DAVANIN KONUSU : Bolu Hakimi olarak görev yapmaktayken 15/08/2004 tarihinde kendi isteğiyle emekliye ayrılan ve 20/06/2005 tarihli ve 149 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu kararıyla, 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 69. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılan davacının, 18/12/2010 tarih ve 27789 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6087 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca söz konusu meslekten çıkarma cezasının kaldırılması için yaptığı başvurunun reddine ilişkin 14/04/2011 tarih ve 144 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararının iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI: Davacı vekili tarafından; usul yönünden, 04/07/2006 tarih ve 26218 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5525 Sayılı Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun'un ''Disiplin affının kapsamı'' başlıklı 1. maddesinde; 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 68. maddesinin ikinci fıkrasının (e) ve (f) bentlerine göre verilmiş yer değiştirme cezaları ile 69. maddesine göre verilmiş meslekten çıkarma cezaları hariç olmak üzere 23/04/1999 tarihinden 14/02/2005 tarihine kadar işlenmiş fiillerden dolayı verilmiş disiplin cezalarının bütün sonuçları ile affedildiğinin belirtildiği, müvekkilinin eyleminin karşılığının 2802 Sayılı Kanun'un 68. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendine göre yer değiştirme cezası iken aynı Kanun'un 70. maddesi uyarınca yer değiştirme cezasının bir derece ağırlaştırılması suretiyle meslekten çıkarma cezası verildiği, bu haliyle dava konusu meslekten çıkarma cezasının gerek fiil tarihi gerekse cezanın verildiği madde itibarıyla 5525 Sayılı Kanun’un kapsamına girdiği, esas yönünden, tekerrüre esas ceza yönünden yaptıkları itirazların davalı idare tarafından dikkate alınmadığı, Rus uyruklu bir kadınla karı-koca hayatı yaşadığı ve bu kadından bir çocuğu olduğu yönündeki iddiaların dedikodu niteliğinde olduğu, gerçek olmadığı, müvekkilinin o tarihlerde birtakım ailevi sorunlarının olmasının böyle bir yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermiş olabileceği, kaldı ki nüfus kayıtları da incelendiğinde evlilik birliğinin devam ettiğinin görüleceği, Av. S.Ö. ile yakın ilişki kurduğu iddiasının da gerçeği yansıtmadığı, söz konusu şahıs ile konuşmalarının, müvekkilinin odasına gelerek hukuki konular konuşan diğer avukatlardan farklı olmadığı, müvekkilinin daha önce Yargıtay tetkik hakimliği yapmış olması nedeniyle avukatların yoğun ilgi ve ziyaretine maruz kaldığı, anılan avukatın vekil sıfatıyla takip ettiği dosyalarda lehe karar verdiği gibi aleyhe de karar verdiği, lehe verdiği kararın ise mahkemece heyet halinde verildiği ve Yargıtay tarafından oyçokluğu ile bozulduğu, müvekkilinin meslek hayatı boyunca mesleğin onur ve saygınlığını her zaman şerefle taşıdığı, soruşturmaya konu dedikodular nedeniyle mesleğinden erken ayrılmak zorunda kaldığı ileri sürülmüştür.
DAVALININ SAVUNMASI: Soruşturma dosyasının incelenmesi sonucunda tanık beyanları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacıya isnat edilen fiillerin sübuta erdiği, önceki disiplin cezasının da yerinde olduğu kanaatine varıldığından, dava konusu meslekten çıkarma cezasının da mevzuata uygun olduğu ve davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİNİN DÜŞÜNCESİ: İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararına uyulmak suretiyle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI DÜŞÜNCESİ: 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında, temyiz incelemesi sonunda Danıştay'ın; görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi ve usul hükümlerine uyulmamış olunması, sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı; 4. fıkrasında, mahkemenin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği; 6. (son) fıkrasında da, Danıştay'ın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde de bu maddenin 4. fıkrası hariç diğer fıkralarının kıyasen uygulanacağı hükme bağlandığından; ilk derece mahkemesi sıfatıyla bakılan davaların temyiz incelemesi sonucu ilgili dava daireleri kurulunca verilen bozma kararına karşı, ilk kararı veren Danıştay dava dairesine "ısrar" hak ve yetkisi tanınmamıştır. Dolayısıyla, kararı bozulan Danıştay dava dairesi, bozma kararına uymak zorundadır.
Dosyanın incelenmesinden Bolu Hakimi olarak görev yapmaktayken kendi isteğiyle emekliye ayrılan davacının Hakimler ve Savcılar Kurulunca meslekten çıkarılmasına dair işlemin iptali istemiyle açtığı davanın reddine ilişkin Danıştay Onikinci Dairesince verilen 09/05/2014 gün ve E:2012/576, K:2014/3587 Sayılı kararın; davacının Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanı olarak görev yaptığı dönemde hakkında yapılan soruşturma neticesinde, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 20/06/2005 tarih ve 149 Sayılı kararıyla 2802 Sayılı Kanun'un 68/a. maddesi uyarınca yer değiştirme cezası verilmesine rağmen, hakkında daha önce kesinleşmiş yer değiştirme cezası bulunduğundan bahisle aynı tarihli ve sayılı işlem ile meslekten çıkarma cezası da verildiği, verilen ikinci yer değiştirme cezasına karşı davacının yeniden inceleme ve itiraz hakları kullandırılmaksızın, dolayısıyla ikinci yer değiştirme cezası kesinleşmeksizin aynı tarihli işlem ile verilen meslekten çıkarma cezasına ilişkin kararın yeniden incelenmesi talebine karşı yapılan itirazın bu nedenle kabul edilmesi gerekirken itirazın reddi yolunda verilen 14/04/2011 günlü, 144 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 07/03/2016 gün ve E:2014/5545, K:2016/662 Sayılı kararıyla bozulduğu anlaşılmaktadır.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararına uyularak, bozma kararı doğrultusunda karar verilmesi, yukarıda anılan yasa hükmü gereği olduğundan anılan bozma kararı doğrultusunda hüküm kurulması gerektiği düşünülmektedir.
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, Danıştay Onikinci Dairesince verilen 09/05/2014 tarih ve E:2012/576, K:2014/3587 Sayılı davanın reddi yolundaki kararın bozulmasına ilişkin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 07/03/2016 tarih ve E:2014/5545, K:2016/662 Sayılı kararına uyularak işin gereği görüşüldü:
KARAR:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ:
Davacının; Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi başkanı olarak görev yaptığı dönemde, hakkında yapılan soruşturma neticesinde, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun 08/03/2004 günlü, 58 Sayılı kararıyla, 2802 Sayılı Kanun'un 68/a. maddesi uyarınca yer değiştirme cezası ile cezalandırıldığı, yine farklı iddialara ilişkin olarak hakkında yapılan soruşturma neticesinde, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 20/06/2005 tarih ve 149 Sayılı kararıyla, 2802 Sayılı Kanun'un 68/a maddesi uyarınca yer değiştirme cezası yerine, daha önce aynı madde kapsamında cezalandırıldığından aynı Kanun'un 69. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan kararın kaldırılması istemiyle 18/12/2010 gün ve 27789 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6087 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca başvuruda bulunulmuştur.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 144/2011 günlü, 144 sayılı kararıyla davacının başvurusu reddedilmiştir.
Bakılan bu dava, bu kararın hukuka aykırı olduğu iddialarıyla açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
İlgili Mevzuat:
2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun ''Yer değiştirme cezası'' başlıklı 68. maddesinde, "Bulunulan bölgenin en az bir derece altındaki bir bölgeye o bölgedeki asgari hizmet süresi kadar kalmak üzere atanmak suretiyle görev yerinin değiştirilmesidir.
Yer değiştirme cezası :
a-) Kusurlu veya uygunsuz hareket ve ilişkileriyle mesleğin şeref ve nüfuzunu veya şahsi onur ve saygınlığını yitirmek,
b-) Yaptıkları işler veya davranışlarıyla görevini doğru ve tarafsız yapamayacağı kanısını uyandırmak,
c-) Hatır ve gönüle bakarak veya kişisel duygulara kapılarak görev yaptığı kanısını uyandırmak,
d-) Göreve dokunacak surette ve kendi kusurlarındın dolayı meslektaşlarıyla geçimsiz ve dirliksiz olmak,
e-) Madde tayin ve deliller elde edilmemiş olsa bile, rüşvet aldığı veya irtikapta bulunduğu kanısını uyandırmak,
f-) Doğrudan doğruya veya aracı eliyle hediye istemek ve görev sırasında olmasa dahi çıkar sağlamak amacı ile verilen hediyeyi kabul veya iş sahiplerinden borç istemek veya almak,
Hallerinde uygulanır." hükmü;
''Meslekten çıkarma cezası'' başlıklı 69. maddesinde, "Meslekten çıkarma: Bir daha mesleğe alınmamak üzere göreve son verilmesidir.
68. maddenin (e) bendinde yazılı hallerden dolayı hangi sınıf ve derecede olursa olsun iki defa diğer hallerden dolayı bir derecede iki veya derece ve sınıf kaydı aranmaksızın üç defa yer değiştirme veya derece yükselmesinin durdurulması cezası almış olmak veya taksirli suçlar hariç olmak üzere, ağır hapis veya üç aydan fazla hapis veya affa uğramış olsa bile 8. maddenin (h) bendinde yazılı suçlardan biri ile kesin hüküm giymek meslekten çıkarılmayı gerektirir. Ancak, hürriyeti bağlayıcı cezanın ağır hapis veya yukarıda belirtilen suçlardan dolayı verilmemiş olması şartıyla, ertelenmiş veya 647 Sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4. maddesindeki ceza ve tedbirlerden birine çevrilmiş olması halinde meslekten çıkarma cezası yerine yer değiştirme cezası verilir.
Birinci fıkra dışında kalan ceza mahkumiyetlerinin ertelenmiş veya 647 Sayılı Kanun'un 4. maddesindeki ceza veya tedbirlere çevrilmiş olup olmadığına bakılmaksızın suçun niteliğine göre 64, 65, 66, 67 veya 68. maddelerde sayılan disiplin cezalarından biri verilir.
Hükümlülüğü gerektiren suç, mesleğin şeref ve onurunu bozan veya mesleğe olan genel saygı ve güveni gideren nitelikte görülürse, cezanın miktarına ve ertelenmiş veya 647 Sayılı Kanun'un 4. maddesindeki ceza veya tedbirlerden birine çevrilmiş olup olmadığına bakılmaksızın, meslekten çıkarma cezası verilir.
Disiplin cezasının uygulanmasını gerektiren fiil suç teşkil etmezse ve hükümlülüğü gerektirmese bile mesleğin şeref ve onurunu ve memuriyet nüfuz ve itibarını bozacak nitelikte görüldüğü takdirde de meslekten çıkarma cezası verilir." hükmü;
''Bir üst veya alt derece disiplin cezası uygulanması'' başlıklı 70. maddesinde, "Sicilden silinmesi mümkün olan disiplin cezası uygulanmasına neden olmuş bir eylem veya davranışın, cezaların sicilden silinmesini düzenleyen 75. maddedeki süreler içinde tekrarlanması veya aynı tür disiplin cezasını gerektiren birden çok eylem veya davranışın bir arada bulunması hallerinde bir derece ağır disiplin cezası verilir.'' hükmü;
''Savunma hakkı'' başlıklı 71. maddesinde, "Hakim ve savcılar hakkında, savunmaları alınmadan disiplin cezası verilemez.
Soruşturmayı yapanın veya Hakimler ve Savcılar Kurulunun üç günden az olmamak üzere, verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan ilgili, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır." hükmü;
''Yeniden inceleme ve itiraz'' başlıklı 73. maddesinde ise, "Hakimler ve savcılar hakkında verilen disiplin cezalarına ilişkin kararın tebliğinden itibaren on gün içinde Adalet Bakanı veya ilgililer kararın bir defa daha incelenmesini isteyebilir.
Bu halde Kurul, gerekli incelemeyi yaparak kararını verir.
Kurulca yeniden incelenerek verilen karara karşı ilgililer tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde itirazda bulunabilirler.
İtiraz; İtirazları İnceleme Kurulunca incelenerek sonuçlandırılır.
İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir. Bu kararlar hakkında başka bir idari veya kazai mercie başvurulamaz.
Hakkında meslekten çıkarma cezası istenilen hakim ve savcılar itirazları inceleme kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma hakkına sahiptir.” Hükmü yer almıştır.
Meslekten çıkarma cezasının verildiği tarih itibârıyla yürürlükte bulunan ve 18/12/2010 günlü, 27789 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6087 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanunu'nun 46. maddesiyle yürürlükten kaldırılan 2461 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanunu'nun ''Toplantı ve karar yeter sayısı'' başlıklı 10. maddesinde, "Kurul; Başkanın, onun yokluğunda Başkanvekilinin daveti üzerine, üye tamsayısı ile toplanır. Yargıtay ve Danıştaya mensup asıl üyelerin Başkanlık ettiği hallerde veya yokluğunda toplantı yeter sayısının sağlanması için asılları yerine, Kurula kıdem sırasına göre yedekleri iştirak eder.
(Değişik:3/6/1983 - 2835/5 md.) Bakanlık Müsteşarının Kuruldaki üyeliği asli görevi süresince devam eder. Müsteşar bulunmadığı zaman kendisine vekalet etmekte olan Kurula katılır.
Kurul kararlarını salt çoğunlukla alır. Üyeler kabul veya ret şeklinde oy kullanırlar. Çekimser oy ret sayılır.
Kurul Adalet Bakanlığında toplanır. Kurulun işleri Adalet Bakanlığınca yürütülür." hükmüne;
''Yeniden inceleme'' inceleme başlıklı 11. maddesinde, "Kurul kararının tebliğinden itibaren on gün içerisinde Adalet Bakanı veya ilgililer, kararın bir defa daha incelenmesini Kurulda isteyebilir.
Bu halde Kurul, gerekli incelemeyi yaparak kararını verir." hükmüne;
''İtiraz ve itiraz mercii'' başlıklı 12. maddesinde, "Kurulca yeniden incelenerek verilen karara karşı ilgililer tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde itirazda bulunabilirler.
(Değişik ikinci ve üçüncü fıkra : 3/6/1983 - 2835/6 md.)
İtiraz; Adalet Bakanının, onun yokluğunda Başkanvekilinin başkanlığında asıl ve yedek üyelerden oluşan, itirazları inceleme Kurulunca incelenerek sonuçlandırılır.
Bu Kurulun toplantılarına Başkan hariç en az sekiz üyenin katılması ve kararın, katılanların çoğunluğu ile alınması şarttır.
İtiraz üzerine verilen karar kesindir. Bu karar hakkında başka bir idari yada kazai mercie başvurulamaz." hükmüne yer verilmiştir.
6087 Sayılı Hakimler Savcılar (Yüksek) Kurulu Kanunu'nun ''Yeniden inceleme, itiraz ve yargı yolu'' başlıklı 33. maddesinde, "(1) Genel Kurulun ilk defa aldığı kararlara karşı, Başkan veya ilgililer, tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde, Genel Kuruldan yeniden inceleme talebinde bulunabilir; yeniden inceleme talebi üzerine verilen kararlar kesindir.
(2) Dairelerin kararlarına karşı, Başkan veya ilgililer, tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde, kararı veren daireden yeniden inceleme talebinde bulunabilir.
(3) Dairelerin yeniden inceleme talebi üzerine verdiği kararlara karşı, Başkan veya ilgililer tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde, Genel Kurula itiraz edebilir. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
(4) Disipline ilişkin kararlara karşı şikayetçilerin de yeniden inceleme ve itiraz hakları vardır.
(5) Genel Kurulun veya dairelerin, meslekten çıkarma cezasına ilişkin kesinleşmiş kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulabilir; diğer kararları yargı denetimi dışındadır. Meslekten çıkarma kararlarına karşı açılan iptal davaları ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülür. Bu davalar, acele işlerden sayılır." hükmü;
''Hakkında meslekten çıkarma kararı verilmiş olanların durumu'' başlıklı Geçici 3. maddesinde, "(1) 2461 Sayılı Kanun ile kurulan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, haklarında meslekten çıkarma cezası verilen hakim ve savcıların, bu cezanın kaldırılması için idari dava açmadan önce, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altmış gün içinde Kurula başvurmaları gerekir.
(2) Genel Kurul, usulüne uygun yapılan başvurular üzerine, dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda, talep halinde, başvuranın bizzat veya vekili aracılığıyla yazılı ya da sözlü savunmasını da almak suretiyle, başvurunun kabulüne veya reddine karar verir.
(3) Başvurunun kabulü halinde;
a-) Önceki kararın kaldırılmasına,
b-) Hakimlik ve savcılık mesleğine kabulde aranan niteliklerin kaybedilmemiş olması şartıyla ilgilinin hakimlik ve savcılık mesleğine tekrar atanmasına,
c-) Önceden verilmiş olan meslekten çıkarma cezasına konu eylem sebebiyle başka bir disiplin cezası verilmesine gerek gördüğünde eyleme uyan disiplin cezasına,
karar verir.
(4) İkinci ve üçüncü fıkralar uyarınca verilen kararlara karşı, Başkan veya ilgili, tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde, Genel Kuruldan yeniden inceleme talebinde bulunabilirler. Yeniden inceleme talebi üzerine verilen kararlar kesindir.
(5) İkinci fıkra uyarınca verilen başvurunun reddine ilişkin kesinleşen kararların iptali talebiyle ilk derece mahkemesi olarak Danıştaya başvurulabilir. Bu dava, acele işlerden sayılır. Üçüncü fıkra uyarınca verilen kararlar yargı denetimi dışındadır." hükmü yer almıştır.
Hukuki Değerlendirme:
Uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için öncelikle davacı hakkında tesis edilen meslekten çıkarma cezasının 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun hangi maddesi kapsamında verildiğinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Davacının, 20/06/2005 tarih ve 149 Sayılı Hakimler Savcılar Kurulu Kararı ile meslekten çıkarılmasına karar verilmiş olup, söz kararda "ilgilinin kusurlu ve uygunsuz hareket ve ilişkileri ile mesleğin şeref ve nüfuzu ile şahsi onur ve saygınlığını yitirdiği sonuç ve kaaatine varıldığından, ilgili hakkında 2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 68. maddesinin (a) bendi gereğince yer değiştirme cezası verilmesine; söz konusu cezanın daha önce hakkında kesinleşmiş disiplin cezası olması nedeniyle aynı Kanunun 70. maddesinin 1. fıkrası gereğince bir üst cezaya çıkartılarak aynı Kanunun 69. maddesi gereğince meslekten çıkarma cezası verilmesine" karar verilmiştir.
Her ne kadar Kurul Kararında meslekten çıkarma cezasına ilişkin olarak 2802 Sayılı Kanun'un 70. maddesinin 1. fıkrasından bahsedilmiş ise de 2802 Sayılı Kanun'un ''Bir üst veya alt derece disiplin cezası uygulanması'' başlıklı 70. maddesinde, "Sicilden silinmesi mümkün olan disiplin cezası uygulanmasına neden olmuş bir eylem veya davranışın, cezaların sicilden silinmesini düzenleyen 75. maddedeki süreler içinde tekrarlanması veya aynı tür disiplin cezasını gerektiren birden çok eylem veya davranışın bir arada bulunması hallerinde bir derece ağır disiplin cezası verilir." şeklindeki hüküm karşısında kararda ilgilinin aynı tür disiplin cezasını gerektiren birden çok eylem ve davranışının neler olduğu ve bu eylem ve davranışların Kanun'un hangi maddesi kapsamında değerlendirildiğinin açıkça yazılmadığı gibi, söz konusu kararda "davacının daha önce hakkında kesinleşmiş disiplin cezasının olması nedeniyle" ibaresine yer verildiği ve davacının 08/03/2004 tarihinde 2802 Sayılı Kanun'un 68/a. maddesi uyarınca yer değiştirme cezası ile cezalandırıldığı hususları da dikkate alındığında, 20/06/2005 tarih ve 149 Sayılı meslekten çıkarma cezasının, 2802 Sayılı Kanun'un 69. maddesinde yer alan "68. maddenin (e) bendinde yazılı hallerden dolayı hangi sınıf ve derecede olursa olsun iki defa diğer hallerden dolayı bir derecede iki veya derece ve sınıf kaydı aranmaksızın üç defa yer değiştirme veya derece yükselmesinin durdurulması cezası almış olmak" şeklindeki düzenleme uyarınca tesis edildiği sonucuna ulaşılmış ve hukuki irdelemesinin bu madde kapsamında yapılmasına karar verilmiştir.
Uyuşmazlıkta, davacı hakkında Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanı olarak görev yaptığı dönemde yapılan soruşturma neticesinde, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 20/06/2005 tarih ve 149 Sayılı kararıyla 2802 Sayılı Kanun'un 68/a. maddesi uyarınca yer değiştirme cezası verilmesine karar verilmiş, ancak hakkında daha önce kesinleşmiş yer değiştirme cezası bulunduğundan bahisle aynı tarihli ve sayılı işlem ile meslekten çıkarma cezası verilmiştir.
Yukarıda yer verilen 2802 Sayılı Kanun'un ''Yeniden inceleme ve itiraz'' başlıklı 73. maddesiyle meslekten çıkarma cezasının verildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan 2461 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanunu'nun ''Yeniden inceleme'' başlıklı 11. maddesi ve ''İtiraz ve itiraz mercii'' başlıklı 12. maddesinde yer alan düzenlemeler incelendiğinde; hakim ve savcılar hakkında verilen disiplin cezalarına ilişkin yeniden inceleme ve itiraz aşamalarının bulunduğu, yeniden inceleme ve itiraz aşamalarında yetkili kurullarca gerekli inceleme yapılarak karar verileceği, itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğu anlaşılmaktadır.
Nitekim, 18/12/2010 tarih ve 27789 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6087 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanun'un ''Yeniden inceleme, itiraz ve yargı yolu'' başlıklı 33. maddesinde de, yürürlükten kaldırılan 2461 Sayılı Kanun'da yer alan düzenlemelere paralel olarak, hakim ve savcılar hakkında verilen disiplin cezalarına ilişkin yeniden inceleme ve itiraz aşamalarına ilişkin düzenlemeler yer almıştır.
Bu durumda, davacının Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanı olarak görev yaptığı dönemde hakkında yapılan soruşturma neticesinde, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 20/06/2005 tarih ve 149 Sayılı kararıyla 2802 Sayılı Kanun'un 68/a. maddesi uyarınca yer değiştirme cezası verilmesine karar verildiği, ancak hakkında daha önce kesinleşmiş yer değiştirme cezası bulunduğundan bahisle aynı tarihli ve sayılı işlem ile meslekten çıkarma cezası verildiği görülmekte ise de, ikinci yer değiştirme cezasına karşı davacının yeniden inceleme ve itiraz hakları kullandırılmaksızın, dolayısıyla ikinci yer değiştirme cezası kesinleşmeksizin aynı tarihli işlem ile verilen meslekten çıkarma cezasına ilişkin kararın yeniden incelenmesi talebine karşı yapılan itirazın bu nedenle kabul edilmesi gerekirken itirazın reddi yolunda verilen 14/04/2011 tarih ve 144 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu işlemin İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam 385,60 TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, 73,00 TL davalı idare yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.475,00 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davalıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 21.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARARI YAZDIR