Davacı vekili, müvekkilinin "ERİŞ” ve “ERİŞLER" ibareli tanınmış markaları bulunduğunu, davalının "ETİŞ" ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazın TPMK YİDK tarafından nihai olarak reddedildiğini, markalar arasında benzerlik ve iltibas riski bulunduğunu ileri sürerek TPMK YİDK kararının iptalini, tescili halinde davalı markasının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Davacı vekili bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dava, davalıya ait 2013/71340 numaralı ETİŞ marka başvurusuna yapılan itirazın nihai olarak reddine karar veren TPMK YİDK kararanın iptali ve tescil edilmiş olması halinde davalı başvuru markasının iptali talebine ilişkindir.
Mahkemece, başvuru konusu işaretin ET ibaresi ile İŞ ibaresinin bir araya getirilmesiyle oluşturulduğu, işaretin bütün olarak önceki anlamından uzaklaşmadığı, ancak yine de bütün olarak ayrı bir görsellik kazandığı, İŞ ibaresinin değişik kelimelere eklenmesiyle marka oluşturulma uygulamasının yaygın olduğu, başvuru konusu işaretin davacı markalarını sunan işletmeyle idarî ve ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme tarafından piyasaya sunulduğu biçimde bir algılama oluşturmasının mümkün olmadığı, taraf markalarının benzer olduğunun kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak 556 sayılı KHK’nin 8. maddesi hükmü uyarınca, taraf markalarının karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde davacı markaları ile hükümsüzlüğü talep edilen davalı markası bütünsel olarak karşılaştırılmalı, ortalama hedef tüketici kitlesinin markaların görsel, sesçil ve kavramsal özellikleri ile markaların ayırt edicilik özellikleri bütünsel bakış açısı ile ele alınmalıdır. Dairemizin 04.02.2019 tarih ve 2017/3670-2019/819 sayılı ilamında da kabul edildiği üzere, davacının ERİŞ ve ERİŞLER ibareli markaları ile hükümsüzlüğü talep edilen davalı ETİŞ marka başvurusuna bütünsel açıdan bakıldığında ortalama tüketiciyi yanıltacak düzeyde bir benzerlik olduğu, markalar arasında iltibas riskinin doğabileceği kabul edilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden davacı vekilinin karar düzeltme istemi yerinde görülmekle Dairemizin onama ilamının kaldırılarak, mahkemece verilen kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 08.05.2018 tarih, 2016/10624 Esas 2018/3334 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, mahkemece verilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının isteği halinde karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 22/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
kaynak: (www.corpus.com.tr)
KARARI YAZDIR