ArabicAzerbaijaniEnglishFrenchGermanRussianSpanishTurkish

Fatura Alacağının Tahsili - Ödemenin Başka Hesaba Yapılması - Daha Önce Bu Hesaba Yapılan Ödemelerin Borçtan Düşülmesi

28 Temmuz 2024, 10:20 - 141

Fatura Alacağının Tahsili - Ödemenin Başka Hesaba Yapılması - Daha Önce Bu Hesaba Yapılan Ödemelerin Borçtan Düşülmesi


Bu kararı Favorilerinize Eklemek veya Kopyalayabilmek için giriş yapın veya üye olun
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
2021/1179
2024/49
2024-01-08





DAVA:

Davacı vekili; davalı ... ile müvekkili şirketin 14.742-TL bedelinde 210 koli mantar tohumu satışı konusunda anlaştıklarını, 16.12.2017 tarihli fatura ile kayıt altına alınan bu alışveriş sonucunda, davalının satın aldığı mantar tohumlarının aynı gün teslim edildiğini, müvekkili şirketin davalıdan alacağını tahsil edemediğinden İstanbul ... İcra Dairesi'nin ... E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibine giriştiğini, davalının bu takibe 29.01.2018 tarihinde itiraz ettiğini, ...'a ödeme yaptığını ileri sürmekte ise de adı geçenin müvekkili şirket ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını belirterek davalının itirazının iptaline, davalı aleyhine % 20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP:

Davalı vekili; müvekkilinin fatura tarihinde tacir sıfatı olmadığını, görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğunu, davacı şirketin ... isimli üçüncü kişiyi Beşiktaş ... Noterliği'nin 02.02.2017 tarih ... yevmiye sayılı vekaletnamesi ile şirketin her türlü iş ve işlemlerini yapma ve şirketi her türlü resmi ve özel kurumlarda temsil etme hususunda vekil tayin ettiğini, davacı şirketin müşterilerine yaptığı satışlar sebebi ile müşteriler tarafından kendisine yapılması gereken ödemeleri ...'ın ... Bankası Göztepe Şubesindeki hesabına yatırılmasını talep ettiğini, müvekkili tarafından yapılan bir çok alışveriş sonrasında ödemelerin bu hesaba yapıldığını ve huzurdaki davaya konu ihtilafa kadar hiç bir sorunun yaşanmadığını, davacı şirketin başka müşterilerinin de ödemeleri bu hesaba yaptığı bilgisine ulaşıldığını, davacı şirket ile vekili ... arasındaki iç ilişkide çıkan ihtilaf nedeniyle davalıdan mükerrer tahsilat yapılmasına yol açmaması gerektiğini, davacı tarafından icra takibine konu edilen faturaların davalıya tebliğ edilmediğini belirterek davanın öncelikle görev yönünden reddi ile dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde davanın esastan reddine, davacı aleyhine % 20'den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEME KARARI:

Mahkemece; davacının faturaya konu mantar tohumlarını davalıya teslim ettiği ve fatura kapsamında alacağa hak kazandığı, uyuşmazlığın 16/12/2017 tarihinde dava dışı ... hesabından dava dışı ... hesabına yapılan 14.700-TL ödemenin davalıyı borçtan kurtarıp kurtarmayacağı noktasında toplandığı, ödeme dekontunda herhangi bir açıklamaya yer verilmediği gibi ödemeyi yapan dava dışı ...'nin davalı nam ve hesabına hareket ettiği ve icra takibine konu fatura kapsamında ödeme yaptığı noktasında delil ibraz edilmediği, davalı yanca davacı şirket tarafından dava dışı ...'a verilen vekaletname kapsamında ödeme yapıldığı beyan edilmişse de anılan vekaletnamede davacı şirket adına tahsilat yapma yetkisi veya bu anlama gelecek başkaca bir yetkilendirme bulunmadığı gibi ödemenin dava dışı ... hesabına yapılması yönünde davacı şirket tarafından verilmiş bir talimata ilişkin delil ibrazında da bulunulmadığı, ...'a ait hesap hareketlerinde uyuşmazlık konusu faturadan önceki dönemlere ilişkin davalı ve davalı yanca isimleri bildirilen dava dışı kişiler tarafından yapılan muhtelif tarihlerdeki bir kısım ödemelere rastlanılmışsa da bahse konu ödemelerin davacı şirket tarafından muhasebeleştirildiğinin tespit edilememesi, ilgili ödemelerin davacı şirket adına ... hesabına yapıldığının sabit olmaması nedeniyle 16/12/2017 tarihinde dava dışı ... hesabına yapılan 14.700-TL ödemenin dava konusu 14.742-TL tutarlı fatura kapsamında davalıyı borçtan kurtarmayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının itirazının 14.742-TL asıl alacak yönüyle iptaline,%20 oranda hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ:

Davalı vekili; tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu, davacı şirket tarafından ...'a verilen vekaletnamede davacı şirketi resmi ve özel kurumlarda temsil yetkisi, iş takibi, davacı adına satış, tahsilat yetkisi verildiği, davacının uzun zamandan beri kendisine yapılması gereken ödemeleri kendine göre sebeplerle ...'ın hesabına yapılmasını talep ettiğini, müvekkili tarafından yapılan bir çok alışveriş nedeniyle ödemenin bu hesaba yapıldığını, bu ihtilafa kadar hiç bir sorun yaşanmadığını, davacının dava konusu faturayı BS formunda beyan etmemesinin vergi mükellefiyetini yerine getirmekten imtina ettiğinin açık kanıtı olduğunu, başka müşterilerin de bu şekilde mağdur edildiğini, ...'ın görevine son verildiğine dair müvekkiline herhangi bir ihbarda bulunulmadığını, müvekkiline fatura tebliğ edilmediği gibi fatura konusu ürünün de teslim edilmediğini, akdi ilişkinin ve teslim olgusunun davacı tarafından ispatlanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

GEREKÇE:

Dava, fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalıya 16/12/2017 tarihli 14.742-TL bedelli fatura konusu mantar tohumunu sattığını ve teslim ettiğini, ancak davalının fatura bedelini ödemediğini ileri sürerek davalı aleyhine icra takibine girişmiş olup, davalı ise ürün bedelinin davalının vekil olarak atadığı ve kendisine ödeme yapılması bildirilen ... isimli kişinin hesabına ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık, ...'ın hesabına yapılan ödemenin davalının davacıya olan borcu için yapılıp yapılmadığı, borcu söndürücü etkisinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı yanca uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görev itirazında bulunulmuşsa da uyuşmazlık konusu faturanın 2520 adet mantar tohumuna ilişkin olduğu, satış konusu ürünün miktarı ve niteliği dikkate alındığında davalının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etttiği kabul edilemeyeceğinden davalının görev itirazı yerinde görülmemiştir. TBK'nın 551. maddesinde bir ticari işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için bir kimseyi ticari vekil olarak yetkilendirebileceği düzenlenmiştir. Bu yetki, işletmenin alışılmış bütün işlemlerini kapsar. Ancak, ticari vekil açıkça yetkili kılınmadıkça, ödünç olarak para veya benzerlerini alamaz, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, dava açamaz ve açılmış davayı takip edemez. Öte yandan, kanunda ticari vekilin tayini herhangi bir şekle bağlı tutulamıştır. Ticari vekilin açık ve zımni olarak tayin edilmesi mümkündür. Uygulamada çok defa temsil olunanın iradesine delalet eden davranışlarıyla ticari vekilin tayin edilmesine rastlanmakta ise de işletme sahibi gerçekte ticari vekil tayin etme isteğinde olmasa bile, davranışlarıyla üçüncü kişilerde böyle bir yetki verdiği inancını doğurmaktaysa, bu yetkinin dış görünüşe göre tespit edilen sınırları içinde yapılan muamelelerden dolayı işletme sahibi iyiniyetli üçüncü kişilere karşı bağlı olur (Cevdet Yavuz, Borçlar Hukuku Dersleri Özel Hükümler, 17. Baskı, İstanbul 2021, s.732). Somut olayda; davacı şirket tarafından ...'a verilen Beşiktaş ... Noterliği'ne ait 02.02.2017 tarihli ... yevmiye numaralı vekaletnamenin Maliye, SGK ve resmi dairelerde iş takip yetkilerini içerdiği, davacı adına satış, satıştan kaynaklanan işlemler, fatura düzenleme, davacı adına tahsilat yapma gibi yetkilerin yer almadığı anlaşılmaktadır. Ancak davacı, davacı ile aralarındaki ilişki nedeniyle daha önceki ödemelerin de ... isimli kişiye yapıldığını ileri sürmektedir. Bahsi geçen kişinin davacı adına tahsil yetkisi kullanıp kullanmadığının, davacının ticari vekili olarak hareket edip etmediğinin, dolayısıyla bu kişiye yapılan ödeme ile davacıya olan borcu sona erip ermeyeceğinin dosyadaki delillere göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacının defterlerinde, dava konusu olan fatura dışında davalı adına 20/10/2017 tarihli 3.629-TL bedelli bir adet daha fatura kaydı bulunmakta olup 31/12/2017 tarihli aynı tutarlı ödeme kaydı bulunmaktadır. Uyuşmazlık konusu olmayan bu faturanın düzenlendiği 20/10/2017 tarihinden sonra ... isimli kişinin hesabında davalının yaptığı 25/10/2017 tarihli 1.985-TL bedelli, 06/11/2017 tarihli 775-TL bedelli ödeme kayıtları yer almaktadır. Bu durumda davalı ile davacı ile daha öncesinde de satım ilişkisi bulunmakta olup davacının defterlerine ve dava dışı ...'ın banka hesap ekstresine göre davacının önceki satım ilişkilerinden doğan alacaklarının ...'ın hesabına yapıldığı dikkate alındığında, davacının ... isimli kişiye tahsil yetkisi verdiğininin kabulü gerekir. Ayrıca 14.700-TL bedelli ödeme tarihinin ve miktarının takip konusu faturanın tarihi ve miktarı ile uyumlu olduğu,para borcunun bizzat borçlu tarafından ifası gerekmediği ,borçlu adına yapılabileceği ,havaleyi gönderen kişinin ayrıca borcu bulunduğu ileri sürülmediği dikkate alındığında, davalının ... isimli kişiye ödeme yapmakla davacıya olan borcundan kurtulduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yönünde hüküm kurulması doğru olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından davanın reddine, davacının icra takibini başlatmakta kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM:

Yukarıda açıklanan nedenlerle:

Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,

İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/208 Esas - 2020/499 Karar sayılı 30/09/2020 tarihli kararının, HMK.'nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA;

"Davanın reddine, Davalının koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine" İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; "Alınması gereken 427,60-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 251,76-TL harcın mahsubu ile kalan 175,84‬‬-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,

Davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 14.700-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,

Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine"

Yatırılan 252-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,

Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/01/2024

KARARI YAZDIR


Bu kararı Favorilerinize Eklemek için giriş yapın veya üye olun

Bu kategorideki diğer İçtihatlardan bazıları