Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi alacaklı tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, borçlular hakkında başlatmış oldukları kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibin iptal edilmesi üzerine, takip nedeni ile yapılmış tahsilatların dosyaya iadesini içeren 03.03.2016 tarihli muhtıranın iptali talep edilmiş; mahkemece istemin reddine karar verilmiştir.
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de,
İİK’nun 361. maddesi; ”İcra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır.” şeklinde emredici bir düzenlemeyi içermektedir.
Belirtilmelidir ki; 361. madde hükmü, ilamlı veya ilamsız tüm icra takiplerinde, her ne sebeple olursa olsun, borçludan fazla para tahsil edilen her durumda uygulama yeri ve alanı bulunan, özel bir hükümdür. Buna göre, icra daireleri, hesaplama sonucunda fazladan tahsil edildiği ortaya çıkan tutarları, ayrı bir mahkeme hükmüne gerek olmaksızın, borçluya geri vermekle yükümlüdürler. Açıktır ki, burada, icra müdürüne kanun tarafından verilmiş, özel bir görev ve daha da önemlisi cebri icra gücünün kullanılması kapsamındaki bir yetki söz konusudur: İcra Müdürü, dayanağı ve şekli ne olursa olsun, girişilmiş bir icra takibinde, borçludan tahsil edilen paranın, tahsili gerekenden daha fazla olduğunun (veya yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğunun) hesap sonucunda belirlediği durumlarda, cebri icra gücünü kullanarak, fazla tahsilatı borçluya geri verecektir (HGK’nun 2009/17-242 E., 2009/290 K. ve 24.06.2009 tarihli kararı).
Kambiyo senetlerine mahsus yol ile yapılan takibin iptali nedeniyle önceden alacaklıya verilen paranın geri alınmasında da yukarıdaki madde hükmü uygulanmalıdır. (HGK'nun 06.12.1995 tarih ve 1995/12-860 E., 1995/1078 K.)
Ancak, İİK'nun 361. maddesi hükmünün uygulanabilmesi için icra dairesince tahsil edilmiş bir para mevcut olmalıdır.
Somut olayda, icra müdürlüğünce alacaklıya çıkartılan 03.03.3016 tarihli borç muhtırasında, takibin kesinleşmiş icra mahkemesi kararı ile iptal edildiği belirtilerek, dosyada yapılan tahsilatlar sonucu alacaklıya ödenen 358.445,39 TL'nin, borçlu vekilinin haricen ödeme beyanına istinaden alındığı ileri sürülen 483.000,00 TL'nin ve ... ... 11. İcra Müdürlüğünün 2011/3942 Talimat sayılı dosyası ile ihale edilen 3 adet taşınmazın ihale bedelleri toplamı olan 807.000,00 TL'nin 7 gün içerisinde dosyaya iadesi istenmiştir.
Borçlular hakkında başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, her üç borçlunun da takibe itirazı üzerine, ... 16. İcra Hukuk Mahkemesinin 27.01.2015 tarihli, 2013/1262 E.- 2015/70 K. sayılı kararı ile borçlulardan Kılınç Arslan Koçak'ın tanzim tarihinde fiil ehliyetini haiz olmadığından bahisle takibin iptaline karar verilmiş, söz konusu karar, alacaklının temyizi üzerine Dairemizin 06.07.2015 tarihli, 2015/8453 E.- 19149 K. sayılı kararı ile icra mahkemesinin takibin iptaline dair kararının, borçlulardan yalnızca ... tarafından hüküm ifade edeceği gerekçesi ile onanmış ve iptal kararı 11.09.2015 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda söz konusu takip, borçlulardan sadece ... yönünden iptal edilmiş olup, diğer iki borçlu yönünden iptal durumu söz konusu olmadığından, bu borçlular yönünden yapılan tahsilatların da İİK'nın 361. maddesi uyarınca iadesi istenemeyecektir.
Yine, icra müdürlüğünce yapılmış tahsilat olmadığından dolayı, İİK'nın 361. maddesine dayalı olarak borçlunun haricen ödeme iddiasına konu 483.000,00 TL'nin iadesinin istenmesi mümkün değildir.
Öte yandan, ihalenin feshi kararının kesinleşmesi ile alıcının ihale ile iktisap ettiği mülkiyet hakkı geçmişe etkili olarak son bulur ve hissedarlara geri döner. (Prof Dr. Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El Kitabı 2013 Basım s. 723.) Ne var ki, somut olayda ihaleler kesinleşip, ihalenin feshine karar verilmedikçe, ihalenin sonuçları ortadan kalkmayacağına göre; kesinleşen sıra cetveli uyarınca şikayetçiye ödenen paranın iadesi istenemez. Buna göre somut olayda, alacağa mahsuben yapılan ihaleler de kesinleşmiş olup, fesih kararı bulunmadığına göre İİK'nın 361. maddesi uyarınca toplam ihale bedeli 807.000,00 TL'nin de iadesinin istenmesi mümkün değildir.
O halde mahkemece, şikayete konu muhtıranın, haricen ödendiği ileri sürülen ve ihale bedelleri toplamını içeren kısımları yönünden iptal edilerek; icra müdürlüğünce yapılan tahsilatlar yönünden ise, takibin sadece borçlulardan Kılınç Arslan Koçak için iptal edildiği ve diğer borçlular açısından devam ettiği dikkate alınarak, adı geçen borçlu adına yapılan ve İİK'nın 361. maddesi kapsamında iadesi istenebilecek tahsilatların tespiti için gerektiğinde bilirkişiye de başvurulmak sureti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Şikayetçinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.02.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
kaynak: (www.corpus.com.tr)
KARARI YAZDIR