ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Olağanüstü Kazandırıcı Zamanaşımı - Maliki Tapu Kütüğünden Anlaşılamayan İbaresinin Ne Anlama Geldiği Hakkında

20-05-2021 - 2064

Olağanüstü Kazandırıcı Zamanaşımı - Maliki Tapu Kütüğünden Anlaşılamayan İbaresinin Ne Anlama Geldiği Hakkında


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi
2021/355
2021/1191
2021-02-11





"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil (TMK'nin 713/2. Maddesindeki Tapudaki Kayıt Malikinin Bilinememesi Nedenine Dayanan)

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı vekili davada dava konusu 52 parsel sayılı taşınmazdaki kimliği belirsiz olarak ... kayıtlı 256/4096 hisseyi müvekkilinin 50-55 yılından beri nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla kullandığını, anılan pay malinin kim olduğu bilineyen gerçekte var olmayan bir kişi olduğunu, dava konusu taşınmazda davacı vekil edeninin de hisseleri bulunduğunu, davacı müvekkilin dava konusu taşınmazda 8-10 dönüm yer kullandığı, kullandığı yerin içinde ... adına görünen 2.807,50m² hissesi olduğunu, müvekkilin 20 yıldan fazla süre gelen nizasız, fasılasız, malik sıfatıyla zilyetliği nedeniyle, ... adına olan tapu hukuki kıymetini yitirdiği, müvekkilin kararına TMK'nin 713/2. maddesi gereği olağanüstü kazandırıcı zaman aşımı yoluyla iktisap şartları oluştuğunu, açıklayarak 52 parsel sayılı taşınmazda kim olduğu bilinemeyen ... adına kayıtlı 256/4096 hissenin iptali ile bu hissenin müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Maliye Hazinesi vekili davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, dosya kapsamına göre dava konusu 52 parsel sayılı taşınmazda 256/4096 hissenin ... adına kayıtlı olduğu, dinlenen tanık beyanlarına göre ... adlı şahsın bilinmeyen şahıslardan olduğu, davacının da dava konusu taşınmazda yaklaşık olarak 30 yıldır zilyetliğini kesintisiz olarak sürdürdüğünün sabit olduğu ve TMK’nin 713/2. maddesi gereğince olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı ile mülkiyetin iktisabı ile mülkiyet hakkını kazanmış olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 52 parsel sayılı taşınmazda ... adına kayıtlı 256/4096 hissenin iptaline, iptal edilen hissenin davacı İsmail oğlu 1931 D.lu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, TMK’nin 713/2. maddesinde belirtilen “...maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan...” sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, Kanun'un açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanun'un açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nin 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, "aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir" hükmüne yer verilmiştir.

Kanun'un açık hükmü dikkate alındığında tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının imkansız olmasıdır. (Yargıtay HGK'nin 10.04.1991 tarihli ve 1991/8-51 Esas, 194 Karar ile 15.04.2011 tarihli ve 2011/8-111 Esas, 2011/180 Karar sayılı ilamları). Genel olarak, gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekir. Ayrıca, tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilir. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malik, tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs değildir.

Somut olayda, davada, davacı taraf TMK'nin 713/2. maddesindeki sebeplerden kayıt malikinin bilinememesi nedenine dayanarak tapu kaydının iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davacı tarafça her ne kadar dava konusu taşınmazda, ½ pay maliki görünen ... ... oğlu ... adlı kişinin kendisinin ve mirasçılarının kim olduğunun bilinilmediği iddia edilip taşınmazın tamamında nizasız ve fasılasız olarak 48 yıllık süre ile malik sıfatıyla zilyetliğin mevcut olduğu ileri sürülerek davacılar adına tapu iptali ve tescil talebinde bulunulmuştur. Davacı taraf her ne kadar dava konusu 52 parsel sayılı taşınmazda 256/4096 hisse maliki olan ... adlı şahsın kim olduğu bilineyen kişilerden olduğunu iddia etmiş ise de dosya içeğinde bulunan tapu kaydına dayanak tapulama tutanağında tespite esas 1931 tarihli 14 numaralı ve 17.01.1936 tarihli 41 numaralı eski tapu kayıtlarına göre taşınmazın 32 sehim itibariyle ...’e ait olduğu, ...’in ölü veya sağ olduğu bilinememekle beraber ... Köyünde varis olacak akrabalarının bunduğunun anlaşılmış olduğu belirtilmektedir. Hal böyleyken dava konusu 52 parselde pay maliki bulunan ... adlı kişinin TMK’nin 713/2. maddesinde belirtilen bilinemeyen, gerçekte var olmayan bir kişi olduğunu kabul edebilme olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın reddi gerekirken belirtilen hususlar nazara alınmadan hatalı değerlendirme ile yazılı olduğu olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalı Maliye Hazinesi vekilinin yukarıda belirtilen temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 11.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

KARARI YAZDIR


Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları