Taraflar arasında görülen davada ... 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/10/2015 tarih ve 2014/1161-2015/725 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi Müdahale talep eden ... vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 02.05.2017 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan asıl ve birleşen (2005/159 E.) davada davacılar vekili Av. ..., asli müdahale talebinde bulunan ..., birleşen (2005/159 E.) davada davalılar vekili Av. ... ile asıl davada davalı-birleşen (2012/228 E.) davada davacı vekilleri Av. ..., Av. ... ile Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacılar vekili, müvekkillerinin dava dışı ... A.Ş'nin ortakları olduklarını, satıcı olan müvekkilleriyle alıcılar arasında 08.09.2010 tarihli hisse devir sözleşmesi ile davalının katıldığı 14.09.2010 tarihli yed-i emin teslim tutanağı imzalandığını, sermayeyi temsil eden hamiline hisse senetleri ile nama yazılı geçici ilmühaberlerin müvekkillerince davalıya tesliminin yapıldığını, sözleşmelerde devir bedeli, nasıl ödeneceği ve davalının hangi koşullarda teslim borcu altında olacağı yönünde ayrıntılı hükümler olduğunu, dava dışı devir alanların devir bedeli için verdikleri çeklerden dördünün karşılıksız çıktığını, yed-i emin teslim tutanağının 6. maddesi uyarınca senetler ile ilmühaberlerin tesliminin talep edildiğini, davalının yed-i emin ücreti 500.000 USD ücretin ödenmesi halinde tevdi mahalli yoluna gidilebileceğini bildirerek cevap verdiğini, iade borcu için gerekli koşulların oluştuğunu, yedieminin itiraz hakkı bulunmadığını ileri sürerek, 14.10.2010 tarihli yed-i emin teslim ekinde listesi bulunan ... A.Ş'nin hisse senedi ve geçici ilmühabere bağlanmış 3.000 adet ortaklık paylarının tamamının davalı tarafından iade ve teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, hisse devir sözleşmesinde uyuşmazlık halinde tahkime başvurulacağının kararlaştırıldığını, davanın tahkimde görülmesi gerektiğini, cirolanmak suretiyle alıcılara teslim mahiyetinde senetlerin ve ilmühaberlerin teslim edildiğini, davacıların talep hakkının bulunmadığını, sözleşme şartlarının taraflarca yerine getirildiğinin ispatlanmadığını, teslim koşullarının bulunmadığını, taleplerin çelişkili olduğunu, müvekkilinin yed-i eminlik ücreti alacağının bulunduğunu, hapis hakkının olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen 2015/159 Esas sayılı dosyada davacılar vekili, asıl davadaki iddialarını tekrarlayarak taraflar arasında düzenlenen 08.09.2010 tarihli hisse devir sözleşmesine ilişkin TBK ilgili hükümleri uyarınca kullandıkları dönme hakkına binaen sözleşmenin geçersiz olduğunun tespitine, hisse devir sözleşmesinin feshine, hisse ve ilmuhaberler ile pay defteri ve diğer kıymetli evrakın müvekillerine iadesine karar verilmesini talep etmiş, 22/06/2015 tarihli dilekçe ile ... End.AŞ'ye ait hisse senedi ve geçici ilmühabere bağlanmış 3000 adet ortaklık payının davalılar tarafından müvekkillerine iade ve teslimi talepli olarak HMK'nun 180.maddesi uyarınca davayı tamamen ıslah ettiğini bildirmiştir.
Davalılar ..., ... vekili, birleşen davanın reddini istemiştir.
Davalı şirketler ve davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Birleşen 2012/228 Esas sayılı dosyada davacı ... vekili, müvekkilinin 08.09.2010 tarihli “Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesi” ve “14.09.2012 tarihli tutanak” uyarınca yedieminlik görevini gereği gibi yerine getirdiğini, yedieminlik ücretine hak kazanmasına rağmen, davalılarca ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 500.000 USD tutarındaki yediemin ücret alacağının 250.000 USD'lik kısmının davalılar ..., ..., ... ve ...'den, bakiye 250.000 USD'lik kısmının da davalılar ... Tic, Ltd. Şti, ... Tic. Ltd. Şti. ve ...'dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, asıl davaya yönelik bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda tüm dosya kapsamına göre, “asıl dava ve birleşen ... 14.ATM 2015/159 E.sayılı davanın birlikte kabulüne, birleşen .... Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/228 E.sayılı dosyasında açılan davanın kabulüne” karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen 2015/159 E. sayılı davada davacılar-birleşen 2012/228 E. sayılı davada davalılar ..., ... ve ... vekili, birleşen davalarda davalılar ..., ..., ... Ltd.Şti, ... San. Ltd. Şti. vekili, asıl davada davalı-birleşen 2012/228 E. sayılı davada davacı ... vekili, birleşen davalarda davalı ... adına vasisi ... vekili temyiz etmiştir.
Asli müdahale talebinde bulunan ... vekili, 15.12.2015 havale tarihli dilekçesi ile müvekkili hakkında mahkemece fer'i müdahale talebinin reddine karar verildiğini, bağımsız bir dava olan harcı yatırılan asli müdahale davaları hakkında müstakil bir yargılama ve karar verilmesi gerekirken bunun yapılmadığını ileri sürerek asli müdahale davaları hakkında yargılama yapılıp, müstakil bir hüküm kurulması gerektiğini talep etmiştir.
Mahkemece 17.12.2015 tarihli ek kararla, 20.10.2015 tarihli celsede talepte bulunan ...'nin dosya kapsamı ve ihtilafa göre sözleşme tarafı ve ihtilaf tarafı olmadığından dolayı müdahale talebinin reddine karar verildiği anlaşıldığından 15.12.2015 havale tarihli dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Müdahale talep eden ... vekili 17.12.2015 tarihli ek kararı temyiz etmiştir.
Asıl ve birleşen 2015/159 E. sayılı davalar, taraflar arasında imzalanan anonim şirket hisse devir sözleşmesi ve yed'ieminlik sözleşmesi uyarınca davalı ...'e teslim edilen hamiline yazılı hisse senetleri ile ilmühaberlerin davacılara iadesi, birleşen 2012/228 E. sayılı dava ise yedieminlik ücreti istemine ilişkindir.
Davacılar vekili birleşen 2015/159 E. sayılı dava dilekçesinde, asıl davadaki iddialarını tekrarlayarak taraflar arasında düzenlenen 08.09.2010 tarihli hisse devir sözleşmesine ilişkin TBK ilgili hükümleri uyarınca kullandıkları dönme hakkına binaen sözleşmenin geçersiz olduğunun tespitine, hisse devir sözleşmesinin feshine, hisse ve ilmuhaberler ile pay defteri ve diğer kıymetli evrakın müvekillerine iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 08.06.2015 tarihli ara kararla birleşen 2015/159 Esas sayılı dosyaya ilişkin olarak 492 sayılı Harçlar Yasası'nın 30.maddesine göre 47.500.000 USD üzerinden harç ikmalinin yapılması için davacılar vekiline 1 haftalık kesin süre verilmesine, aksi takdirde HMK'nın 150.maddesi uyarınca birleşen davanın işlemden kaldırılmasına karar verileceğinin ihtarına karar verilmesinden sonra davacı vekili 22/06/2015 tarihli dilekçe ile ... End.AŞ'ye ait hisse senedi ve geçici ilmühabere bağlanmış 3000 adet ortaklık payının davalılar tarafından müvekkillerine iade ve teslimi talepli olarak HMK'nun 180. maddesi uyarınca davayı tamamen ıslah ettiğini bildirmiş ve eksik harcı tamamlamamıştır.
Harçlar Kanunu, harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. Harçlar Kanunu'nun 30'uncu maddesinde peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmayacağı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 409'uncu maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulmasının, noksan olan harcın ödenmesine bağlı olduğu, aynı Kanun'un 32'nci maddesinde de yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağı düzenlenmiştir.
Asıl davada davalı ... dava konusu hisse senetleri ve ilmuhabarler üzerinde hak iddiasında bulunmadığından asıl dava maktu harçla görülebilirse de birleşen 2015/159 E sayılı davada taraflar anılan hisse ve ilmuhaberler üzerinde hak iddia ettiğinden başka bir deyişle taraflar arasında hisse senetleri ve ilmuharlerin mülkiyeti konusunda uyuşmazlık bulunduğundan birleşen 2015/159 E. sayılı dava nisbi harca tabi bir dava olup mahkemece, harcın ödenip ödenmediğinin resen gözönünde bulundurulması gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, davanın açıklanan mahiyetine göre Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi uyarınca harcın ikmali için öncelikle davacı tarafa mehil verilmek, Harçlar Kanunu’nun 32. ve Yönetmeliğin 54. maddesine göre harç ikmali cihetine gidilerek (Bakınız, Baki KURU, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Cilt III, syf.3154, Cilt V, syf.5317) neticesine göre karar verilmek gerekirken anılan yasal düzenlemeler nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Anayasa'nın 36, 1086 sayılı HUMK'nın 73. ve 6100 sayılı HMK'nın 27. maddelerinde taraflar dinlenmeden, iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden yani hukuki dinlenilme hakkı yerine getirilmeden karar verilemeyeceği düzenlenmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12. ve 13.maddeleri ile mülga Tebligat Tüzüğü’nün 17 ve 18.maddelerinde tüzel kişilere tebligatın yapılma usulü açıklanmış; tebligatın, bunların tabi oldukları kanunlara ve statülerine göre belirlenecek yetkili temsilcilerine, tüzel kişinin yetkili temsilcisi yoksa veya evrakı bizzat alamayacak bir halde ise; görev itibariyle temsilciden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi bu işle görevlendirilmiş bir kişiye, o da yoksa tüzel kişinin o yerdeki memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı öngörülmüştür. Tebligat tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılmamış ve sıralı kişilere yapılmışsa, bunun nedenlerinin açıkça ve ayrıntılı olarak tebligat mazbatasına yazılması gereğine de işaret edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nun 04.04.2007 gün ve 2007/12-200 E. 2007/187 K.; 30.12.2009 gün ve 2009/12-563 E. 2009/600 K. ile 13.05.2009 gün ve 2009/12-184 E. 2009/187 K. sayılı ilamlarında da aynı husus vurgulanmıştır.
Somut olay bakımından birleşen 2015/159 E. sayılı dosyada dava dilekçesi ve ekleri ile ... 14. ATM'nin 2015/159-68 E.K. sayılı birleştirme kararının davalı ... Tic.Ltd.Şti. ve davalı ... Tic.Ltd.Şti.'nin işçilerine tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu tebligat parçalarında herhangi bir açıklamaya yer verilmediği gibi, davalı şirketlerin yetkili temsilcilerinin veya ondan sonraki yetkili kişilerin adreste olup olmadığının araştırılıp araştırılmadığı ve nedenleri de şerh edilmemiştir.
Yukarıda ayrıntısı açıklandığı üzere, davalı şirketlere yapılan tebligatlarda hiçbir açıklamaya yer vermeden doğrudan davalı şirketlerin işçilerine tebliğ yapılmıştır. Birleşen davada davalı şirketlere yapılan tebligatlar bu haliyle, açıklanan yasal düzenlemelere ve yargı kararlarına aykırı olup, usulsüzdür.
Yine birleşen 2015/159 E. sayılı davanın davalısı ...'nun hükümlü olması nedeniyle ... SHM'nin 2015/157 E. 2015/176 K. sayılı kararı ile kısıtlanmasına karar verilip kendisine vasi atanmasına rağmen Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olacak şekilde tebligat yapılmak gerekirken dava dilekçesinin babaannesine tebliğ edilip sonrasında da Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligatlar yapılarak karar verilmesi usule uygun bulunmamıştır.
Bu durumda mahkemece, dava dilekçesi ve duruşma gününün davalı şirketler ve davalı ...'na usulüne uygun şekilde tebliği ile taraf teşkili sağlanıp, buna göre yargılamaya devam olunması gerekirken, yapılan usulsüz tebliğler ile anılan davalıların yokluğunda savunma hakkını kısıtlayacak şekilde yargılama yapılarak karar verilmesi doğru görülmemiş, taraf teşkili usulüne uygun olarak yerine getirilmeden yapılan yargılama sonucu verilen birleşen 2015/159 E. sayılı dosyaya ilişkin kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Mahkemece 17.12.2015 tarihli ek kararla, ...'nin dosya kapsamı ve ihtilafa göre sözleşme tarafı ve ihtilaf tarafı olmadığından dolayı müdahale talebinin reddine karar verilmiş ise de ... vekili, dava konusu hisse devir anlaşması ile müvekkilinin de hak sahipliği iddiasında bulunduğu % 42 oranında şirket hissesinin ...'nin onayı olmaksızın devre konu edildiğini ileri sürerek müdahale talebinde bulunup harcını da yatırdığı gözönünde bulundurularak ... vekilinin müdahale talebinin kabulüne karar verilmek gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca asıl ve birleşen 2015/159 E. sayılı davaların davacısı ...'nin ölümü nedeniyle düzenlenen mirasçılık belgesi de dosyaya ibraz edilmiş olmakla anılan davacının yasal mirasçılarına da usulüne uygun tebligatların yapılması yönünden kararın bozulması gerekmiştir.
Bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin asıl ve birleşen davaların esasına ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen 2015/159 E. sayılı davaya yönelik olarak mümeyyiz davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile birleşen 2015/159 E. sayılı kararın mümeyyiz davalılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen 2015/159 E. sayılı davaya yönelik olarak davalılar ... Ltd.Şti., ... Demirçelik San. Ltd.Şti.vekili ve davalı ... adına vasisi ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile birleşen 2015/159 E. sayılı kararın mümeyyiz davalılar yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle müdahale talebinde bulunan ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın ... yararına bozulmasına, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın resen BOZULMASINA, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin asıl ve birleşen davaların esasına ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 1.480 TL duruşma vekalet ücretinin birleşen davalarda davacılardan alınıp asli müdahil ..., birleşen davada davalılar ..., ..., ...Tic. Ltd. Şti. ve ... Tic. Ltd. Şti'ye verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 04.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.