İhtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA VE TALEP
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... işletmesinin sahibi olduğunu, işletmenin esnaf sicil müdürlüğüne kayıtlı adi bir işletme olduğunu, müvekkilinin 27/07/2023 tarihinde online başvuru ile davalı bankadan 50.000,00 TL'lik kredi başvurusunda bulunarak bankanın kurumsal müşterisi olduğunu, bir gün sonrasında 28/07/2023 tarihinde müvekkilinin rızası, onayı ve bilgisi dışında 57172152 numaralı hesabına bağlı olarak 49.000,00 TL + 49.000,00 TL + 31.000,00 TL olmak üzere üç parça halinde toplamda 129.000,00 TL kredi kullandırıldığını, telefonuna gelen mesaj da ise 130.000,00 TL ile kredisinin onaylandığını, sonrasında bu miktarların hiç tanımadığı ... isimli kişilerin hesaplarına havale edildiğini, müvekkilinin kendi numarasından banka ile görüşme yaptığını, bankanın işlemi durduğunu beyan etmesine rağmen para transferinin gerçekleştiğinin devam ettiğini, banka ile görüşmeleri sonrasında işlemleri dışında olduğunu beyan ettiğini, bu konuyla ilgili Savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, müvekkilinden bankanın onayı olmadan kullandırılan kredileri talep ettiğini, bankanın bu durumda güvenliği yeteri kadar önem vermediğini belirterek davalı bankaca talep edilen borç hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalı bankanın talep ettiği borç tutarının davanın konusu olmadığından, davanın yargılamayı gerektiren bir dava olması nedeniyle yasal koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbirin reddi ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davalı bankanın müvekkilinin yapmış olduğu her türlü başvuruyu reddederek, kendi güvenlik açıklarından kaynaklanan zararın bedelini müvekkiline ödetmek istediğini, tedbir taleplerinin reddedilmesi sebebiyle müvekkilinin borcu olmayan ve kendisi için fahiş bir miktarı bankaya ödemek zorunda kalacağını,
Devam eden yargı sürecinde, müvekkilinin hiçbir kusuru olmaksızın başkalarına aktarılmış olan meblağ için davalı bankaca faiz işletildiğini ve bu bedelin ödenmesinin talep edildiğini, müvekkilinin hesabındaki parayı kaybetmekle kalmayıp üstüne bir de faiz yükünü üstlenmek zorunda bırakıldığını, mevcut zararın doğumuna sebep olan davalı hakkında bu haksız talebinin önlenebilmesi için ihtiyati tedbir talep edilmesi zorunluluğu doğduğunu, ancak konuya ilişkin hiçbir araştırma yapılmadan taleplerinin reddine karar verildiğini, taraflar arasında ki uyuşmazlığın kapsamı değerlendirilerek doğmuş zararın giderilebilmesi ve müvekkilinin daha fazla zarara uğramaması için, davalı bankaca talep edilen borç hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi ara kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
HMK'nın 389/(1). maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği,
HMK'nın 390/(2). maddesinde de hakimin talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde karşı taraf dinlenmeden de tedbir kararı verebileceği hüküm altına alınmıştır. HMK'nın 390/(3). maddesinde ise tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu düzenlenmiştir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
İhtiyati tedbir kararı verilebilmesinin diğer bir koşulu ise mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesidir.
Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında somut olaya gelindiğinde, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili, müvekkilinin hesabına internet bankacılığı yolu ile bilgisi ve rızası dışında girilerek banka hesabından 28/07/2023 tarihinde saat 11:43:38'de 49.000,00 TL, 28/07/2023 tarihinde saat 11:47:27'de 49.000,00 TL ve 28/07/2023 tarihinde saat 11:49:52'de 31.000,00 TL olmak üzere toplam 129.000,00 TL'nin dolandırıcılar tarafından ... hesabına aktarıldığı, haksız aktarılan krediden ötürü müvekkilinin haksız şekilde kredi ödemesi yaptığını, müvekkilinin daha fazla mağdur olmaması açısından en azından dava süresince belirtilen haksız kredi sözleşmelerinden kaynaklı olarak ödeme yapmasının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafından dosyaya ibraz edilen tüm bilgi belgeler gözetildiğinde davaya konu kredinin tahsilinin davacı yönünden telafisi güç ve imkansız zararlar doğuracağı, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği, her üç kredinin HMK'nun 389.maddesu uyarınca dava konusu olduğu gibi davalı bankaca Beşiktaş Noterliğinden çekilen 30/11/2023 tarihli ihtarla kullandırılan her üç kredi gereğince toplam 140.030,85 TL'nin tebliğden itibaren 1 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece davacıdan kredilerden kaynaklı alacağın tahsil edilmesi halinde ihtiyati tedbir talep eden davacının telafisi güç ve imkansız zarara uğrayacağı, kredilerin uyuşmazlık konusu olduğu, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği gözetilerek ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Somut uyuşmazlıkta ihtiyati tedbir talep eden davacı yanın banka hesabından bilgisi ve rızası dışında internet bankacılığı yoluyla kredi çekildiğini ileri sürdüğü anlaşıldığından HMK'nun 209. maddesi gözetilerek ihtiyati tedbir talep eden davacıdan teminat alınması yoluna gidilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki ara kararında isabet görülmediğinden ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/(1)-b.2 maddesi gereğince KABULÜNE,
Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 24/10/2023 tarih ve 2023/710 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,
B)1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin KABULÜNE,
İhtiyati tedbir talep edenin hesabından çekilen davaya konu kredilerden kaynaklanan 28/07/2023 tarihli 49.000,00 TL, 28/07/2023 tarihli 49.000,00 TL ve 28/07/2023 tarihli 31.000,00 TL'lik üç adet tüketici kredisinin asıl alacak ve tüm fer'iler üzerinden bankanın yapabileceği bloke, tahsilat işlemleri ve tüm ödemelerin DURDURULMASI yönünde İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA,
İhtiyati tedbir talep eden yanın dosya kapsamındaki iddiası ve 6100 Sayılı HMK'nın 209.maddesi dikkate alınarak takdiren teminat alınmasına yer olmadığına,
Süresinde başvurulduğunda ilk derece mahkemesince ara kararın infazı için karar örneğinin ihtiyati tedbir talep edene verilmesine,
İhtiyati tedbir kararının yerine getirilmesi ve devamı işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
C)1-İhtiyati tedbir talep edenin istinaf aşamasında yaptığı 738,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 122,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 860,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile ihtiyati tedbir talep davacıya verilmesine,
İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ihtiyati tedbir talep eden davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 362/(1)-f.maddeleri uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/01/2024