacının talebi kısmen kabul edilip, kısmen reddedildiğine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 10. ve 13. maddeleri uyarınca, kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı ... yararına reddedilen miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hiçbir gerekçe gösterilmeksizin adı geçen davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru olmamış, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı yararına; (3) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı ... yararına BOZULMASINA, davacının ve davalı ...'un diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve davacı ile temyiz eden davalıdan peşin alanın harcın istek halinde geri verilmesine 14/01/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
(www.corpus.com.tr)
KARARI YAZDIR