ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğine Aykırı Olarak Atıkların Alıcı Su Ortamına Boşaltılması Nedeniyle Çevre Kirliliğine Sebebiyet Verildiğinden İdari Para Cezası Verilmesi

13-12-2020 - 911

Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğine Aykırı Olarak Atıkların Alıcı Su Ortamına Boşaltılması Nedeniyle Çevre Kirliliğine Sebebiyet Verildiğinden İdari Para Cezası Verilmesi


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
Danıştay 14. Daire
2017/79
2019/1945
2019-03-13





Dava konusu istem: Davacı şirketin, İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, Osmanağa Mahallesi, Kuşdili Caddesi, Pazaryolu Sokak, Söğütlüçeşme adresinde faaliyette bulunan tesisinde yapılan kontrollerde Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği hükümlerine aykırı olarak atıkların alıcı su ortamına boşaltılması nedeniyle çevre kirliliğine sebebiyet verildiğinden bahisle, 2872 Sayılı Çevre Kanununun 20/(ı) maddesi uyarınca 93.002,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin 02/06/2015 tarih ve 13826 Sayılı İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İstanbul 9. İdare Mahkemesince verilen 17/06/2016 tarih ve E:2015/1523, K:2016/1053 kararda; ilgili mevzuatta belirlenen usûl ve esaslara aykırı olarak atığın alıcı ortama verilmesi suretiyle çevre kirliliğine sebep olunduğunun tutanakla ve fotoğraf çekilmek suretiyle belirlenmiş olduğu, bu sebeple dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, hangi fiillerinin çevre kirliliğine sebebiyet verdiği hususunda somut bir değerlendirme yapılmadığı, kirliliğin yıllardır mevcut olduğu, ihale kapsamında yüklendikleri işin Kurbağalıderenin ıslahına yönelik olduğu, cezaya dayanak tutanakta çevre kirliliğine neden olan koşulların kendileri tarafından meydana getirildiği ve atıkların kendileri tarafından denize deşarj edildiği hususunda açık bir tespitin bulunmadığı, sadece ıslah çalışmalarını yürütmeleri nedeniyle derenin yıllardan beri süregelen olumsuz koşullarından ve sonuçlarından sorumlu tutulmalarının hakkaniyete aykırı olduğu, tespit tarihinde atık su kollektör hatlarının bir kısmının tamamlanamamış olmasının kendilerinden kaynaklanmadığı, gecikmenin sorumluluklarının dışında olan uygulama projesinden kaynaklanan başkaca sebepler nedeniyle gerçekleştiği, işlemin sebep unsuru yönünden açıkça hukuka aykırı olduğu, atık suların başka gerçek ve tüzel kişiler tarafından alıcı ortama verildiği, kendilerinin bu yönde fiillerinin olmadığı, dava konusu işlemin cezaların şahsiliği ilkesine aykırı olduğu, işlemin amaç unsuru bakımından da sakat olduğu, usul ve yasaya aykırı kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ MEHMET ÖZDAMAR'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulüyle İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Ondördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

KARAR : İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, Osmanağa Mahallesi, Kuşdili Caddesi, Pazaryolu Sokak, Söğütlüçeşme adresinde faaliyette bulunan tesisin yapılan kontrollerde Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği hükümlerine aykırı olarak atıkların alıcı su ortamına boşaltıldığının tespit edilmesi üzerine, davacı şirketin 2872 Sayılı Çevre Kanununun 20/(ı)maddesi uyarınca 93.002-TL idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemin tesis edildiği, anılan işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:

Anayasanın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesinin 7. fıkrasında, “Ceza sorumluluğu şahsidir” hükmü yer almaktadır. Ceza sorumluluğunun şahsiliği ceza hukukunun temel ilkelerindendir. Cezaların şahsiliğinden amaç, bir kimsenin işlemediği bir fiilden dolayı cezalandırılamaması, başka bir anlatımla bir kimsenin başkasının fiilinden sorumlu tutulamamasıdır. Anayasanın 38. maddesinde, idari ve adli cezalar arasında bir ayrım yapılmadığından idari para cezaları da bu maddede öngörülen ilkelere tabidir.

2872 Sayılı Çevre Kanununun 8. maddesinde her türlü atık ve artığın, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermesi, depolanması, taşınması, uzaklaştırılması ve benzeri faaliyetlerde bulunmanın yasak olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanunun 12. maddesinde; ilgililerin, Bakanlığın veya denetimle yetkili diğer mercilerin isteyecekleri bilgi ve belgeleri vermek, yetkililerin yaptıracakları analiz ve ölçümlerin giderlerini karşılamak, denetim esnasında her türlü kolaylığı göstermek zorunda oldukları; 20. maddesinin (ı) bendinin son paragrafında; "Bu bendin birinci paragrafı dışında, bu Kanun ve bu Kanun uyarınca çıkarılan yönetmeliklere aykırı olarak ülkenin egemenlik alanındaki denizlere ve yargılama yetkisine tâbi olan deniz yetki alanlarına, içme ve kullanma suyu sağlama amacına yönelik olmayan sulara atık boşaltanlara 24.000 Türk Lirası idarî para cezası verilir." hükmüne yer verilmiş, yine aynı Kanunun 23.maddesinde ise "Bu Kanunda belirtilen idarî para cezaları, bu cezaların verilmesini gerektiren fiillerin işlenmesinden itibaren üç yıl içinde birinci tekrarında bir kat, ikinci ve müteakip tekrarında iki kat artırılarak verilir" düzenlemesine yer verilmiştir.

Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'nin 4/j maddesinde "Atık suların arıtılmadan alıcı ortama verilmesi yasak olup, arıtılmış atık suyun verileceği alıcı ortam için belirlenmiş kalite standartlarının olumsuz yönde etkilenmemesi gerektiği, aynı Yönetmeliğin 6/g maddesinde ''Deniz dibinden taranan malzeme, çamur, çöp ve hafriyat artıklarının ve benzeri atıkların boşaltımının suların korunacağı kirletici etkenlerden olduğu," 23/f maddesinde "Hafriyat artıkları, moloz, arıtma ve proses artığı çamurlar ve benzeri atıkların bertaraf amacıyla deniz ve kıyı sularına boşaltımının yasak olduğu." 26/d maddesinde ise "Her türlü katı atık ve artıklarla, arıtma çamurları ve fosseptik çamurlarının alıcı su ortamlarına boşaltılmaları yasaktır" hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Cezaların şahsiliği ilkesi uyarınca, 2872 Sayılı Çevre Kanununun 20. maddesinin ı bendine göre verilecek olan para cezasının, Kanun ve ilgili yönetmeliklere aykırı olarak ülkenin egemenlik alanındaki denizlere ve yargılama yetkisine tâbi olan deniz yetki alanlarına, içme ve kullanma suyu sağlama amacına yönelik olmayan sulara atık boşaltanlar adına verilmesi gerekmektedir.

Dosyanın incelenmesinden; şikayet üzerine davalı idare denetim elemanları tarafından yapılan denetimler neticesinde düzenlenen 05.05.2015 tarih ve A088481 Sayılı çevre denetim tutanağında "Kadıköy Kurbağalıdere eski DMO-Kalamış arası ıslah inşaatı" işinde bazı güzergahlara kollektör yapılmış olsa da tümünün tamamlanmamış olduğundan atık suların Kurbağalıdere güzergahına açıktan verilmekte olduğu, atık suların Kurbağalıdere boyunca açıktan akarak Dereağzı'ndan denize deşarj edildiği, atık suyun kentsel atık su karakterinde görüntü ve renginin gözlemlendiği, bölgede yoğun kokunun gözlemlendiğinin belirtildiği, ancak tespit tutanağında veya dosya kapsamındaki diğer belgelerde alıcı ortama atık su deşarjının davacı şirket tarafından yapıldığına dair herhangi bir somut tespitin bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda; ilgili mevzuat uyarınca, sadece alıcı ortama atık boşaltan, bu fiili bizzat işleyen gerçek ya da tüzel kişi çevre para cezasının muhatabı olabileceğinden ve dava konusu işleme dayanak çevre denetim tutanağında davacı tarafından bahsi geçen fiilin işlendiğine dair somut bir tespit bulunmadığından, davacı şirkete çevre para cezası verilmesine dair işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

1.2577 Sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacıların temyiz isteminin kabulüne,

2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu İstanbul 9. İdare Mahkemesi'nin 17/06/2016 tarih ve E:2015/1523, K:2016/1053 Sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,

4. 2577 Sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 13.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

KARARI YAZDIR


Aşağıdaki arama terimleri ile ilgili kararlara etiketlere tıklayarak ulaşabilirsiniz :
su kirliliği atık su yönetmelik alıcı su ortamı çevre kirliliği idari para cezası
Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları