Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 2886 sayılı Kanun gereği yapılan ihale neticesinde davalı ile aralarında 12/02/2010 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesinin imzalandığını, kira sözleşmesi gereğince davalı kiracının kiralananı 11/02/2015 tarihinde tahliye etmesi gerektiğini ancak kira sözleşmesi son bulmasına rağmen kiralananın 05/02/2016 tarihinde tahliye edildiğini belirterek kira sözleşmesinin ondördüncü maddesi gereğince hesaplanan 158.139,66 TL'nin 05/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, kiralananın 19/02/2015 tarihinde teslim edilmesi istendiği halde davacı kiraya veren tarafından teslim alınmadığını, 30/03/2015 tarihinde teslim alındığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davacı tarafından davalıya 27/03/2015 tarihinde tahliye için ek süre verildiği, bu sürenin 11/04/2015 tarihinde dolduğu, davalının 11/07/2015 tarihinde kiralananı tamamen tahliye ettiği ve bu nedenle 12/04/2015 tarihi ile 10/07/2015 tarihleri arasındaki günler için cezai şart bedelinin hesaplanması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 48.409,20 TL cezai şart bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; Hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalının cezai şartın hesaplanması sırasında Mahkemece esas alınan başlangıç tarihine ilişkin temyiz talebine gelince;
Taraflar arasında düzenlenen 12/02/2010 yer teslim ve başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinin dayanağını 2886 sayılı Yasa hükümleri uyarınca yapılan ihale oluşturmaktadır. Sözleşmenin hususi şartlarının 14. maddesinde ise "kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmazın idareye teslim edilmeksizin geçen her gün için cari yıl kira bedelinin %1' i oranında cezanın itirazsız olarak ödeneceği" düzenlemesine yer verilmiştir. Kira sözleşmesinin 14. maddesindeki bu hüküm, T.B.K'nun 179 ve devamı maddelerinde düzenlenen cezai şart niteliğindedir. Cezai şart geçerli bir borcun yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi ya da belli bir yerde belirli bir zamanda yerine getirilmemesi durumunda, borçlunun ödemesi gereken bir edimdir. Tarafların serbest iradesi ile kararlaştırılan bu cezai şart geçerli olup tarafları bağlar. Kiraya veren İdare'nin kiracıya tahliye işlemlerini tamamlamak üzere süre vermiş olması, sözleşme ile kararlaştırılmış olan cezai şart alacağının tahsilinden vazgeçtiği anlamını taşımamaktadır.
Bu durumda Mahkemece, kira sözleşmesinin 2886 sayılı Yasa'nın 75. maddesi gereğince süre bitimi itibariyle sona erdiği ve sözleşmenin 14. maddesinde yer alan taşınmazın idareye teslim edilmeksizin geçen her gün için cari yıl kira bedelinin %1'i oranında cezanın uygulanacağına ilişkin hükmün geçerli olduğu gözetilerek, alacak miktarının kiralananın tahliye edilmesi gereken 12/02/2015 tarihinden kiralananın tahliye tarihi olan 11/07/2015 tarihine kadarki dönem için hesaplanması gerekirken, Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın tüm davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 26.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.