Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 ... maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 ... maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I.HUKUKÎ SÜREÇ
Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.12.2015 tarihli ve 2015/265 Esas, 2015/402 Karar sayılı kararı ile sanık ... hakkında 7201 sayılı Tebligat Kanunu'na (7201 sayılı Kanun) muhalefet suçundan aynı Kanun'un 54 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun ( 5237 sayılı Kanun) 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hapis cezasından çevrilen 1.800,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, temyiz dışı sanık ... hakkında ise resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından, 5271 sayılı Kanun' un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) ve (e) bentleri uyarınca beraat kararı verilmiştir.
II.TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz sebepleri; kendisinin tebligatı ulaştırma görev ve sorumluluğu bulunmadığına, buna karşın yine de katılana haber verdiğine, posta görevlisi tarafından da komşuya haber verildiği hususunun doğrulandığına, kapıya haber kağıdının da yapıştırılmış olunduğuna, soruşturma izni alınmadan yargılama yapıldığına, tebligatın usulsüz olması durumunda bunun hukuk mahkemelerinde her zaman ileri sürülebileceğine, hakkında suçu işlediğine dair delil bulunmadığına, şüphe varsa bundan yararlanması gerektiğine, re'sen tespit edilecek nedenlerle kararın bozulması talebine ilişkindir.
III.OLAY VE OLGULAR
Katılan hakkında temyiz dışı sanık ... tarafından başlatılan icra takibi kapsamında gönderilen ödeme emrini teslim alan sanığın, evrakı muhatabına vermediği iddiası ile hakkında dava açıldığı anlaşılmıştır.
Sanık savunmasında, ... köyü muhtarı olduğunu, katılanı köy sakinlerinden olması nedeniyle tanıdığını, gelen tebligatları bizzat muhatapların evlerine götürdüğünü, götüremediği zamanlarda da arayarak tebligatları almalarını söylediğini, katılan ile karşılaştığı bir gün tebligatı olduğunu söyleyerek tebligatı kendisine teslim ettiğini, diğer sanığı tanımadığını, posta görevlisinin tebligatı tesliminden sonra ikinci gün tebligatı katılana teslim ettiğini beyan etmiştir.
Katılan beyanlarında, temyiz dışı sanık ...' ü aralarındaki çilek alışverişi nedeni ile tanıdığını ve ... tarafından hakkında icra takibine başlanmış olduğunu, icra müdürlüğünden adına ödeme emri gelmiş ve bilgisi olmadan muhtara tebliğ edilmiş olduğunu, muhtar olan sanığın kendisine bu tebligattan hiç söz etmediğini, bu nedenle borca itiraz süresinin de geçmiş olduğunu, evine icra takibi yapılınca olaydan haberdar olduğunu, sanığın kendisine tebligatı vermemesinde kasıtlı bir davranışı olduğunu düşünmediğini, sanıklardan şikayetçi olduğunu ve kamu davasına katılmak istediğini beyan etmiştir.
Tanık ..., sanığı ... köyü muhtarı olması ve devamlı posta işlerini yaptığı için bildiğini, diğer şahısları tanımadığını, tebligat mazbatasının doğru olduğunu, ancak bunun gibi bir çok tebligat dağıtıldığından dolayı ne zaman tebliğ ettiğini tam hatırlamadığını, tebligatı adresine götürdüğünü ancak komşusu ...' dan aldığı bilgiye göre katılanın evde olmadığını öğrendiğini, bunun üzerine tebligatı muhtara götürüp tebliğ ettiğini, katılanın komşusuna da haber bırakarak muhtardan tebligatını almasını söylediğini beyan etmiştir.
Tanık ..., katılanın, kendisinin yeğeni olduğunu, sanığın muhtar olduğunu, sanık tarafından katılana verilmek üzere kendisine hiç bir belge, zarf, tebilgat vermediğini, katılanın evine asılan haber kağıdından da haberinin olmadığını beyan etmiştir.
Tanıklar ... Şeref ..., ... ve ...' in tanık sıfatı ile alınan beyanlarının resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davalarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
IV.GEREKÇE
7201 sayılı Kanun'a göre; köy muhtarının, muhatap adına kendisine tebligat yapılacak kişilerden olmaması ve kendisine teslim edilen tebligat evrakını sadece muhafaza etmekle mükellef olup, ilgilisine götürüp verme yükümlüğünün bulunmaması karşısında, unsurları itibari ile oluşmayan suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
V.KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin, 24.12.2015 tarihli ve 2015/265 Esas, 2015/402 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 ... maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
05.2023 tarihinde karar verildi.