Davacı vekili, davalı ...'ün sevk ve idaresindeki, diğer davalı ...'ya ait araç ile müvekkilinin sevk ve idaresindeki araca çarpması neticesinde meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, tedavisi süresince masraf yaptığını, borçla satın aldığı ve kazada pert olan taksisi için aylık 3.500 TL bedelli ödemesi gereken senetleri olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik tedavi gideri için 500,00 TL, maluliyet nedeniyle 6.000,00 TL, çalışamaması nedeniyle uğradığı gelir kaybı için 500,00 TL, tedavisi süresince çalışamadığı için taksi senetlerini ödeyememesinden kaynaklı zararı için 500,00 TL olmak üzere 7.500,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek en yüksek kademeli faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe kapsamı ve limiti ile sınırlı tutulmasına dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada, davacı vekili, aynı nedenle tespit edilen maluliyet oranı ve çektiği acılar nedeniyle 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı ... ve ...'ten kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 3.2.2016 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporlarına itirazları baki kalmak kaydıyla 5.8.2014 tarihli ve 15.12.2015 tarihli bilirkişi raporları doğrultusunda, tedavi ve yol giderine ilişkin talebini 5.200,00 TL, geçici işgöremezliğe ilişkin talebini 2.925,00 TL, sürekli işgöremezliğe ilişkin talebini 20.399,62 TL'ye yükseltmiş, sigorta şirketinin poliçe limitleri ile ve kendi sigortalılarının kusuru oranında geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatından, SGK'nın tedavi giderlerinden, ... ve ...'nın tüm alacaklarından sorumlu tutulmasına, tüm davalıların aleyhlerine hükmedilecek alacak miktarından tüm ferileri ile sorumlu tutulmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...Ş vekili, davacının 500,00 TL çalışamama nedeniyle uğranılan gelir kaybı ile 500,00 TL tedavi sürecinde çalışamadığı gerekçesiyle taksi senetlerini ödeyememesinden kaynaklı tazminat talebinin mükerrer talep olduğunu, ikisinin de çalışamamaya dayalı gelir kaybıyla ilgili olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun maddi zararın varlığı ispat edildiği takdirde, ancak sigortalısının kazadaki kusuru oranında ve azami teminat limitiyle söz konusu olabileceğini, dava konusu taleplerin tümünün haksız fiile dayalı talepler olduğunu ve ancak temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceği, davacının müvekkili şirkete başvurusu sonrasında müvekkili şirketin eksik evrakların tamamlanmasını beklerken davacı tarafça dava açıldığını, temerrüde düşürülmediğinden faiz ve yargılama giderlerinden sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, alkol oranının yasal sınırın altında olduğunu, önünde seyreden başka bir aracın aniden durması sonucu araca çarpmamak için panikle kendi şeridinden çıkmak zorunda kaldığını, müvekkilinin kusurunun olmadığını, hız kurallarına uymayan davacının kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı SGK vekili, trafik kazası nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin sağlık uygulama tebliği kapsamında Kurumlarınca karşılanmakta olduğunu, iş göremezlik, maddi ve manevi tazminat ve bakıcı giderleri gibi müvekkili kurumca karşılamayan talepler için sigorta şirketlerinin sorumluluklarının devam ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; asıl davanın davalı SGK yönünden reddine, maddi tazminat talepleri yönünden 28.524,62 TL'nin davalı ... şirketinin 23.324,62 TL ile sınırlı ve sorumlu olmak üzere davalılardan ... ile ...'ten olay tarihi 02/05/2009 tarihinden itibaren, davalı ... yönünden dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine. birleşen dava yönünden manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi 02/05/2009 tarihinden itibaren davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, dair karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan manevi tazminata yönelik sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, sürücüsü olduğu ... plakalı aracı aylık 3.500,00 TL karşılığında kiraladığını, gerçekleşen çift taraflı trafik kazası nedeniyle 3 ay çalışamadığını ve gelir kaybı olduğunu, kira parası ödemek zorunda olduğunu iddia etmiştir.
Davacının gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan 15.12.2015 tarihli hesap raporunda Şoförler Odasından gelen yazı cevabında belirtilen bir taksi şoförün emsal kazancına göre geçici ve sürekli işgöremezlik yönünden hesaplama yapılmış ve 23.324,62 TL maddi tazminata karar verilmişse de, davacı tarafça %4,3 maluliyeti bulunduğu ve 3 ay çalışamadığı, kazaya karışan ticari taksiyi kira sözleşmesine göre kendi adına işlettiği iddia edildiğine göre, ticari taksinin aylık kazancının tespiti için ilgili yerden araştırma yapılarak, kira sözleşmesinin hükümleri değerlendirildikten ve kira sözleşmesinin taraflarının ticari defterleri kira bedelinin ödenip ödenmediği konusunda incelendikten sonra gelir kaybının tespiti gerekirken, bu araştırma inceleme yapılmadan ve davacının araç kira bedeli konusunda olumlu olumsuz değerlendirme yapılmadan emsal şoför maaşına göre karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3-Yargılamanın devamı sırasında yürürlüğe giren ve 2918 sayılı Kanun'un 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun'un 59. maddesinde, "trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı" düzenlemesine; Kanun'un geçici 1. maddesinde de "Bu Kanun'un yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun'un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20'sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı'nın yükümlülüklerinin sona ereceği" düzenlemesine yer verilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1 maddesinde; sigortacının, poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK'na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir. KTK'na göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunludur.
Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü (belgeli tedavi giderleri), 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeyle sona erdirilmiş bulunmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı yasanın 98. maddesi kapsamında tüm tedavi giderlerinden değil, ancak sözkonusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri, 6111 sayılı yasa kapsamında değildir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi, sürücü ve işletenin sorumluluğu devam etmektedir.
Somut olayda, 02.05.2009 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında davacı taraf, yaralanmış ve tedavisi ile ilgili bir kısım fatura ibraz etmiş olup, mahkemece hükme esas alınan, Adli Tıp Uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanan 05.08.2014 tarihli rapor ve 27.10.2014 tarihli ek raporda, davacının tedavi giderlerinin 3.615,00 TL, yol giderlerinin 1.585,00 TL olmak üzere toplam 5.200,00 TL olduğu ancak SUT (Sağlık Uygulama Tebliği) hüküm ve eklerine göre bu maddi zararının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanamayacağı belirtilmiş, mahkemece bu rapor hükme esas alınarak davanın dahili davalı ... Kurumu yönünden reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemiştir.
Dosyada yer alan, Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinin kayıtlarına göre davacının 02.05.2009 tarihinde ameliyat nedeniyle yatışı yapılmış, 15.05.2009 tarihinde davacı taburcu edilmiştir. Dosyada yer alan faturalar incelendiğinde bir kısım tıbbi malzeme ve ilaç açıklamalı fatura ve belgelerin 02-15.05.2009 tarihi aralığına ilişkin olduğu ancak ameliyat nedeniyle kullanılıp kullanılmadığının dosyadan anlaşılamadığı, bir kısım faturaların ise yine bu tarih aralığına ilişkin olduğu ve ameliyatta kullanılan tıbbi malzeme olduğu anlaşılmakta olup, bu durumda mahkemece yapılması gereken, yargılamanın devamı sırasında yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanun'un 59. ve geçici 1. maddesi gereği Sosyal Güvenlik Kurumu'nun sorumluluğuna geçen tedavi giderlerinin de dava konusu olduğu gözetilerek, sunulan fatura ve belgelerden ameliyat nedeniyle kullanılanların ve belgelerde "tıbbi malzeme" açıklamalı malzemelerin ne amaçla kullanıldığının tespit edilmesi, ardından konusunda uzman farklı bir doktor bilirkişiden 6111 sayılı Kanun kapsamında gerçekleşen değişiklik dikkate alınarak düzenlenecek rapordan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı bilirkişi raporuna göre Sosyal Güvenlik Kurumu hakkında yazılı olduğu biçimde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de, davacı vekilince faturaya istinaden talep edilen tedavi giderleri konusunda alınan 05.08.2014 tarihli rapor ve 27.10.2014 tarihli ek raporda bilirkişi tarafından SUT kapsamında hesaplama yapılmış olup anılan hesaplama yöntemi usul ve yasaya uygun değildir. Danıştay Onbeşinci Dairesinin önce 14.11.2013 tarihinde yürütülmesinin durdurulması kararı ve 16/03/2016 tarih, 2013/7713 esas ve 2016/1779 sayılı kararı ile Trafik kazaları nedeniyle ilgililere sunulan sağlık hizmet bedellerinin tahsiline ilişkin usul ve esaslara ilişkin Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin 1 inci bendinde yer alan ‘’... Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verilmiştir. bundan sonraki trafik kazalarına bağlı acil hal teşkil eden tedavi giderlerinden özel veya devlet hastanesi ayrımına gidilmeksizin ve SUT konusunda bir değerlendirme yapılmaksızın “tüm” tedavi giderleri Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanacaktır. Buna göre bilirkişi tarafından, davacının tedavi giderlerinden sadece SUT kapsamında kalan kısmın değerlendirilmesi doğru görülmemiştir.
4-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARARI YAZDIR