Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.04.2000 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi verilmesi istenmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili, davalı vekili ve davalı yanında asli müdahiller ... v.d. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacılar vekili, Mısır vatandaşı muris .....'nin 13.11.1960 tarihinde bekar ve çocuksuz vefat ettiğni, ... Ülkesi ... ... Mahkemesi.... Dairesi'nce verilen mirasçılık belgesine göre murisin bekar ve çocuksuz ölmesi sebebiyle ülkede geçerli şeriat hükümlerinin uygulanması sonucunda mirasının aynı ana-babadan olan kardeşleri ... ve ....'nin mirasçı kabul edildiğini, oysa muris adına kayıtlı Türkiye'de bulunan taşınmaz mallar hakkında Türk Hukukunun uygulanması gerektiği, murisin ana ayrı baba bir başkaca kardeşlerinin bulunduğunu, kendisinin de murisin ana ayrı baba bir kardeşi ...'ın oğlu olduğunu, söz konusu taşınmazın intikali için Türk Hukukunun uygulanarak kendisinin de mirasçı olduğunu gösterir mirasçılık belgesi verilmesini talep etmiştir.
Murisin ana ayrı baba bir kardeşlerinin bir kısım mirasçıları da aynı taleplerle davaya katılmışlardır.
.....'i Mahkemesince verilen mirasçılık belgesine göre mirasçı kabul edilen .... mirasçıları da davaya katılarak davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece ilk olarak davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekili ve asli müdahiller vekilinin temyiz talebi üzerine hükmün, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 2012/4967 Esas, 2013/612 Karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davacı ve davacı yanında katılanların taleplerinin kabulüyle muris.....'nin mirasçıları ve miras paylarının tespitine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili, davalı Maliye Hazinesi vekili, davalı yanında davaya katılan asli müdahiller vekili temyiz etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 598. maddesine göre, başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir.
Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle tabi değildir (TMK m. 7). Hakim çekismesiz yargıda re'sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir.
Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda taraflarca hazırlama ilkesi geçerli olup, hakim tarafların talepleri ile bağlıdır. Hakim, talepte bulunan tarafların iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü delillerle yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re'sen araştırma prensibi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir.
Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davalarda davacı, mirasçılık belgesi verilmesini isteyebilmek için murisin öldüğünü ve ölüm tarihini, muris ile kendisi arasındaki irs bağını kanıtlamak zorundadır. Bu tür davaların reddine karar verilebilmesi için murisin hiçbir şekilde yaşamadığının, böyle bir kişinin mevcut olmadığının belirlenmesi veya davacının murisin mirasçısı olmadığının tespiti gerekir.
Somut olaya gelince; mahkemece 07.04.2009 havale tarihli bilirkişi ön raporundaki eksiklikler tam olarak giderilmeden, murisin baba bir ana ayrı kardeşleri ... ve ... (....)'ın ölüm tarihleri, mirasçıları tespit edilmeden, murisin baba bir ana ayrı kardeşi .....'nin 06.01.1975 tarihinde evli olarak vefat ettiği tespit edilmesine rağmen mirasçıları belirlenmeden eksik inceleme ve araştırmayla hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; ... uyruklu bütün özel ve tüzel kişilerin Türkiyede bulunan taşınmaz ve kişisel eşyası hariç taşınır malları ile bütün hak ve menfaatlerine 28.05.1927 gün 1062 sayılı Kanun hükümlerine dayalı Hazineceel konulmuştur. Mahkemece, ... uyruklu mirasçılara düşecek miras paylarına devletçe hukuken el konulmuş olduğundan mirasçılık belgesinde hak ehliyeti yönünden bu kararnameye işaret edilmek suretiyle verasetin belirlenmesi gerekirken, murisin ana baba bir kardeşi .... El ....ve .... oğlu ....'nin ... (...) ... Mahkemesi'nden alınan mirasçılık belgeleri baz alınarak ... (...) ...’nin çocukları ...., .... ....'nin ....i'nin Eşi .....nin Çocukları .... ....'nin mirasçılığına karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
(www.corpus.com.tr)
KARARI YAZDIR