A) Sanıklar ... ve ... müdafiilerinin 17/12/2015 ve 22/12/2015 tarihli süre tutum dilekçeleri ile sadece sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümleri temyiz ettiği halde yasal süreden sonra 26/05/2016 tarihli gerekçeli temyiz dilekçesi ile mağdurlar ..., ... ve ...'in kasten öldürmeye teşebbüs ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan cezalandırılmaları gerektiğinden bahisle temyiz talebinde bulunduğu anlaşılmış ise de bozmadan sonra verilen hükümde sadece mağdur sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan verilmiş beraat hükmünün bulunduğu, diğer sanıklarla ve suçlarla ilgili hüküm bulunmadığı anlaşılmakla, sanık ... hakkındaki 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan doğrudan zarar görmeyen ve hükmü temyiz haklarının bulunmayan sanıklar ... ve ... müdafinin, bu hükme yönelik temyiz isteminin süresinde de olmadığı anlaşıldığından, ... hakkında 6136 sayılı muhalefet suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik sanıklar ... ve ... müdafinin temyiz talebinin CMUK.un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
B) Sanıklar ..., ... ve ... hakkında mağdurlar ..., ... ve ...’e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs, 6136 sayılı Yasaya muhalefet, sanıklar ... ve ... hakkında mağdur ...’a yönelik olası kastla mala zarar verme, sanık ... hakkında mağdur ...’e yönelik kasten yaralama ve sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından kurulan hükümlere yönelik duruşmalı olarak yapılan incelenmede;
1- Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 20.10.2009 gün ve 2009/1-85/242 sayılı kararında açıklandığı üzere, aynı eylemlerin failleri olarak yargılanan sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanıklar yönünden savunmada zafiyet yarattığı durumlarda sanıklar arasında menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiğinden, somut olayda aralarında yakın akrabalık ilişkisi ve menfaat çatışması bulunduğu belirlenen, sanıklar ... ve ...’ın ayrı ayrı müdafiler yerine ortak müdafi tarafından savunmalarının yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/1 ve 5271 sayılı CMK.nin 152. maddelerine aykırı davranılması,
2- Sanıklar hakkında, mağdur ...’e yönelik işledikleri iddia edilen TCK.nin 151/2 ve 21/2 maddeleri uyarınca olası kastla mala zarar verme suçu, CMK.nin 253. maddesi hükmüne göre uzlaştırma kapsamında bulunduğundan, bu suç yönünden uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 07/07/2020 gününde oybirliği ile karar verildi.
07/07/2020 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı ...'ın huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık ... müdafii Avukat ...'ın yokluğunda 09/07/2020 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.
KARARI YAZDIR