Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalı Ö.. İnş. San. Tic. A.Ş. vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının otopark işletmesinde otopark görevlisi olarak çalışmaya başladığını, davalılardan J.. M.. otelinin sahibi şirketin asıl işveren diğer davalının ise alt işveren olduğunu, ödenmeyen fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisinin bulunduğu ve ödenmeyen ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerektiği ancak imzalı ücret bordrolarının tamamında fazla çalışma tahakkuku bulunduğu daha fazla çalışıldığını ispata yarar bir yazılı delil ise sunulamadığı, davacının fazla çalışma ücreti alacağı bulunduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı yasal süresi içerisinde davacı ve davalılardan Ö.. İnş. San. Tic. A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
I-Davalılardan Ö.. İnş. San. Tic. A.Ş.’nin temyizi yönünden;
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Dosya içeriğine göre; Mahkemece hüküm altına alınan toplam miktar 218,63 TL olup bu miktar, 2015 olan karar tarihi itibari ile 2.080,00 TL temyiz kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalı vekilinin temyiz isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427, 432. maddeleri uyarınca REDDİNE, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde ilgiliye iadesine,
II- Davacı temyizine gelince;
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalılardan “B.. A.. Turizm Ticaret Özel Sağlık Hizmetleri ve Sanayi A.Ş.”nin unvanının karar başlığında hatalı yazılmasının mahallinde her zaman düzeltilmesi mümkün nitelikte bir yazım hatası olduğunun anlaşılmasına göre, davacının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücreti alacağı bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece hesaplama dönemine ait ücret bordrolarının tamamında fazla çalışma tahakkuku bulunduğu ve bordroların imzalı olduğu, daha fazla çalışmanın ise yazılı delil ile ispatlanamadığı gerekçesiyle fazla çalışma ücreti alacağı talebinin reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya içeriği ile örtüşmemektedir.
Dosya içerisinde bulunan ücret bordroları incelendiğinde; bordrolarda sadece ödenen fazla çalışma tutarının yazılı olduğu, kaç saat fazla çalışma karşılığı ödeme yapıldığının yazılı olmadığı görülmektedir. Şu halde; bordrolar ile ödendiği sabit olan fazla çalışma ücretinin zamlı olup olmadığının denetlenebilmesi mümkün bulunmamaktadır. Açıklanan sebeple; Mahkemece, tanık beyanları doğrultusunda haftalık fazla çalışma saatinin tespit edilmesi, buna göre aylık fazla çalışma ücreti hesaplanarak her ay için ilgili bordroda yazılı tutarın mahsup edilmesi ve sonucuna göre davacının fazla çalışma ücreti alacağının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerekirken, zamlı tahakuk bulunduğu gerekçesiyle tüm bordrolar dışlanmak suretiyle fazla çalışma ücreti alacağının reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Mahkemece, “ulusal bayram ve genel tatil ücreti” alacağına yürütülecek faiz hakkında hüküm oluşturulurken “ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı” yerine “fazla çalışma” ücreti alacağı yazılması ve hüküm yerinde davalıların şirket unvanlarının eksik ve/veya belirtilmesi de doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 24.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARARI YAZDIR