İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 30/05/2019
NUMARASI: 2017/689 Esas, 2019/614
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/07/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sözleşme gereğince müvekkilinin davalıya temizlik hizmeti verdiğini, 31/05/2014 tarihli hizmet sözleşmesinin, davalının işten memnun kalması sebebi ile 31/05/2015 ve 31/05/2016 tarihinde kendiliğinden uzadığını, davalının 31/05/2017 tarihinde sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, 31/05/2014 tarihli Hizmet Sözleşmesi’nin 7. maddesine göre 60 gün önceden bildirimde bulunulması gerektiğini, davalıya ihtar çekilerek 60 günlük ücret ile mayıs ayı faturasının talep edildiğini, davalının Kadıköy ... Noterliğinin 07/06/2017 tarih ve ... Yevmiyeli karşı ihtarında sözleşmeyi feshetmediklerini bildirerek müvekkili şirketin iş başı yapmasını istediğini, davalının müvekkili iş yerinden çıkardığını, temizlikte kullanılan eşyalarının alınmasını istediğini, müvekkilinin görüşme taleplerini geri çevirdiğini, iş yerine almadığın, müvekkili ile yapılan yazışmalardan da davalının sözleşmeyi feshettiğinin açık olduğunu, zarar ziyan talep edilince davalının karşı ihtarında böyle bir davranış içerisine girdiğini, davalının iyi niyetli olmadığını, belirterek 60 günlük yoksun kalınan iş bedeli 10.070,00 TL ile hakedilen ancak ödenmeyen mayıs ayı hizmet bedeli karşılığı 5.035,00 TL olmak üzere toplam 15.105,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 31/05/2017 tarihli bir feshin bulunmadığını, müvekkilinin davacıya keşide ettiği Kadıköy ... Noterliğinin 07 Haziran 2017 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarda bu durumun açıkça ifade edildiğini, ancak davacının ihtarda belirtilen 12 Haziran 2017 tarihinde işe gelmediğini sözleşmeden doğan asli ve fer’i yükümlüklerini yerine getirmeyen davacı şirketin, sözleşmenin ileriki bir zamanda feshedileceğini düşünerek ve kötü niyetli bir şekilde tazminat elde etme niyetiyle bu davranışı sergilediğini, davacının iddia edilen temizlik hizmetini de gerektiği gibi yapmadığını, ayrıca davacı iddialarını kabul etmemekle beraber, davacının beyanlarında sözleşmeyi fesheden olarak gösterilen ...'ün müvekkili şirket bünyesinde Satın Alma Müdürü olarak çalıştığını, fesih yetkisine sahip olmadığını, Mayıs ayı hizmet bedelinin de ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; sözleşmenin 31/05/2017 tarihinde davalı tarafından feshedildiğinin yazılı delil ile ispatlayamadığı, bununla birlikte davalı tarafça 06/06/2017 tarihli Kadıköy ... Noterliği'nin ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıya iş yerine gelip başlaması yönünde yapılan yazılı bildirime davacı tarafça herhangi bir cevap verilmediği, haksız fesih olgusunun ispat edemediği, Mayıs ayı temizlik bedelinin 30/06/2017 tarihine kadar ödenmesi gerekmekte olup; Mayıs 2017 bedelinin 21/06/2017 tarihinde 2.355,69 TL kısmının Sözleşmenin 4.1. maddesinde belirtilen vade içerisinde ödendiği, 05/07/2017 tarihinde yapılan 2.951,20 TL'lik ödemenin ise sözleşmede belirtilen vadeden sonra yapıldığından bahisle 5.035,00 TL yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 10.070,00 TL yönünden davanın reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı şirket yetkilisi ...'ün, müvekkili şirket saha sorumlusu ...'a "31/05/2017 tarihinden sonra işe gelmemelerini, sözleşmeyi tek taraflı feshettiklerini ve eşyalarını bu 31/05/2017 tarihi itibariyle alınmasını" tebliğ ettiğini, fesih gerekçesi olarak ta temizlik elemanlarından aksiyon alamadığının ifade edildiğini, ...'ın durumu müvekkili şirkete iletmesi ile ertesi gün davalı şirkete gidildiğini malzemelerin alındığını, sözleşmenin feshedilmesi sonucunda müvekkili şirket yetkilisinin aynı gün davalı şirket yetkilisi ...'e e-posta ile sözleşmeyi göndererek "aniden feshetmeniz anlaşılır gibi değil." diyerek şaşkınlığını ifade ettiğini, ...'ün cevap e-postasında ise yapılan iş konusundaki şikayetlerini gerekçe olarak gösterdiğini, davalı şirket yetkilisinin cevabının feshi onayladığı anlamına geldiğini, sözleşmenin tek taraflı olarak haksız bir şekilde feshedilmesi sonucunda davalıya Kadıköy ... Noterliğinin 02/06/2017 tarih ve ... yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek haksız fesih nedeniyle zarar ziyanların karşılanması ile ödenmeyen Mayıs 2017 ayı hizmet bedelinin ödenmesinin talep edildiğini, davalının karşı ihtarla sözleşmenin "12/08/2017" günü sona ereceğini, temizlik personelinin iş başı yapılmasını istediğini, feshin 31/05/2017 tarihinde gerçekleşmiş olması sebebiyle müvekkilinin iş başı yapmadığını, davalının, müvekkili şirketin e-posta ile yaptığı bildirime sessiz kalmış ve hiçbir surette iş başı yapılması gerektiğini belirtmediğini bu davranışını müvekkili tarafından çekilen ihtarnameye kadar sürdürdüğünü ihtarname ile yasal haklarını talep eden müvekkiline karşı kötü niyetli olarak karşı ihtarındaki iddiaları ileri sürdüğünü, sözleşmenin feshine dair kanıtlarının dikkate alınmadığını, bilirkişi tarafından değerlendirilmediğini, bu konudaki itirazlarının kabul görmediğini ek raporun alınmadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin erken feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini ile mayıs ayı hizmet bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Sözleşme ilişkisi yanlar arasında çekişmesiz olup, uyuşmazlık sözleşmenin davalı tarafından süresinden önce haksız olarak feshedilip edilmediği, davacının uğradığı bir zararın bulunup bulunmadığı, mayıs ayı hizmet faturasının ödenip ödenmediği noktasında toplanmıştır. Mayıs ayı hizmet bedelinden 2.355,69 TL'lik kısmının 21/06/2017 tarihinde bakiyesi 2.951,20 TL'nin de davada açıldıktan sonra ödendiği, davacının mayıs ayı hizmet bedeline ilişkin istinafının bulunmadığı görülmüştür. TMK'nun 6. maddesindeki genel ispat prensibi çerçevesinde davacı yan, sözleşmenin bozulmasında davalı yanın kusurlu olduğunu; yani, sözleşmeye uygun şekilde ifada bulunurken davalının sözleşmeye aykırı olarak fesih yoluna gittiğini kanıtlamak durumundadır. Mahkemece tarafların delileri toplanmış, tanıkları dinlenmiş, ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Temizlik Hizmet Sözleşmenin İncelenmesinin incelenmesinde; Madde 2- Konu: “İşbu sözleşmenin konusu müşterinin yukarıda belirtilen aynı adresindeki ofisinin ortak alanların part- time temizlik hizmetini kapsamaktadır, ” Madde 7-Sözleşme Süresi: “Sözleşme süresi 01/07/2015 tarihinden itibaren l yıldır (31/06/2016, sona erme tarihinden 60 gün önce taraflardan biri akdin feshini ihbar etmediği takdirde (Fiyat maddesi hariç) kendiliğinden aynı koşullarla 1 yıl süre ile uzamış olur. Taraflar 60 gün önceden yazılı olarak akdin feshini ihbar etmek koşulu ile işbu sözleşmeyi dilediği zaman tazminatsız olarak fesih etmeye yetkilidir. ” hükümlerini içerdiği anlaşılmıştır. TTK'nun 18/3. maddesine göre, "Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye veya sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır" Yine taraflarca imzalanan sözleşmenin delil sözleşmesi niteliğinde olan 7. maddesi "Taraflar 60 gün önceden yazılı olarak akdin feshini ihbar etmek koşulu ile işbu sözleşmeyi dilediği zaman tazminatsız olarak fesih etmeye yetkilidir. " düzenlemeleri dikkate alındığında sözleşmenin belirtilen süre ve şekilde fesih ihbarı yapılması durumunda feshin gerçekleşeceği açıktır. TBK'nun 112. maddesi uyarınca, alacaklı hakkını kısmen veya tamamen istifa edemediği takdirde borçlu kendisine hiçbir kusurun isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe bundan doğan zararı tazmine mecburdur. Somut uyuşmazlıkta, davalının sözleşmeyi feshettiğine dair yasanın aradığı bir bildirimin varlığı konusunda davacı tarafça ispat vasıtası getirilemediği, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK'nun 353/1b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 165,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacının yaptığı istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 361/1 fıkrası gereği kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/07/2020
(www.corpus.com.tr)
KARARI YAZDIR