Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca BOZULMASI hakkında 18. Hukuk Dairesinden çıkan kararı kapsayan 01/10/2013 gün ve 2013/2618 Esas - 2013/12596 Karar sayılı ilama karşı davacılar vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:
K A R A R
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemli davada mahkemece davanın kabulüne dair kararın davalı ... vekilinin temyizi üzerine bozulmuş, bu karara karşı davacılar vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere ve Yargıtasy ilamında yazılı gerekçelere göre davacılar vekilinin sair karar düzeltme talepleri HUMK’nun 440. maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirine uymadığından yerinde değildir. Ancak; Her ne kadar 18. Hukuk Dairesinin 2013/2618 – 12596 sayılı bozma ilamında 6400 sayılı Yasanın 22. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen geçici 7.maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bozulmuş ise de; 13.03.2015 gün ve 29294 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 13.11.2014 gün ve 2013/95-2014/176 sayılı kararının 14.09.2015 günü yürürlüğe girmesi ile; 6487 sayılı Yasanın 22. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen geçici 7. maddesinin iptal edildiği anlaşılmakla bu maddenin uygulanması mümkün değildir.
Davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin bu yönden kabulü ile 18. Hukuk Dairesinin 2013/2618 – 12596 sayılı kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede
Dava kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davalı ... Belediyesi hakkında davanın reddine, davalı ... Belediyesi hakkında taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
1-Davacılar vekilince, müvekkillerinin kök murisleri ..., ... ve ...’ın malik olduğu dava konusu taşınmazların kamulaştırıldığı, ... yönünden geçerli bir kamulaştırma bulunmadığı, halen taşınmazların tapu kaydında ...’in 1/12 oranında hissedar olduğu, ... ve ...’dan intikal eden paylarla ilgili ise kamulaştırma nedeniyle ferağ verilerek ilgili belediye adına tescil edildiğini ancak bu ferağ verme sırasında murisleri ...’ın vesayet altında olması nedeniyle yaptığı işlemin geçersiz olduğunu ve taşınmazlara fiilen el konulduğu belirtilerek kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmazların bedeli istenilmiştir.Dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan inceleme sonucunda;Kök murisler ... ve ... hisseleri yönünden; kamulaştırılan taşınmazlarda intikal eden paylarıyla ilgili olarak davacılar murisi ...’ın 30.11.1993 tarihinde 9969 yevmiye numarası ile tapuda ferağ verdiği, taşınmazların belediye adına tescil edildiği, ...hakkında ...4. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 1993/517 esas - 1993/1249 karar sayılı dosyası ile 01.07.1993 tarihinde kısıtlanma kararı verildiği, vesayet kararında kısıtlanma nedeninin belirtilmediği, mahkemece bu vesayet dosyası istenildiğinde ilgili mahkeme tarafından 13.03.2005 tarihinde kurum arşivinden çalınan dosyalar arasında olduğu belirtilerek gönderilmediği, davacılar tarafından tapuda yapılan bu işlemin iptaline ilişkin olarak bir dava açılmadığı ve dava tarihi itibariyle taşınmazda malik olmadıkları anlaşılmıştır.
Kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak dava açılabilmesi için davacıların taşınmazda malik olması veya hak sahibi olduğunu gösteren mülkiyetin tespitine ilişkin bir mahkeme kararı bulunması gerekmektedir. Dava tarihi itibariyle davacıların Hasan ve Muharrem’den intikal eden paylarına ilişkin mülkiyet hakkı bulunmadığı anlaşıldığından bu yönden açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi,
2-Kök muris Halil hissesi yönünden; taşınmazların tapu kayıtlarında 1/12 pay sahibi Halil: Hasan ve 72/5760 pay sahibi Halil adında hissedarların olduğu, davacıların 1/12 pay sahibi Halil’in kendi kök murisleri olduğunu beyan ederek dava açtıkları anlaşılmıştır. Davacıların kök murisleri olarak dosyaya veraset ilamını sundukları Rukiye eşi 15.05.1949 tarihinde ölen Halil ile dava konusu taşınmazlarda malik olarak kayıtlı görünen Halil:Hasan isimli kişinin aynı kişi olup olmadığı hususu araştırılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması,Doğru görülmediği gibi,
3-Dava konusu taşınmazlardan 9 parselin muris ... tarafından ferağa verilen taşınmazlar arasında olmadığı, ayrı bir kamulaştırma işlemi yapıldığı, davacıların ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/610 1999/339 karar sayılı kararıyla dava konusu 42082 ada 9 parsel için açtıkları bedel artırım davası ile kamulaştırmaya muttali oldukları ve eldeki davanın 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından bu parsel hakkındaki davanın reddi gerektiği halde kabulüne karar verilmesi,
4-Kabule göre de;
Dava konusu her bir parselde davacılara hangi muristen ne kadar pay düştüğü ayrı ayrı belirtilerek hisse durumları denetime elverişli olacak şekilde tespit edildikten sonra bedelinin hesaplanması gerekirken gerekçesi açıklanmayan biçimde toplam pay belirtilerek bedel hesaplanması,Doğru görülmemiştir.Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacılardan peşin alınan karar düzeltme harçlarının istenildiğinde iadesine, davalı ... Başkanlığından peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 06/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
KARARI YAZDIR